Bursa’nın yoksul mahallelerinden olan Değirmenönü’ne gitmek için otogardan bindiğimiz taksinin şoförü, yangında ölen aile için geldiğimizi anlıyor. 20-25 dakikalık bir yolculuğun ardından mahalleye giriyoruz. Değirmenönü’nün yoksul bir mahalle olduğu ve göçmenlerin bu mahallede yoğun olarak yaşadığını taksiciden öğreniyoruz.

Yangının olduğu ev ise Değirmenönü Mahallesi’nin en uç noktalarında, dik bir yokuşun sonunda. Polis kordonu kurulu fakat yüksek ihtimalle bu, civardaki son ev.

Mahalle muhtarına ulaşmak için aradığımızda telefonun bölgede çok az çektiğini fark ediyoruz. Polisler, telefonun çektiği alanı tarif ediyor.

Muhtara, “Aileden okula giden çocuklar var mıydı?” diye sorduğumuzda, “Bizim mahallede kayıtları yok. O yüzden okula gidemezler” yanıtını alıyoruz. Çocukların dördü, okul çağındaydı.

Kayıtları bile olmayan Amina Eltaha Elmuse ile çocukları Yasir (1), Muhammed (3), Ahmed (4), Gerem (6), Merem (9), Ali Aljasem (10) ve yeğenleri Ahmed (10) ile Ali El Cesim (11) Erdoğanköy Kent Mezarlığı'na gömüldü.

Kent mezarlığı şehrin dışında, sadece özel araçla ulaşılan bir yerde. Mezarlığın sonuna doğru uzunca bir yol yürüyünce 9 sıralı mezar görüyoruz. Yaklaştığımızda, “1- Anne” yazan isim kartını görünce, sıralı olarak numaralandırılmış mezarların El Cesim ailesine ait olduğunu anlıyoruz.

Öğrendiğimize göre cenazeler yapılmış fakat hâlâ üç kişinin kimliği belirlenememiş.

Taziye için kurulan eve gittiğimizde, buranın sadece kadınlar için olduğunu söylüyorlar. 15-16 yaşlarında Suriyeli bir çocuk, elektrikli kağıt toplama arabasıyla bizi erkeklerin taziye evine bırakabileceğini söylüyor.

Yangında eşini ve altı çocuğunu kaybeden Hüseyin El Casim ile görüşmek için Bağlarbaşı’nda kurulan taziye alanına gidiyoruz.

Baba El Cesim, “Onları kurtarmak için 5 kere içeri girip çıktım. Başaramadım” diyerek başlıyor sözlerine. Yangında saçlarının yandığı anlaşılıyor. Zaten kendisi de bir süre hastanede tedavi görmüş.

Daha önce ailesine yakın bir yerde oturduklarını anlatan El Cesim, ev sahibinin yüksek kira istemesi nedeniyle 3 ay önce Değirmenönü’ndeki eve taşındıklarını söylüyor. Önceki evleri doğalgazlıymış.

“Bu ev çok uzak. Kirası 750 TL. Kimse oturmaz, abilerimin evinden 30 kilometre uzakta. Kimse oturmaz ama çaresizlikten oturduk” diyen El Cesim, yangını üst komşunun haber verdiğini belirtiyor.

Yangında hayatını kaybeden çocuklarından yalnızca Gerem’in okula gittiğini anlatan baba El Cesim, “Hayali mühendis olmaktı” diyor.

“Her çocuğun hayali vardır. Onlarla bunları konuşmak çok güzeldi” diyen El Cesim, “Merem, doktor, Ahmet, polis olacaktı” diyerek çocuklarının hayallerini anlattı.

Yangını itfaiyeye ihbar ettiklerini fakat itfaiyenin 30-40 dakika sonra geldiğini söyleyen El Cesim, “Geç kaldılar” derken gözleri doluyor. Akrabalarının desteğiyle kaldırıma oturan baba, daha fazla konuşamıyor.