‘Milletin Sesi' Balıkesir'den yükseldi... Kılıçdaroğlu: Kucaklaşma zamanı
Cumhuriyet Halk Partisi'nin; Mersin ve İstanbul'da düzenlediği 'Milletin Sesi' mitinglerinin ardından Balıkesir’de düzenleyeceği ‘Milletin Sesi Kılıçdaroğlu’ mitingi için vatandaşlar ve vekiller alanda toplandı. Balıkesir Milletin Sesi mitingi Kuvayı Milliye Meydanı’nda saat 18:30’da başladı.
CHP Merkez Yönetim Kurulu üyeleri, Parti Meclisi üyeleri ve milletvekilleri, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını vatandaşların arasında takip etti.
Kürsüye ilk olarak, 46 yaşındaki pazarcı Esma Ay, 68 yaşındaki çiftçi Ali Duman, 24 yaşındaki yeni mezun doktor Arif Onur Poyraz çıktı. Konuşma yapan vatandaşlar yaşadıkları ekonomik sıkıntılarını dile getirdi.
Kemal Kılıçdaroğlu Milletin Sesi Mitingi'nde konuştu
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu miting alanına eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile birlite geldi. Kürsüden halkı selamladı.
Vatandaşların ardından açıklamalarda bulunan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamasının satır başları şöyle oldu:
"Sarayda oturup ülkenin halini düşünen değil, milletin arasında oturup milletin halini düşünen yöneticilere ihtiyacımız var. Bu ülke sıradan bir ülke değil toplandığımız bu meydan sıradan bir meydan değil. Bu sesi geniş kitlelerin yanı sıra Ankara'daki sağırlara da duyurmak zorundayız.
Kuva-yi Milliye meydanı diyoruz bu meydan Kuva-yi Milliyeciler var bu meydanda. Ey Kuva-yi Milliyeciler hoş geldiniz. Bugün ayrıca Lozan Antlaşmasının 99'uncu yılını kutluyoruz. 99 yıl önce Servi yırtıp atan ve bu ülkenin bağımsızlığını emperyal güçlere onaylatan bir süreci yaşadık. Bugün bu süreci büyüterek yaşıyoruz.
Lozan'ın kabulünü bayram ilan edeceğiz!
Dün Bursa'daydım onlara söz verdim bugün Kuva-Yi Milliye'nin başkentindeyiz burada size de söz veriyorum. Meclis açıldığında yapacağımız ilk iş Lozan'nın kabulünün yıl dönümünü bayram ilan etmektir. Teklifi yaparken ak ile karaları göreceğiz. Kimlerin vatansever olduğunu hep beraber göreceğiz!
Balıkesir'e İstiklal madalyası
Balıkesir'e Kuva-yi Milliye'nin başkenti dedik. Bir İstiklal Madalyası'nı da hak ediyor Balıkesir. Kuva-yi Milliyenin şahlandığı, en güçlü kent Balıkesir'e İstiklal madalyası verilmesini de teklif edeceğiz.
Artık Alevi, Sünni, Türk, Kürt, Çerkes ayrımı yapmadan kucaklaşma zamanı!
Bir yüz yılı devirdik. 2023 Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci yüz yılı olacak. İlk yüzyılda başarılar da oldu ama büyük acılar da çektik. Başbakanlar idam edildi, bakanlar idam edildi. Gencecik evlatlarımız idam sehpalarında hayatlarını kaybettiler. 'Bir sağdan olsun bir soldan olsun' gencecik evlatlarımız astılar. O ailelerle oturup konuşmak, onlarla helalleşmek zorundayız dedim. Artık kucaklaşma zamanı artık beraber olma zamanı, artık Aleviydi, Sünniydi, Lazdı, Kürttü, Çerkesdi diye bir ayrım yapmadan kucaklaşma zamanı.
Bir daha ilan edeyim CHP olarak yani devleti kuran bir parti olarak iki kırmızı çizgimiz var: vatanımız ve bayrağımız. Vatanımıza ve bayrağımıza canımız feda diyoruz. Onun dışında kimliği, inancı yaşam biçimi ne olursa olsun vatanına bayrağına bağlı herkesin benim başımın üstünde yeri vardır.
Devleti soyanların, devlette görev almasını istemiyoruz!
