Çevrenize rağmen kilo vermenin sırrı:

Çevrenize rağmen kilo vermenin sırrı:
Yemek, insanları bir araya getirir. Etkinlikler, yemek söz konusu olduğunda tamamlanır çünkü yemek sadece karın doyurmak değildir; sevgi, alışkanlık, kutlama ve hatta teselli biçimidir. İşte bu yüzden, mutfağı yeniden düzenlemek çoğu zaman sadece dolapları değil, ilişkileri de sarsar…

Geçen yaz, aile tatili sonrası tatil fotoğraflarıma bakarken özgüvenim saniyeler içinde yerle bir oldu. Panikledim ve kıyafetlerdendir diye düşündüm. Ya da kötü açı ile ışıklandırma hatasına suçu atarak rahatladım. Fotoğraflara tekrar tekrar bakınca gerçekle yüzleştim: Sorun tişörtümde, fotoğrafın açısında ya da ışığında değildi. Asıl mesele kilomdu. Gereğinden fazla kilo almıştım. Ki ben yıllarca kürdan gibi dolaşıp zayıflıktan şikayet ederek akşamları tıka basa tahin pekmezleri tüketirken yiyip de kilo almıyorum diye övünenlerdendim. Gel gör ki yaşla beraber yavaşlayan metabolizmamı hiç hesaba katmamışım.

O anda sadece kendi beslenme alışkanlıklarımı değil, ailemin alışkanlıklarını da iyileştirmeye karar verdim. İçimden, “Kim daha sağlıklı beslenmek istemez ki?” diye geçirdim. Yemek yapmayı seviyorum, daha fazla meyve ve sebze eklemek fark edilmeyecek diye düşündüm. Ama yanılmışım...

tr-img-1-27.jpg

Bazı yemek alışkanlığımızı kesmek dirençle karşılandı. Kutlamalarda yemek yemek, aile kahvaltıları, çayın - kahvenin yanında tatlı krizleri , akşam televizyon karşısında bir şeyler yemek… Bunlar yerleşmiş alışkanlıklardı ve değiştirmek hiç de kolay olmadı. Gerçekten de, tatillerden hemen sonra birçok kişi çok çalışır, pes eder, antrenman yapar ve yine de istenen sonucu göremez. Peki sonra ne olur? Pes ederler ve eski alışkanlıklarına geri dönerler.

BU YÜZDEN GEÇİŞ SANCILI OLDU...

Diyet sabotajcıları her yerde karşımıza çıkabiliyor: Evde, işte, sosyal çevrede. Çoğu zaman niyetleri kötü değil ama hazırlıksız yakalanırsanız sizi kolayca yolunuzdan saptırabiliyorlar.

Sevgiyle pişirilen yemekleri reddetmek, “mutfağı temizlemek” bahanesiyle fazladan lokmaları üstlenmek… Hepsi sağlıklı yaşam yolunda küçük ama etkili tuzaklar. Sonuç? Sağlıklı beslenmek sadece mutfak alışkanlıklarını değiştirmek değil, aynı zamanda toplumsal bir diplomasi işi.

Daha sağlıklı bir seçim yapmaya çalıştığınız her seferinde, muhtemelen şu gibi ifadelerle kararınızı baltalayacak veya size karşı çıkacak biri olacaktır:

"Artık hiç eğlenceli değilsin!"

“Bir iki dilim pizzanın nesi bu kadar önemli?”

“Ama bu yemeği özellikle senin için yaptım! Bunu yemek zorundasın.”

“Kilo vermene gerek yok! Olduğun gibi gayet iyisin.”

"Bu seferlik egzersizi atlayamaz mısın?"

“Bugün senin/benim doğum günüm! Bir dilim pasta zarar vermez.”

"Neden biraz rahatlayıp herkesin yediğini yemiyorsun ?"

SEVDİĞİNİZ İNSANLARA VE YİYECEKLERE SIKICA TUTUNMAK

Gerçek şu ki, ilişkileriniz diyetinizi önemli ölçüde etkileyebilir. Bu, iş arkadaşlarınızın sizi kalorili atıştırmalıklara veya yemeklere katılmaya zorlaması, zayıf bir arkadaşınızın yemek seçimlerinizle alay etmesi veya iyi niyetli bir eşin sağlıklı değişikliklerinizden tehdit altında hissetmesi olabilir.

6207496345d2a0c0140dd924.webp

Yapılan bir araştırmada, grup halinde kilo verme programına katılan kadınların %90'ı, sağlıklı beslenme konusunda arkadaşlarından nadiren veya hiç destek almadıklarını belirtmiştir. %78'i ise aynı şeyi aileleri için de söylemiştir. Hatta bazı diyet yapanlar, sevdiklerinin zayıflama çabalarını kasten sabote ettiğini bile bildirmiştir.

