'Yasakçı zihniyeti savunan herkese ders olsun'
Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan, Boğaziçi Rektörü Melih Bulu'nun görevden alınması kararı için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a "Değdi mi?" diye sordu. Özcan; "Onca ödenen bedelin, harcanan zamanın ardından inşallah gelen gideni aratmaz. İnşallah TRT atamalarındaki gibi, sadık trollerden bir başka numune, üniversitenin başına musallat edilmez. Özerk ve özgür eğitimin oluşacağı günlere dek tek dileğimiz bu" dedi.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan ise “Koca Profesörü 23 Nisan çocuğu gibi getirip oturttular. ‘Bu direnç 6 ay sürmez’ denildi, doğru 6 ay sürmedi, ama gitmesi altı ay sürmedi, 194 gün... Melih Bulu’nun bu durumu ülkede yasakçı zihniyete prim veren, yasakçı zihniyeti savunan, yasakları getiren herkese ders olsun" ifadesini kullandı.
Gelecek Partisi Sözcüsü Özcan, partisinin haftalık basın açıklamasında gündeme ilişkin değerlendirmeler yaptı. Özcan, basın açıklamasının başlamadan önce 15 Temmuz darbe girişiminde şehit düşenlere rahmet diledi. Özcan'ın açıklamasından satır başları şöyle:
Kırk takla atıyorlar: Maalesef 15 Temmuz sonrası, adına "Beka siyaseti" denen, özgürlükleri tırpanlayan, güvenliği mazeret üretmede araç kılan, bir domino taşı harekete geçirildi. Tarihin nadir gördüğü bu elim hadisenin ardından, toplumun beklentileri karşılanamadı. Anayasa ve kanunlara rağmen, bir OHAL rejimi inşa edildi. Evrensel hukuk normları lime lime edildi. Hukuk ayaklar altına alındı. Bizler yepyeni, topluma ümit aşılayacak bir anayasa beklerken, karşımıza tek adam rejimi çıkartıldı. Sistemik bir otoriter yolsuzluk düzeni inşa edildi...Bağımsızlık ne kelime? Saray'dan bağımsız hareket edilemez hale gelindi...Demokrasi, hukuk ve adaletten yana dostlarını trenden bir bir attıkları için, yolda buldukları kifayetsiz muhterislerle, siyasi ahlaktan yoksun kadrolarla yeni bir gemi inşa ettiler. Artık o gemi her yerden su aldığı için, 'Nasıl yapsak da battığımız anlaşılmasa' diye kırk takla atıyorlar. Hangi yüzle olduğu bilinmez, halktan destek talep ediyorlar.
OHAL kararı'na tepki: 31 Temmuz’da süresi dolacak olan, 15 Temmuz sonrası OHAL uygulamalarını 3 yıl daha uzatırken, bu ülkeye yalancı ümitler pompalamanın anlamı var mı?... Neyin çözümünü sunacaksınız bu millete? O yüzden, OHAL rejimini süreklileştiren bu yasa tasarısını da derhal geri çekmelisiniz!
'Hain' olmak gerek: Hangi geçmiş tecrübeye, hangi emeğe binaen oraya (TRT) atandılar bilen varsa beri gelsin. Ne kurumsal hafızaya saygı kaldı ne de bürokratik tecrübeye hürmet...Toplum nezdinde hiçbir itibarı kalmayanları kurumlarda istihdam ederek, üstelik 2-3 maaşlı kıyaklarla besleyerek toplumu daha da öfkelendirmekten başka ne yapılmış oluyor ki. Tabii siz, biz böyle düşünüyoruz. Yozlaşma ve çürümenin merkezinde trolleştikleri halde hala işe yaradıklarını düşünmemek için 'hain' olmak gerek!
İşgalci konumuna düşmenin anlamı var mı?: Afganistan meselesi, Türkiye’nin dış politikadaki sıkışmışlığının utanç verici bir tezahürüdür. Amerika’yı memnun edelim derken Taliban’ın öfkesiyle yüzleşiyoruz...Sözde Müslüman ülkeye sahip çıkma adına bunu yapıyorlar. Taliban yayınladığı 8 maddelik bildiriyle sizi burada istemediğini deklare ediyor. Size ülkesini terk etmek için zaman veriyor. ABD’nin terk ettiği coğrafyada bu derece istekli olmanın manası nedir Allah aşkına? Adam 'kardeş ülke Türkiye’nin burada asker bulundurması bizi memnun eder' falan dese amenna! Kimin için, hangi gelecek planları ve menfaat adına alındığı bilinmeyen bu kararla, işgalci konumuna düşmenin bir manası var mıdır?