Dış politikanın milli olmaktan çıktığını görüyoruz, bu nedenle ağır bedeller ödüyoruz. Devletin yapısında ciddi bir çürüme var. Devlette liyakat kalmadı. Rüşvet alanların büyükelçi tayin edildiği bir ülke olmak istemiyoruz. Devleti soyanların devletin makamlarında olmalarını istemiyoruz. Devlette liyakat ve adalet istiyoruz. Dolayısıyla bizim görevimiz devleti yeniden inşa etmektir. Devletin kurumlarında adaleti ihya edeceğiz.
Devletin dini adaletse adaleti yeniden getirmek zorundayız!
5 cente muhtaç bir ülkeyiz bugün. Merkez Bankası'nın kasasında kendisine ait 5 cent bile yok bugün. Bu ülke kanla gözyaşıyla kuruldu. Bu ülkenin bir itibarı, bir saygınlığı var. Bu ülkeyi buradan çekip çıkarmamız lazım. Devletin dini adaletse adaleti yeniden getirmeliyiz.
Bize inanın ve güvenin bu ülkeye hakkı, hukuku ve adaleti mutlaka getireceğiz.
Uyuşturucu baronlarıyla fotoğraf çekenlerden hesap soracağım!
O rüşvet alan büyükelçileri sizlerin takdiri, Allah'ın izniyle iktidar olduğumuzda derhal görevden alacağız. Uyuşturucu baronlarıyla mücadele edeceğim, uyuşturucu baronlarıyla fotoğraf çektirenlere de hesabını soracağım.
(Kalabalıktan "Madenler vatandır, vatan satılmaz!" sloganları yükseldi)
Sanıyorlar ki Türkiye'de istediğimiz gibi at koşturabiliriz. Türkiye'nin gerçeğini, Türkiye'nin tarihini bilmiyorlar. Şunu bilmeleri lazım bizim iktidarımızda bir güç bize 'ey Kılıçdaroğlu senin malvarlığını açıklarım' derse 'İncelemezsen açıklamazsan namertsin' diyeceğiz.
'İktidara geldiğimizde çiftçi kredilerini sıfırlayacağız'
İktidar olduğumuzda ilk yapacağımız iş, çiftçilerin, ister bankalardan, ister tarım kredi kooperatiflerinden çektikleri kredileri sıfırlayacağız. Rahat edecek çiftçi kardeşim. Ayrıca havza bazlı planlama yapacağız. Kim neyi ekecek hepsini bileceğiz. Hiçbir çiftçinin ektiği ürün, beslediği hayvan dolayısıyla zarar etmesine asla izin vermeyeceğiz. Çiftçi kardeşlerim yazın bir tarafa, Kılıçdaroğlu sözü deyin. 'Ben zarar edecek miyim' deyin. Hayır kardeşim. Alın teri döken kazanacak. Para babalarına asla izin vermeyeceğiz. Tefecilere, faizcilere 5'li çetelere asla izin vermeyeceğiz.
'Ne ezen ne ezilen insanca, hakça bir düzeni getireceğiz!'
Bunlar havadan para kazananların iktidarıdır. Elinde viski şişesi, keyfinde rahat oturuyor, bankada milyonları var… Götür bankaya yatır faiz ilave et. Dolar artarsa onu ilave et. Bir de sana vergi muafiyeti getiriyor.
Bu düzeni değiştireceğiz. Rahmetli Ecevit'in dediği gibi ne ezen, ne ezilen, insanca, hakça bir düzeni getireceğiz.
'Kırsaldaki kadınların ve gençlerin primlerini devlet ödeyecek'
Ayrıca kırsalda çalışan kadınlar ve gençlerin sosyal güvenlik primlerini devlet ödeyecek. Bunu da unutmayın. Böylece gençler büyük kentlerin varoşlarına gelip ezilmeyecekler. Üretecekler çalışacaklar. Kadın başkasına muhtaç olmayacak. Onun primini biz ödeyeceğiz.
EYT sorununu çözemezlerse az kaldı, biz çözeceğiz!
