Yerli malı haftasındaki acı gerçeği CHP'li Gürer açıkladı
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM2de gerçekleştirdiği basın toplantısında, Yerli Malı Haftası’nın önemine işaret ederek Yerli Malı Haftası’nın geçmişte toplumda oluşturduğu heyecanı bugün yitirdiğini belirtti. Türkiye’de 23 milyon ton gıdanın çöpe gittiğini ifade eden Gürer, yerli malının korunması ve israfın önlenmesini bir eğitim meselesi olduğunu ifade etti.
Yerli firmaların büyük bir bölümünün yabancılara satıldığını, yerli olarak nitelendirilen birçok firmanın ise yabancı ortaklar ile işletildiğini aktaran Gürer, "Yerli üretim yapan firmalar el değiştirerek yabancılara satıldı. İthal ürünlerle rekabet edemeyen çoğu yerli firma şirket kapısına kilit vuruyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan yüz kamu fabrikası satıldı. Limanlar, enerji şirketleri kamunun elinden çıktı. Sanayi gelişecek, ülke kalkınacak dendi ama sorunlar daha da arttı. Son yıllarda ünlü markalar tek tek Türk firması olmaktan çıkıyor. Son yıllarda Beymen, Yargıcı, İçim Süt, Yorsan, Sakasu Hayasu, Erikli, Doğadan, Ofçay, Filiz Makarna, Komili, Banvit, Hacı Şakir, Demir Döküm, Baymak, İzocom, Filli Boya, Yemek Sepeti, Mado gibi çok sayıda bilinen marka ya yabancılara satıldı ya da yabancı ortaklıklarla yürütülüyor.” açıklamasında bulundu.
CHP'li Gürer: Mercimek fiyatları artış gösterecek
“Erkut Traktör, Vehsalar Makina gibi sanayi kuruluşları da artık yabancı şirketlerin kontrolünde. Türkiye'nin dünya fındık üretiminde yüzde 70 paya sahip yıllık üretimi 600 bin tonu aşarken bu yıl da yüzde 38'lik bir verim kaybı var ama yine dünyanın en önemli fındık üreticisiyiz." diyen Gürer, Oltan Gıda'nın 2014 yılında İtalyan Ferrero grubu tarafından satın alındığını hatırlattı.

"YABANCI ŞİRKETLERİN KONTROLÜNE GEÇTİ"
Gürer, "Fındık piyasaları yabancı şirketlerin kontrolüne geçti. Fiskobirlik ve diğer birliklerin devre dışı giderek kalmasıyla da piyasa tekelleşmeye yol açtı. Düşünebiliyor musunuz? Yerli malı haftasında bir avuç fındık konurdu cebimize artık mümkün değil. Dünyada en çok üreten biziz ama bunu bile yabancı firmalar artık kontrolüne vermiş durumdayız. Çocukların yerli mala haftasında okula götürebildiği fındığın bile kontrolü İtalyan firmanın elinde" ifadelerine yer verildi.
Market raflarında yer alan mercimekten nohuta, kuru fasulyeden pirince, pamuktan ayçiçeği ve yer fıstığına kadar birçok üründe ülke olarak artık Türkiye’nin yazmadığına dikkati çeken Gürer, "Elma Azerbaycan, İran ve Gürcistan’dan; çay Sri Lanka, Hindistan ve Kenya’dan; şeker Rusya, Ukrayna, Çin, ABD ve Brezilya’dan; dana eti ise Avrupa ve Güney Amerika’dan ithal edilir durumdayız. 2025 yılının ilk 9 ayında temel gıda ürünleri için yaklaşık 10 milyar lira döviz yurt dışına gitti. Et ve hayvan ithalatı için ise 2 milyara yakın bir bedel yurt dışına ödeniyor. Bunun sonucu, gelecekte dışa bağımlılık riskini büyütüyor. Özelleştirmeler, yanlış yönetim tercihleri, plansızlık, sanayi ve tarımda gerilemeyi hızlandırdı. Gelişmiş ülkeler Endüstri 5.0’ı konuşurken, biz ülke olarak Endüstri 3.0’da kaldık. Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası’nın bir yurttaşlık görevi olarak doğru anlaşılması ve kamucu bir anlayışın yeniden güçlendirilmesi gerekir." sözlerini sarf etti.

“PROBLEMLERİN DAHA DA DERİNLEŞECEĞİ GÖRÜLMELİDİR”
Planlı karma ekonominin yeniden ele alınması gerektiğini belirten Gürer, devletin sanayiye aktif katılımının sağlanmasını, kooperatifçiliğin geliştirilmesini ve ithalata bağımlılığın azaltılmasının önceliklendirilmesini vurguladı. Ar-Ge yatırımlarının artırılması gerektiğini belirtti. Gümrük Birliği’nin Türkiye aleyhine olan yönlerinin de yeniden düzenlenmesi çağrısında bulundu.
Yerli Malı haftasında 'gıda zehirlenmesi' skandalı: 10 öğrenci hastanelik oldu!
Gürer, "Ülkemizin içinde bulunduğu koşullarda, tarımdan sanayiye kadar ürettiğimiz ya da yaptığımız ürünlerin yurt dışına satılmasının yanı sıra, bu ürünlerin yerli üretici eliyle üretilmemesinin; ileride bu alanlara giren yabancı firmaların ülkeden çekilmesi durumunda yaratacağı sorun ve problemlerin daha da derinleşeceği görülmelidir. Özellikle tarım ürünlerinde, 21 üründe ortaya çıkan arz açığının ortadan kaldırılması için, mutlak surette planlı üretime geçilmeli; üretim öncesi, üretim süreci ve üretim sonrası aşamalar kooperatifçilik geliştirilerek yeniden şekillendirilmeli ve bu süreçler geleceğimizi sorunsuz kılacak biçimde ele alınmalıdır." dedi.
Kaynak:ANKA