Yanlıştan dönmek için bekleyen cumhurbaşkanı değdi mi?: Yanlıştan dönmek için 7 ay bekleyen Sayın Cumhurbaşkanı’na sormak istiyorum. Değdi mi Sayın Cumhurbaşkanı? Değdi mi ülkenin yüz akı bir üniversitesinin teamüllerini hiçe saymanıza? Değdi mi bilim üretmesi gereken üniversite hocalarını 131 gün boyunca okul bahçesinde protesto etmek zorunda bırakmanıza? Değdi mi yüzlerce öğrenciyi gözaltına aldırıp sicillerine işletmenize? Değdi mi her biri birbirinden değerli gençlerimizin umutlarını söndürmenize, ülkelerine olan inançlarını yok etmenize? Değdi mi anayasal haklarını kullanan vatandaşlarımızla polisi karşı karşıya getirip ülkenin huzurunu kaçırmanıza?
İlim adamlığı haysiyetini hiçe saydığınıza değdi mi?: Siz de söyleyin Sayın Melih Bulu. Değdi mi onurlu ve sorumlu bir istifa vermeyip o koltukta oturmak uğruna ilim adamlığı haysiyetini hiçe saydığınıza? Değmedi elbette. Ama bakın bir şeye değdi. Farklılıkların evrensel değerler ışığında bir araya gelindiğinde çatışma değil uzlaşma alanı olduğunu, meşru hak ve talepleri, bedeli ne olursa olsun demokratik zeminde kalınarak elde etmenin mümkün olduğunu, yüzünüze gülen kim olursa olsun sırtını dönen millet olduğu zaman en yüksek makamların bile anlamsız olduğunu göstermenize değdi. Daha baştan ortada olan bir adaletsizlik geç de olsa giderilmiş oldu. Ne diyelim! Onca ödenen bedelin, harcanan zamanın ardından inşallah gelen gideni aratmaz. İnşallah TRT atamalarındaki gibi, sadık trollerden bir başka numune, üniversitenin başına musallat edilmez. Özerk ve özgür eğitimin oluşacağı günlere dek tek dileğimiz bu."
İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan: Yasakları getiren herkese ders olsun
İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Melih Bulu'nun görevden alınmasını, “Koca Profesörü 23 Nisan çocuğu gibi getirip oturttular. ‘Bu direnç 6 ay sürmez’ denildi, doğru 6 ay sürmedi, ama gitmesi altı ay sürmedi, 194 gün... Melih Bulu’nun bu durumu ülkede yasakçı zihniyete prim veren, yasakçı zihniyeti savunan, yasakları getiren herkese ders olsun" sözleri ile değerlendirdi.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Türkkan da TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Türkkan'ın açıklaması şöyle:
"Melih Bulu bu günden sonra Boğaziçi Üniversite'ne giremeyecek"
Son olarak, 194 günlük bir rektörden bahsetmek istiyorum. Koca profesörü 23 Nisan çocuğu gibi getirip oturttular. ‘Bu direnç altı ay sürmez’ dedi, doğru altı ay sürmedi, ama gitmesi altı ay sürmedi, 194 gün. Sayın Cumhurbaşkanı’nın bir sözünü hatırlıyorum; ‘Melih Bulu orada devrim yapacak’ dedi. Hakikaten devrim yaptı. Boğaziçi geleneğine hiç uymayan, öğrencilerine kampüse sokulmadığı, gözaltına alındığı, dövüldüğü; öğretim üyelerinin tartaklandığı, KYK burslarının kesildiği, kredilerinin ödenmediği; zulüm yapılan bir dönemdi. Bir devrimse, Melih Bulu’nun yaptığı devrim buydu. Bu devrimin sonuçlarını, hep beraber gördük. Dünyada, bir üniversitemiz sıralamaya zaman zaman giriyordu o da Boğaziçi Üniversitesi’ydi, altı ayda getirdiği nokta budur. Melih Bulu, bugünden sonra, Boğaziçi Üniversitesi’ne giremeyecek, sebebi kendi getirdiği yasak. Mezunlarına, üniversite kampüsüne giriş yasağı koymuştu, Melih Bulu. Şimdi kendi yasağı kendisine uygulanacak ve üniversiteye giremeyecek. Melih Bulu’nun bu durumu ülkede yasakçı zihniyete prim veren, yasakçı zihniyeti savunan, bu yasakları getiren herkese ders olsun. Bu yasakçı zihniyet mutlaka gelir, o kişiyi bulur. Bu ülkede bundan sonra yasak koyanlar Melih Bulu’dan mutlaka ve mutlaka ders almalılar."
Kayyum Melih Bulu'nun Boğaziçi'ndeki 194 günü
Boğaziçi'nde düzenlenen 15 Temmuz anmasına Melih Bulu katılmadı, Prof. Dr. İnci konuştu
Melih Bulu önce paylaşımını sildi, sonra hesabını kapattı