EYT'liler hiç merak etmeyin, çözdüler çözdüler çözemezlerse az kaldı biz çözeceğiz. Hiç endişe etmeyin. içimde biz acı var, bir uktedir yani ben 'emeklilere iki maaş ikramiye verilsin Ramazan ve Kurban Bayramı'nda' dedğim zaman. Bir grup emekli bana telgraf çekmişti 'bizim paraya ihtiyacımız yok' diye. Akıl tutulması gibi bir şey. Onlar paraya ihtiyaç duymasalar dahi ben onların torunlarını düşündüm. Bin lira verdiler aradan bunca zaman geçti, bin 100 liraya yükselttiler olmaz öyle şey. En az asgari ücret kadar emekliye ikramiye verilecek.
Taşeron işçilerin de kavgasını verdim. Bütün taşeron işçilere kadro verilmesi gerektiğini söyledim. Bir kısmını verdiler. Şu anda 128 bin taşeron işçisi kadro alamıyor. Sağlık Bakanlığı'nda var. Diğer bakanlıklarda var. Milli Eğitim Bakanlığı'nda var. Bütün taşeron işçilere sesleniyorum. İktidarımızda göreceksiniz herkes kadrolu, herkes güvenceli çalışacak. Bütün taşeron işçilere kadro vereceğiz. Kimseyi ele güne muhtaç etmeyeceğiz.
Bütün öğretmen kardeşlerime ve din görevlilerine sesleniyorum. Sayınızı biliyorum. Tümünüze kadro vereceğiz.
'Elbetteki madenler vatandır, vatan satılmaz'
Elbetteki madenler vatandır. Vatan satılmaz. Bunu da en iyi Bay Kemal bilir. Madenlerin ne kadar önemli olduğunu, bu sektörde çalışanların alın terlerinin ne kadar değerli olduğunu biliyorum. Yeraltında madenimiz var dışarıda kömür getiriyorlar. O düzeni değiştireceğim. Ne yaparlarsa yapsınlar Bay Kemal o düzeni mutlaka değiştirecek.
'Bay Kemal olmak için bütün hayatımı verdim'
Bay Kemal, sıradan bir olay değil. Bay Kemal olmak için önce ahlaklı olacaksın, kul hakkı yemeyeceksin, adaletli olacaksın, emperyal güçlerin karşısında diz çökmeyeceksin. Bay Kemal olmak için para bulurum diye körfez ülkelerine gidip el avuç açmayacaksın, bu ülkenin itibarını koruyacaksın…
Bay Kemal olmak için İstanbul Sözleşmesi'ni bir hafta içinde yürürlüğe koyacaksın… Sen kim, Bay Kemal kim. Hiç meraklanmayın. Halledeceğim ben bunları” ifadelerini kullandı.
'TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağıracağız'
Sağlıkta şiddeti çözeceğiz. Pazartesi günü grup başkanvekillerimiz bütün sivil toplum kuruluşları çağırdılar, oturup konuştular, bir kanun teklifi hazırladılar. Bir genel görüşme yapılması için TBMM'yi olağanüstü toplantıya davet edecekler.
Buradan bütün sağlıkçılara sesleniyorum. Pazartesi günü vereceği. Eğer meclis olağanüstü toplanmazsa, sağlıkta şiddete son vermek için hazırladığımız teklife hayır derlerse iki eliniz onların yakasında olsun.
Sorun sistemde…Bir hastaya 5 dakikada bakacaksın diyorlar. Bunların dünyadan haberleri yok…Bunun incelemesi, araştırması, muayenesi var. Dünyadan da Anadolu'dan da kopmuşlar. Ne olduğunu bilmiyorlar. Para delisi olmayı Allah kimseye nasip etmesin…
Afganları İran'a iade edeceğiz!
Afganlı kardeşlerimiz binlerce kilometreden çıkıp Türkiye'ye geliyor. Onları İran'a iade edeceğiz. Bunun lamı cimi yok. Suriyeli kardeşlerimizi 4 aşamalı planla kendi ülkelerine davulla zurnayla göndereceğiz.
Önce oturacağız Suriye yönetimiyle anlaşacağız. Arkasında bunların can ve mal güvenliği için gerekli önlemleri alacağız. Ulusal ve uluslararası teminatları alacağız. Onların yollarını, okullarını yapacağız…
Arkasından onlara istihdam alanı yaratacağız. O bölgede Gaziantepli iş insanlarımıza ‘Açın fabrikaları, orada çalışsınlar' diyeceğiz. Kendi ülkelerinde huzur içinde yaşamaları için elimizden gelen her çabayı göstereceğiz.
