Şentop ve Karaismailoğlu bağlandı! Kılıçdaroğlu canlı yayında yanıtladı

Şentop ve Karaismailoğlu bağlandı! Kılıçdaroğlu canlı yayında yanıtladı
Canlı yayına bağlanan TBMM Başkanı Şentop, Kılıçdaroğlu'na 'Kurumların malzeme yapılmasından rahatsızım' dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ise "İstanbul Havalimanı ile ilgili oturduğunuz yerden iftira atıyorsunuz" dedi. Kılıçdaroğlu hem Şentop'a hem de Karaismailoğlu'na yanıt verdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk'te Fatih Altaylı'nın sunduğu Teke Tek programına katıldı.

Kılıçdaroğlu burada İBB hakkında başlatılan inceleme konusuna değinirken "Yapılan tamamen kumpas. İstanbul'u almamızı bir türlü hazmedemiyorlar" ifadelerini kullandı.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu'a ithafen konuşan Kılıçdaroğlu "Şimdiki Ulaştırma Bakanı, eskiden İBB'nin Genel Sekreter Yardımcısı. Bina yapılmış gibi tutanak tutuyorlar. Bunun hesabını soracağınıza gelin İBB'ye inceleme başlatıyorsunuz. Bakan yaptınız, dokunulmazlığı oldu" dedi.

CHP'li Kılıçdaroğlu, İBB'deki soruşturmaya ilişkin AKP içindekilerin de bunun olmaması gereken bir inceleme olduğunu düşündüğünü söyledi. Kılıçdaroğlu, "Ben müfettişlerin bir talimatla, gidelim Ekrem Bey'i bu hale getirelim, görevde alalım dediklerini düşünmüyorum" dedi.

1.jpg

Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

"Yerel seçim öncesi Ankara'da bir itiraf attılar, Mansur Bey'e. Mansur Bey kazanırsa su paralarını teröristler toplayacak diye. (AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan) Kendisini kendine şikayet ediyor. Terörist varsa bul kardeşim. Ben denetimden geliyorum. Belge gelmeden bir şey yapamazsınız. Siz kişiyi yolluyorsunuz ve diyorsunuz ki mutlaka ceza bekliyorum sizden.
(...)
Ekrem Bey'in veremeyeceği bir hesap yok. Telefonların dinlendiğini zaten biliyoruz. Önce kendi belediyelerine baksınlar. Bakan, olmayan işi olmuş gibi gösterdiler. Bakan açsın dava bana iftira atıyorlar diye"

'Ben sınava girip hakkı elinden alınan kişiyi savunmayacaksam neden siyaset yapıyorum?'

Kurumlara olan ziyaret girişimlerinden bahseden Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:

Merkez Bankası'na nasıl gittiysem TÜİK'e de öyle gidecektim. ENAG ile sizin rakamlarınız farklı. TÜİK'in internet sitesinde diyor ki herhangi bir sorun ile karşılaşırsanız bize başvurun.

Ne oldu? Oraya gittim. Oraya işçinin hakkı için, emeklilerin hakkı için gittim. Sonuçta asgari ücretlilere bir rakam verildi ama emekliye ne verildi yüzde 25. Enflasyon ne kadar yüzde 36, resmi rakam. Emekli çalıştı, üretti; hayır senin pilin bitti sana bu parayı veriyorum idare et. O nedenle bütün emeklilere diyorum size iyi para vermişler. Bu nedenle bütün emeklilerin birleşmesini istedim.

MEB'e gidip haksızklık ne boyutta diye soracaktım. Neden bu önlemleri almıyorsunuz, bunu soracaktım. 12 saat bekledik yanıt yok. 15. saatin sonunda oraya gittim. Ben sınava girip hakkı elinden alınan kişiyi savunmayacaksam neden siyaset yapıyorum?

Bir kişi devletin en tepesinde oturup bütün yetkilere sahip olan bir kişi, rakibine hakaret ediyorsa, işi o noktaya taşımışsa, bu acizliğin belirtisidir. Aciz, artık yönetemiyor demektir.

