Nevşin Mengü: Başıma bir şey gelirse müsebbibi Türkiye Cumhuriyeti devletidir

Halk TV'de Özlem Gürses ile 20. Saat programının konuğu gazeteci Nevşin Mengü oldu. Mengü, sosyal medyada hedef gösterilmesiyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Mengü sosyal medyadaki örgütlenmeler üzerine konuştu. Yeşil top uygulaması, toplu tecavüz çağrıları, medya danışmanlık şirketleri gibi konulardaki görüşlerini dile getiren Mengü, "Başıma bir şey gelirse müsebbibi kendi vatandaşını korumaktan aciz Türkiye Cumhuriyeti devletidir" ifadelerini kullandı.

Nevşin Mengü'nün açıklamalarından öne çıkanlar şöyleydi:

(Yeşil top uygulaması) Devlet kendi kendine bir "mavi tık" yaratmaya çalışıyor. Bunu Türk devleti kendi kendine bir yeşil top verme stratejisini seçti. İktidar, güvenilir mekanizmaları olan bir iktidar olsaydı bu işe yarayabilirdi.

Ben hakaretler de dahil çoğunu ifade özgürlüğü olarak görüyorum. Ben, bana gelen hakaretlere dava açmıyorum.

"Başıma bir şey gelirse müsebbibi Türkiye Cumhuriyeti devletidir"

Ancak burada sistematik bir tecavüze teşvik çağrısı söz konusu. Hiç korkmuyorum falan da demeyeceğim çünkü tabii ki korkuyorum. İnsan ya askerse ya polisse ya eşkiyaysa silahı olur. Ben eşkiya değilim, benim silahım yok. O işte 50 tane vururum diyenler bizi hedef gösteriyorlar. Tecavüz çağrıcıları karşısında yapabileceğim bir şey. Benim başıma bir şey gelirse bunun müsebbibi de Türkiye Cumhuriyeti devletidir.

"Ruslardan, Çinlilerden öğrendiler"

Bunu Ruslardan, Çinlilerden öğrendiler sanırım. Rusya'nın bütün Doğu Avrupa'da troll fabrikaları var. Ben bunları "Ya bunlar trolldür, yazıp geçiyordur" diyemiyorum ve tehlike olarak görüyorum. Sosyal medyada dünden beri gezen eli silahlı birtakım El Kaide benzeri örüntülerle davranan grupların, "Biz ülkü ocakları başkanımızı yedirmeyiz" tarzında videolar dönmekte. İktidar bunları tehdit olarak görmüyor, "Bunlar bizim çocuklar" diyorlar. RTÜK Başkanı da Sevda Hanım hakkında böyle konuştu.

"Paramiliter örgütler iktidarın elinde patlar"

Tarih bize gösteriyor ki; böyle örgütlenen paramiliter örgütler önünde sonunda iktidarın elinde patlar. En yakın örneğini Afganistan'da gördük. Normalde, Afganistan deyince kimse masada kül bırakmıyor. Taliban'ı ABD yıllarca Sovyetlere karşı kullanmak için silahlandırdı, büyüttü ve sonunda bu İslamcı örgütler döndü Amerika Birleşik Devletleri'ni vurdu.

Bu tip insanların sırtını sıvazlamak, kısa vadede bu tarz iktidarlar için rasyonel bir politika olarak görülebilir. Ancak tarihte hep gördük ki uzun vadede bu tarz örgütlenmeler iktidarın elinde patlar.

"Bu, kravatlı bir IŞİD zihniyetidir"

Bu mafya babaları ayrı bir hikâye ama bu net olarak şudur; bu kravatlı bir IŞİD zihniyetidir. Profesör unvanı olan bir adam "Bir kadının vücudunun en güzel olduğu yaş 12-17 yaş arasıymış. Bu yaşlarda evlendirilmeli, çocuk doğurtulmalıymış" diyor. IŞİD ne yaptı? Ezidi köylerini bastı, Kürt köylerini bastı. Oradaki kadınlara, çocuklara tecavüz etti, onları köleleştirdi. Bir de kafa kesti. Türkiye'deki iktidardan güç alan bu insanların söylemleri ne? Bu insanlar kravat takan IŞİD. Bunun hiç şakası olduğunu düşünmüyorum. Devlet kurumları da bunu oturmuş izliyor, hatta sırtını sıvazlıyor.

"Ben, gelinen bu noktadan korkuyorum"

Bu insanlar, toplu tecavüz çağrısında bulunuyor. Bu insanların tek tek ifadelerinin alınması gerekir. Hatta Türkiye Cumhuriyet devletinin tecavüzle tehdit edilen bana, Feyza Altun'a, Canan Kaftancıoğlu'na, Özlem Gürses'e, İsmail'e koruma tahsis etmesi gerekir. Görünen o ki, bu insanlar iktidardan güç alıyorlar. Ben gelinen bu noktadan korkuyorum açıkçası.

"Bu insanlar Cumhurbaşkanı uçağına alınıyor"

Bana "Troll de geç Nevşin Hanım" diyorlar. Hayır, troll deyip geçemem. Bu insanlar Cumhurbaşkanı uçağına alınıyor, yurtdışında Türk heyetini temsilen yeri geliyor Cumhurbaşkanının yanında yer alıyor.

"Devlet ihalelerinden zengin olanlar, bize halk olmayı öğretiyorlar!"

Devlet ihalelerinden bal tutup parmağını yalayan, pahalı pahalı arabalara binen, nargilecilerde yüz binlerce lira harcayanlar tutmuşlar bize halk olmayı öğretiyorlar. Bizim başımıza bir şey gelirse, bunun müsebbibi kendi vatandaşını korumaktan aciz Türkiye Cumhuriyeti devletidir.

"Hepimiz potansiyel ölüyüz"

Bir gazeteci arkadaşımız Melis Alphan ile konuşuyorduk, "Hepimiz potansiyel ölüyüz" dedi. Bu paramiliter yapılar gizlenmiyor bile. SADAT Başkanı "Silahımız var" demişti. Bu silahlar nerelerde kullanılıyor, biliyor muyuz?

"Yeşil top, fişleme uygulamasıdır"

Yeşil top, resmen bir fişleme. Bunlar mı yerli milli arkadaşım? Bu açık bir fişleme uygulaması. Burada iktidara yakın, çeperine yanaşmış, kendine medya danışma firması falan diyen firmalar var. Bunun başlarında da genç, cengaver, nargileci çocuklar var. Bu çocuklar, bu işlerden milyonlar kaldırıyorlar. İşte "Şu TT yapılsın" diyor bilmem ne bakanlığı, o TT yapılıyor. Dolayısıyla, AKP'ye yakın çevreler buradan çok büyük paralar kazanıyor.

"Gazetecilik konusunda İran'ı yakaladık"

Özlem Gürses'in sorduğu, "İran'da mı Türkiye'de mi gazetecilik yapmak daha zordu?" sorusuna ise Mengü, "Maşallah yakaladık İran'ı. 40 yıllık arayı kapattık. Pek bir fark kalmadı." diye yanıt verdi. Mengü, son olarak "Allah hepimizi korusun, Allah'tan başka kimse de korumayacak gibi zira" diyerek sözlerini tamamladı.

Etiketler :