Yurt sorunu kalmayacak
Gençler var aramızda, üniversiteler açılacak, sınav sonuçları çıktı. Bir yıl içinde, bu ülkede yurt sorunu kalmayacak. Bir yıl içinde bitireceğiz. 20 yılda yapamadılar. Bay Kemal olmak kolay değil, söz verdin mi yapacaksın, tuttuğunu koparacaksın.
'Soygunu bitireceğiz'
Türkiye zengin bir ülke. Acımasızca iktidar sahipleri tarafından soyulan bir ülkeyiz. Soygunu bitireceğiz. Kul hakkı yiyenden hesabını soracağız. Beş yerden maaş alma devrini bitireceğiz. Bay Kemal'in felsefesi iktidar olduğunda halka hesap vermeyi namuslu bir görev olarak kabul etmesidir.
Dünyanın en korkak adamlarıyla muhatabız. Süleyman Şah Türbesi'ni kaçırdılar. Kendi toprağımızı terk ettiler. Sözüm söz: Bir hafta içinde Süleyman Şah Türbesi'ni kendi topraklarımıza götüreceğiz.
Hiçbir güç bize geri adım attıramaz. Çünkü biz Kuvâ-yi Milliye'yiz. Çünkü biz Cumhuriyet Halk Partisi'yiz. Cumhuriyet Halk Partisi avukat bürolarında değil savaş meydanlarında kurulan bir partidir.
'Verdiğimiz sözlerinin arkasında duracağız'
Bir değişim çığlığı var. İşçisinden çiftçisinden, madencisinden, balıkçısından, sanayicisinden taksicisinden ev kadınından, çalışan kadınlardan gençlerden... Herkes değişimi istiyor. Değişimi yapacağız. Adaletli bir değişim. Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında, güzel Cumhuriyet'imizi demokrasiyle taçlandıracağız. Göreceksiniz. Bütün mazlum ülkelerinde demokrasiye geçtiğini göreceksiniz. Yine örnek olacağız. Beraber olacağız. Birlikte olacağız. Kucaklaşacağız. Ayrımcılığı bitireceğiz. Herkesin farklı görüşü olabilir. Saygı duyacağız. Bu ülkenin hapishanelerinde haksız yere yatan baskı gören işkence gören döneme son vereceğiz. Bu ülkeye gerçek anlamda adaleti getireceğiz.
Şimdi size bir soru. Bu söylediklerimizin yapılmasını istiyor musunuz? Beraber yapacağız , birlikte yapacağız, ülkemiz için yapacağız. Bizim dışımızdaki bütün canlıların hakkı için yapacağız.
'128 milyar doların nereye gittiğini birlikte öğreneceğiz'
Geleyim ana konuya. 128 milyar doların nereye gittiğini öğrenmek istiyor musunuz? Bize katılacaksınız. Hep beraber öğreneceğiz. Bu ülkede adalet istiyor musunuz? Bize katılacaksınız. Ödediğiniz vergilerin nerelere harcandığını öğrenmek istiyor musunuz? Bize katılacaksınız. Bu ülkede hiçbir çocuğun yatağa aç girmesini istemiyorsanız bize katılın.
Beraber, birlikte mücadele edeceğiz. Biz bunları yaptığımızda göreceğiz bu ülkede huzur var, barış var.
EYT'lilerin sorununun çözülmesini istiyorsanız bize katılacaksınız. İsraf yolsuzluk olmasın adaletsizlik olmasın diyor musunuz? Bize katılacaksınız.
Emeklilere verilen Ramazaqn ve Kurban Bayramı'nda verilen ikramiyelerinin asgari ücret kadar olmasını istiyorsanız bize katılacaksınız. Herkesin aşı işi olsun istiyor musunuz. Rüşvet alan Büyükelçilerin atılmasını istiyor musunuz?
Kadınıyla erkeği ile genciyle yaşlısıyla beraber olacağız. Türkiye'yi ikinci yüzyılda demokrasi ile taçlandıracağız. Beraber, birlikte, dostça, kimseyi üzmeden yapacağız. Birlikte çalışarak bunların tamamını hayata geçireceğiz.