Sağlığınızda iyileşme gördüğünüzü gören arkadaşlarınız ve aileniz kıskançlık, yargılama veya hatta kendileri değişiklik yapmadıkları için suçluluk duyabilirler. Salata sipariş ettiğinizde, onlar da aynısını yapmaları gerektiğini düşünürler. Size tatlılar ikram ederler veya fazladan porsiyonlar sunarlar ve hayır dediğinizde sizi azarlarlar. Birlikte yemek yemekten artık zevk almazsanız ilişkinizin değişeceğinden ve bunun da olumlu yönde olmayacağından korkarlar.

Bazen kendi duygularımızın ötesini görmek zor olabiliyor. Önemli olan potansiyel sabotajı tanımak ve buna nasıl uygun şekilde yanıt verileceğini öğrenmektir. Ailenizin veya arkadaşınızın size hedefinize yaklaştıran veya uzaklaştıran öneriler, çözümler veya seçenekler sunup sunmadığını kendinize sorun.

İşte, hedeflerinize destek vermeyen kişilerle başa çıkarken sağlıklı alışkanlıklarınıza sadık kalmanın yolları:

DİYETİNİZİ "ZAYIFLAMA" PLANI YERİNE "SAĞLIKLI OLMA" PLANI OLARAK SUNUN

Aç olmadığınızı, kan şekerinizin kontrol altında olması gerektiğini veya belirli bir yiyeceğe alerjiniz olduğunu iddia etmek, karşı çıkan birini anlık olarak susturabilir. Ancak ödüllü diyetisyen ve yazar neden değişiklik yaptığınızı açıklarken büyük resmi dürüstçe anlatmanın önemli olduğunu ve "konuyu kilo ve lise kot pantolonlarınıza sığmak yerine, sağlık ve aile için bir şeyler yapmak üzerine kurun" diyor.

AÇIK SÖZLÜ OLUN

Başkalarının davranışlarına odaklandığınızda, insanlar savunmaya geçebilir ve söylediklerinizi dinlemeyi bırakabilirler. Çoğu insan, başkalarının kendilerine değişim dayatmaya çalışmasından rahatsız olur; bu nedenle, onlardan sizinle birlikte değişmelerini değil, sizi desteklemelerini istediğinizi açıkça belirtin.

Rahatsız edici olsa da, neden desteğe ihtiyacınız olduğunu açıklayın ve nasıl yardımcı olabileceğinize dair örnekler verin. Şöyle bir şey deneyebilirsiniz: "Beni düşünüp en sevdiğim tatlıları pişirdiğin için minnettarım ama çok fazla tatlı yememeye çalışıyorum. Belki de yiyebileceğim yeni tarifler deneyebiliriz" (yiyemediğiniz şeylerden bahsetmek yerine).

TAMAMEN AÇ KALMAK ÇÖZÜM DEĞİL

Gittiğiniz davetlerde cezbedici yemeklere, uzaktan bakıp sadece marul yemek de elbette sizi mutsuz yapacaktır. Azar azar tadımlık yemek en makulu. Böylelikle hem ev sahibini hem kendinizi ödüllendirmiş olacaksınız. Unutmayın doyuncaya kadar değil azar azar, küçük lokmalarla…

UNUTMAYIN, ÇOĞU İNSAN İYİ NİYETLİDİR

Evet, gerçek sabotajcılar var. Kilo verme konusunda rekabetçi arkadaşlarla, kilolu kalmanızı tercih eden eşlerle ve yaptığınız değişikliklerden dolayı kızgın olan aile üyeleriyle karşılaşabilirsiniz.

640x360.jpg

Ancak insanların büyük çoğunluğu diyetinizi düşünmüyor. Eğer biri en sevdiğiniz tatlıları , börekleri işe getiriyorsa muhtemelen sağlıklı beslenme gününüzü bozmak istemiyordur. Benzer şekilde, ev sahibi meşhur güvecinden ikinci bir porsiyon teklif ediyorsa bunu büyük olasılıkla sevgi ve alışkanlıktan yapıyordur. Basit bir "hayır, teşekkür ederim" veya "çok lezzetli ama doydum!" yeterli olacaktır.

Eğer baskı görmeye devam ederseniz neden farklı beslenme tercihleri yaptığınız konusunda daha ciddi bir konuşma yapmanın zamanı gelmiş olabilir.

Yaklaşmakta olan yeni yıl sofraları, planınızı devreye sokmak için biçilmiş kaftan. Ayrıca yeni yıl, yeni bir başlangıçlar için ideal bir fırsattır…Kendinize verdiğiniz sözü tutmanız dileğiyle…

Kaynak:Halk TV Haber Merkezi