Öte yandan Kılıçdaroğlu, "Önümüzdeki Eylül ayında seçim bekliyorum. Ekonomiyi daha fazla götüremezler" ifadelerini kullandı.

Şentop: Ben gerçek bir Meclis başkanıyım

Kemal Kılıçdaroğlu'nun kurumlar üzerine ifadelerini takiben TBMM Başkanı Mustafa Şentop telefonla programa bağlandı.

Yayına katılan TBMM Başkanı Mustafa Şentop 'Kurumların malzeme yapılmasından rahatsızım' derken şu ifadeleri kullandı:

"Ben TBMM Başkanı'yım. Bu sıfatımın dışında hukukçuyum. Milletvekilinin anayasa iç tüzükten kaynaklanan haklarının neler olduğunu, bu haklarla ilgili bir sorun olduğunda Meclis Başkanı'nın nasıl hangi enstrümanlarla müdahale edeceğini biliyorum. Milletvekillerinin tüm yaptıkları işlerle ilgili olarak her zaman Meclis Başkanı her türlü taleplerini karşılayacak bir makam değildir. TBMM'nin ve Meclis Başkanı'nın günlük siyasi polemiklerin içerisinde bu şekilde malzeme yapılmasından rahatsızlık duyuyorum. Siyasi parti genel başkanları istedikleri şekilde konuşsunlar, ama kendilerini başarılı veya başarısız hissettikleri noktada 'Aman Meclis Başkanı niye benim yanımda değil' diye de kamuoyuna yanıltıcı açıklamalar da yapmasınlar"

Kılıçdaroğlu ise cevap olarak şu ifadeleri kullandı:

"Bakanlığa giderken sizin önünüze kilit vurulmuş bir kapı çıkarılıyorsa, gerçek bir TBMM Başkanı’nın, 'Beyler siz ne yapıyorsunuz?' diye sorması gerekirdi. 'Randevu istedim, Meclis başkanı devreye girsin' diye bir beklentim olmadı. Fakat bir milletvekili bakanlığa alınmadığı zaman parlamentoda başkanlık yapan birisinin milletvekillerinin hakkını savunmasını istiyorum. Yoksa 'Şentop araya girsin bana yardımcı olsun' diye bir beklentim yok"

Şentop ise "Ben gerçek bir Meclis başkanıyım. Ben değilsem siz de gerçek genel başkan değilsiniz" dedi.

Karaismailoğlu: Oturduğunuz yerden iftira atıyorsunuz

Daha sonra canlı yayına bağlanan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu da konuştu.

Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun İBB Genel Sekreter Yardımcısı olduğu dönemde ihale yapılıp gibi tutanak tutulup para ödendiği iddiasıyla ilgili olarak yayına telefonla bağlandı.

Karaismailoğlu, kendisine iftira atıldığını iddia ederek, ”Bu iftiralar sayesinde hiçbir yere gelemezsiniz. Lütfen kendinize gelen. İstanbul Havalimanı 10 milyar Euro’ya yapılmıştır, devletin kasasından kuruş çıkmamıştır. 25 yıl devlete 22 milyon Euro kira verilecektir. Bunların hepsi açıktır” dedi.

Kılıçdaroğlu, Karaismailoğlu arasımda geçen konuşma şu şekilde:

Kılıçdaroğlu: Önümde bir yazı var. Uydurma muydurma bilmem.

Karaismailoğlu: Genel Sekreter Yardımcısı tutanak mı tutar? Lütfen beni kötü siyasetinize alet etmeyin. Biz SSK yönetmedik. 25 yıldır İBB’nin nereden geldiği ortada. Böyle bir şey olabilir mi? Genel Başkan o kadar hassas ise mevcut belediyeden hesap sorsun.

Kılıçdaroğlu: İçişleri Bakanlığı müfettişleri gelse savcıdan bu belgeyi alsa.

Karaismailoğlu: Bu bir iddiadır. Kendisi de söylüyor. Yolsuzluk yaptı diyor, yakışıyor mu bir genel başkana. Bu zaten iddia zaten.

