'Yasaklar genelgesine' dava: Çoraplar kaybolursa ne olacak?
Koronavirüs pandemisi nedeniyle 17 Mayıs’a kadar sürecek tam kapanma döneminde İçişleri Bakanlığı, yayımladığı genelgelerle önce alkol satışını yasakladı sonra da marketlerde giyim, kırtasiye ürünleri ve oyuncak satışına da yasak getirildi. Ankara Barosu’na kayıtlı avukat ve bir çocuk babası Dr. Cenk Yiğiter, İçişleri Bakanlığı’nın oyuncak satışını da yasaklayan bu genelgesine karşı Danıştay’da dava açtı.
Yiğiter, yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle açtığı davada, genelgenin; “ölçülülük ilkesine” aykırı olduğunu belirterek, “Bu işlemler ile elde edilebilecek bir kamu yararı bulunmadığı gibi bu işlemler bilakis sosyal adaleti, halk sağlığını ve kamunun esenliğini tehdit eden sonuçlar doğurmaktadır. Bu anlamda davaya konu işlemler sebep unsuru ve amaç unsuru yönünden de hukuka aykırıdır” dedi.
Yiğiter dava gerekçesinde Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi’ni de hatırlatarak, şunları belirtti:
Çocukların pandemi sürecinin başından beri sokağa çıkması kısıtlanmış durumdadır. Bu çocukların uzunca bir süredir hayatları evde sürmektedir. Çocukların hayatlarını evde kapalı, sosyal ilişkilerden uzak biçimde sürdürmek zorunda oldukları bu süreçte, psikolojik gelişimleri, eğitsel gelişimleri özel bir hassasiyet gerektirmektedir. Bu çocukların evde geçirdikleri zaman boyunca hem eğlenmeleri hem psikolojilerinin ve sağlıklı gelişimlerinin sağlanması hem de ev içi eğitimleri gereği, kaleme, kâğıda, deftere, kitaba, boyama kitabına, boyaya, oyuncağa, eğitsel yayınlara ihtiyaçları olduğu ortadadır.
Gerekçelerini açıkladı
Yiğiter, genelgenin neden iptal edilmesi gerektiğini madde madde özetle şöyle açıkladı:
Asgari düzeyde anayasal bir çerçeveye, anayasal bir geleneğe sahip bir devlette, atanmış bir İçişleri Bakanı, kanunun dahi dokunamayacağı alanlarda gece yarısı genelgeleri ve de basına verilen demeçlerle tüm ülkede geçerli, tüm insanların sosyal ve ekonomik hayatlarını, özel hayatlarını, gündelik hayatlarını doğrudan etkileyen kararlar alarak ülkeyi fiilen yönetemez.
Alkollü ürünlerin yasaklanmasının pandemi ile, pandemi karşısında alınması gerekli tedbirler ile hiçbir hukuksal, bilimsel, rasyonel, mantıksal bağı bulunmamaktadır. -İdare tarafından da böyle bir bağ kurulmaya tenezzül dahi edilmemiştir… pandemi krizi bir fırsat olarak görülerek, bu işlemlerle davacı müvekkil de dahil olarak insanların yaşam tarzına, özel hayatına, özel hayatlarını nasıl ne şekilde sürdürmek istediklerine, özel hayatlarında nasıl yaşayıp ne tüketeceklerine demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine aykırı biçimde, keyfi biçimde, tek bir kişinin siyasal pozisyonu, gündelik siyasal amaçları, dünya görüşü ve dinsel referanslarıyla müdahale edilmektedir.
Nitekim ülkemizde alkollü ürünlerdeki vergilendirme yoluyla fahiş fiyatlandırma politikası sonucunda, giderek büyüyün bir kaçak alkollü ürün piyasası oluşmakta; her geçen gün daha çok yurttaş bu korsan piyasadan kaçak alkollü ürünler satın alma yolunu seçmektedir. Korsan piyasalarda satılan, merdiven altı üretim mamulü denetimsiz alkollü ürünler dolayısıyla çok yakın tarihlerde ülke çapında toplu ölümler dahi gerçekleşmiştir.
Avukatlık mesleği tam kapanma günlerinde de devam eden, kamu hizmeti niteliği taşıyan mesleklerden biridir. Bu anlamda kırtasiye ürünlerinin bir avukat için zorunlu ihtiyaçlar kapsamında olduğu ortadadır. Nitekim şu anda yazmakta olduğumuz bu dilekçeyi mahkemenize getirmeden önce yazıcıdan çıktı olarak alacağız ve bunun için A4 kağıda ihtiyaç bulunmaktadır. Şu anda mevcudumuzda A4 kağıt neyse ki bulunmaktadır. Ancak bu kağıt stokumuz bittiği anda mahkemenizde bir dava süreci başlatmak dahi mümkün olmayacaktır.
'Çamaşırlar zayi olursa'
İçişleri Bakanı Soylu, tek başına, keyfi biçimde, kendi dünya görüşü, siyasal pozisyonu, gündelik siyasal amaçları ve dinsel referansları ile, bu ülkede yaşayan milyonlarca insanın yaşam tarzına müdahale etmek üzere hareket ederek önce alkollü ürünleri yasaklamak istemiş; ancak kamuoyundan gelen tepkiler sonucunda yasağı ortadan kaldırmak yerine genişletmeye karar vermiş, işi çocuklar için alınacak kağıdı, kalemi, pastel boyayı, oyuncağı, eğitsel yayınları yasaklamaya vardırmıştır.
On milyonlarca çalışan, çalışmak zorunda olan insanın kıyafetlerinin, çoraplarının, çamaşırlarının aşırı kirlenmesi ve temizliği için zaman/imkan olmaması durumunda veyahut bunların zarar görmesi, zayi olması durumunda ne yapacağı belirsizdir.”