Ali Fuat Başgil Anadolu Lisesi'nde okuyan Hüseyin Ünal ve Nurullah D., sınıfta tartıştı. Hüseyin Ünal, tartışmadan 1 gün sonra, 13 Şubat'ta, evinde yemek yerken, Nurullah D. ile ortak arkadaşlarının telefonla arayıp çağırması üzerine evden çıkıp, Selçuklu Mahallesi'ndeki Tuna Parkı'na gitti. Hüseyin Ünal, parkta bekleyen Nurullah D. tarafından kasık ve karın bölgesinden bıçaklandı. Yaralanan Ünal, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Nurullah D. ise polis tarafından yakalanıp, gözaltına alındı.

Emniyetteki sorgusunun ardından adliyeye sevk edilen şüpheli, çıkarıldığı mahkemede tutuklandı. Hüseyin Ünal'ın Sincan ilçesinde Çimşit Camisi'ndeki cenazesinde taziyeleri kabul eden görme engelli baba İlhan Ünal ile anne Nazire Ünal, ağladı. İlhan Ünal, oğlunun tabutunu tutarak, "Bana hediyen bu muydu? Kendini kurtardın, beni acıya koydun. Hayalin bu değildi oğlum, daha üniversiteyi bitirecektin. Seni askere gönderecektim, kuzum. Ben seni böyle mi gönderecektim?" diye ağladı. Ünal'ın okul arkadaşları da ellerindeki karanfillerle tabutun başında gözyaşı döktü. Hüseyin Ünal'ın cenazesi, kılınan namazın ardından toprağa verildi.

'PARKA HÜSEYİN'İN ADI VERİLSİN'

Hüseyin Ünal'ın kuzeni Hamit Can Çelik (23), olayın takipçisi olacaklarını söyleyerek, "Olaydan 1 gün önce sınıfta tartışma yaşanmış. Olay günü Hüseyin'i arayan ortak bir arkadaşları konuşmak için evinin yakınındaki parka çağırmış. Kuzenim her şeyden habersiz parka gitmiş. Parkta 3 kişi varmış ama sadece 1 kişi Hüseyin'e saldırmış. Bıçağı çıkarıp, yere düşen kuzenimi kasığından ve karın boşluğundan yaralamış. Olay yerinin hemen yanında sağlık merkezi var. Çevredekiler hemen oraya gitmiş. Okuldaki tartışmaya rağmen velilere haber verilmemiş. Henüz 17 yaşındaki kardeşimizi kaybettik. Ayrıcalık istemiyoruz. Tek isteğimiz adalet. Canımız yandı. Yüreğimizin yangınını hiçbir şey söndürmez. O parka farkındalık oluşturulması için Hüseyin'in adının verilmesini istiyoruz. Parklarda daha fazla güvenlik görevlisi olsun istiyoruz" diye konuştu.