‘Saray da bağlansın’

Kılıçdaroğlu: Şimdi Saray da bizi dinliyor. Onun da bağlanmasını istiyorum. Ben belgesiz konuşmam. Elimde belge var. Bu belge uydurma, yanlıştır diyebilirler. Devletin bütün elemanlarını devreye koysunlar.

Karaismailoğlu: Siz gidin belediye otobüsleri neden yolda kalıyor, hastane yolunu niye yapmadın diye belediye başkanından hesap sorun. Levazım Tüneli niye duruyor diye hesap sorun. Şu anda Dolmabahçe Tüneli’nden 60 bin araç geçiyor. Bu tünel yapılınca o kadar araç geçecek.

‘Yapılmayan işe para verildi’

Kılıçdaroğlu: Bu bir belgedir, iddia değildir. Tarih ve numara da vereyim. Sayın Bakan ona da baksın. Belgesi var tutanak var. İçişleri Bakanı gelsin el koysun. Niye el koymuyor. Bu netameli bir iş, birilerine dokunacak. Görevlendir müfettişe. Bu iddiayı taşıyan kişi bakanlık yapamaz. Olay savcılıkta. Mutlaka bir ödeme yapılmıştır, yapılmadığı takdirde suç işlenir. Yapılmayan işe para verirseniz olur mu? Siz İBB’nin Cumhurbaşkanlığına kaç araç tahsis ettiğini biliyor musunuz? AK Parti’ye, Bakanlara, vakıflara niçin araba tahsis edilir. Bu milletin, fakir fukaranın parası çarçur edilir mi? Efendim bunlar iddia. Ne iddiası kardeşim. Plaka var, tahsis var. Ne iddiası Allah aşkına! Çıksın saraydaki zat ‘Biz araç tahsisi istemedik’ diye söylesin. Plakaları tek tek önlerine koyacağız. Resmi yazı var. Bakanlıklara resmi yazı var.

'Okçular Vakfına bile araç verilmiş'

Kılıçdaroğlu, İBB tarafından AKP dönemde devlet kurumlarına, AKP teşkilatların ve vakıflara tahsis edilen araçlarla ilgili de şu açıklamayı yaptı:

“Cumhurbaşkanlığı’na 7 araç, 15 Temmuz Derneği’ne 7 araç, AK Parti Grup Başkanvekilliği, AK Parti Silivri İlçe Başkanlığı, Başbakanlık 100 araç, Cumhurbaşkanlığı, Erok Spor Kulübü, Irak Devlet Başkanı, Meclis 1. Başkanvekili, Okçular Vakfı, Sekbanlar Spor Kulübü, Sıcak Yuva’ya İBB’den araç, ne yapılıyor bunlar? Ne iddiası? Bunlar kul hakkı yiyorlar. İstanbul’un alın terini nasıl birilerine peşkeş çekersiniz. 27,5 yılımı devlete verdim böyle rezalet görmedim. Desinler ki 1 aracı CHP Genel Merkezi’ne tahsis etik. Desinler bakalım. Siz aracı tahsis ediyorsunuz. Sürekli tahsis ediyorsunuz. Olur bir kez acil bir şey olmuştur. Bunu anlayışla karşılarım. Başkanvekiline aracı veriyorsunuz. Uzun süreli. Bir de devletin kasasından kuruş para çıkmıyor diyorlar ya. Büyük aldatmaca. Garantileri kim verdi? Bu sözleşmeler gizli. Madem bu kadar şeffaf niye açıklamıyorsunuz? Şehir hastanelerini açıklayın? Şehir hastanelerinin kaça mal olduğunu bunlara danışmanlık yapan İngiliz firmasının internet sitesinden öğreniyoruz. Temel atıyorsunuz, arkasından ihale yapıp, aynı adama veriyorsunuz. Biz yapsak kıyamet kopar. Savcı burada bir şey yok diyor. Şu devletteki çürümüşlüğe bakar mısınız? Devletin yeniden inşa edilmesi lazım. Bunu da Allah’ın izniyle biz yapacağız. Kul hakkı neymiş, erdemli olmak neymiş bütün herkes görecek.”