Bu ülke Beşli çetelerin elinden kurtulsun istiyor musunuz? Beşli çetelerin de uyuşturucu baronlarının da defterini düzeceğiz. Bunların tamamını yapacağız.
Kuvâ-yi Milliye meydanında ben söz verdim, siz de söz verdiniz. Verdiğimiz sözlerinin arkasında duracağız.
Belli kişilerin tahriklerine kapılmayın!
Sakın ola ki belli kişilerin tahriklerine kapılmayın. Bekleyeceğiz.
Sandığa gideceksiniz. Hangi görüşte olursa olsun bütün vatandaşlarımıza sesleniyorum: Gitmek isteyeni de ikna edeceksiniz. Oy kullanırken vicdanınızın sesini, yatağa aç giren çocukları, artan derin yoksulluğu düşüneceksiniz. Oyunuzu ona göre kullanacaksınız. Yani haktan yana adaletten yana. Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmaktan yana oyunuzu kullanacaksınız. Eğer yapabilirsek göreceksiniz ki bu ülke pırıl pırıl bir ülke olacak.
Ama bizim getireceğimiz düzenden bazıları rahatsız olacak. Havadan para kazananlar, tefeciler, baronlar , beşli çeteler, devleti soyanlar... Bunlar üzülecekler. İstedikleri kadar üzülsünler. Biz bu ülkeye demokrasiyi getireceğiz.
Hepinize en içten sevgilerimi sunuyorum.
'Herkesin psikolojisi bozuldu'
Kürsüye ilk olarak 46 yaşındaki pazarcı Esma Ay çıktı. Ay, "Mazot pazara kadar götürecek mi, bugünümüzü kurtaracak mı diye düşünüyoruz. Zerzevat satarak kızımı üniversitede okuttum ama işssiz. Bütün anneler, babalar bu durumda. Herkesin psikolojisi bozuldu" ifadelerini kullandı.
'Ben enflasyonun altında ezilmemiş mi oluyorum?'
Kürsüye çıkan 65 yaşındaki çiftçi Ali Duman "Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk demiştir ki 'Gerçek üretici olan müstahsil köylü memleketimizin efendisidir' ama şimdi görüyoruz ki gerçek üretici olan müstahsil köylü memleketimiz kölesi yapılmıştır.
Şeker pancarı su isterse gece tarlada çiftyatarız, hayvan hastalanırsa ahırda sabahlarız. Ölecek olursa onun canıyla beraber bizimde canımızın yarısı gider. Bu kadar mükemmel şekilde işlettiğimiz işletmelerde zarar ettiğimiz görülmektedir. Bu zarar etme durumu bizi maliyet hesaplama durumda bırakmış, bir de maliyet hesabı yaptığımızda ürettiğimiz bir çok malı ya maliyetine ya da maliyetin altında satmak zorunda bırakılmışız. Bir yılın maliyesini çıkarttım. 60 ton süt üretmişim, bugünün parasıyla 7'le çarp 420 bin, hayvan satmışım. Bir yılda 470 bin lira ciro yapmışım. Arpa ekmişim mısır ekmişim. Bana maliyeti 545 bin lira olmuş. 470 bin gelir 545 bin gider.
Şimdi bu ülkenin idarecilerine soruyorum 'Ben bu enflasyonun altında ezilmemiş mi oluyorum?'
Doğru sağlık politikalarının uygulandığı bir Türkiye istiyoruz!
24 yaşındaki yeni mezun doktor Arif Onur Poyraz kürsüden halka seslendi. Poyraz, "Yarın göreve başlayacak bir çok hekim gibi heyecan ve korku duygularını bir arada hissediyorum. Tıbben felç olmuş sağlık sistemi içerisinde, henüz okul sıralarında birçok yıpratıcı sürecin arkasında birçok arkadaşım fiziki saldırıya uğruyor. Belki de devamında öldürülüyor. 36 saatlik nöbetler verilmeyen değer ve bizi istemeyen bir düzen.
Bir çok meslektaşımızın dünyanın dört bir yanına dağıldığını görüyoruz. ve bu sıraya bizlerde giriyoruz. Doğru sağlık politikalarının uygulandığı bir Türkiye istiyoruz!