Kuraklık krizi büyüyor: Burdur Gölü yok olmayla karşı karşıya

Türkiye'nin önemli doğal göllerinden Burdur Gölü’ndeki çekilmenin son yıllarda hızla arttığı belirtildi. Burdur Lisinia Doğa Yaşam Alanı kurucusu Öztürk Sarıca, su çekilmiş alanlardan geriye kalan küçük su öbeklerini, "adeta gölün gözyaşları gibi görüyoruz" ifadeleriyle anlattı.

Türkiye’nin en önemli doğal göllerinden olan Burdur Gölü'ndeki kuraklık ve su çekilmesi, endişe verici boyutlara ulaştı. Lisinia Doğa Yaşam Alanı kurucusu Öztürk Sarıca, son yıllarda hızla artan su kaybına dikkat çekerek, göl kenarlarında kalan küçük su öbeklerini "adeta gölün gözyaşları" olarak nitelendirdi.

Sarıca, 2005 yılında doğa ve insan sağlığını korumak amacıyla projeler başlattıklarını ve en çok durdukları konunun Burdur Gölü'nün korunması olduğunu belirtti. Her geçen gün suların azalacağı, gölün çekileceği, yok olacağı ve bunun ileride çok ciddi sağlık sorunlarına yol açacağı konusunda uyarılarda bulunduklarını kaydetti.

burdur2.jpg

ÇEKİLMENİN NEDENLERİ VE YÜKSEK TÜKETİM

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nden Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş ile benzer görüşü paylaşan Sarıca, Burdur Gölü'nün çekilmesinin temel nedenlerini açıkladı. Bölgenin büyükbaş hayvancılık üretimine yoğunlaştığını belirten Sarıca, suların yüzde 75’inin mısır ve yonca üretimi için kullanıldığını söyledi. İklim değişikliği, yağmur rejimlerinin değişmesi ve kar yağışının azalması gibi insan faktörünün etkilerinin çekilmeyi çok hızlandırdığını, tarımdaki su tüketiminin artmasıyla son 2-3 yılda çekilmelerin daha hızlı ilerlediğini ifade etti.

Sarıca, daha önce göl içinden çıkan ve gözle gördükleri suların, şimdi çekilme nedeniyle göl kenarlarında küçük su öbekleri şeklinde görüldüğünü ve bir süre sonra bu doğal kaynakların da tamamen bitme noktasına geleceğini vurguladı.

burdur1.jpg

SUSUZ TARIM VE DESTEK ÇAĞRISI

Öztürk Sarıca, çözüm olarak alternatif üretim modellerine geçilmesi gerektiğini savundu. Kendi projeleri kapsamında susuz tarım ve yağmur tarım modellemeleriyle 3 bin dekarlık alanda lavanta, kekik, ada çayı gibi susuz yetişen aromatik bitkilerin üretimini yaptıklarını anlattı.

Sarıca, kamunun damla sulama konusunda destek verdiğini ancak bunun yeterli olmadığını dile getirdi. Katma değeri yüksek olan tıbbi aromatik bitkilerin tüm Türkiye'de desteklenmesini ve çiftçilerin bu tür bitkilere geçerek daha az su tüketmesini sağlayacak politikaların hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.

burdur.jpg

GEÇMİŞİN İZLERİ ORTAYA ÇIKTI

Göldeki çekilmenin tarihi izleri de gün yüzüne çıkardı. Sarıca, 2014 yılında Burdur Gölü’nün içinde olan, ancak şimdi karada kalan bir adacığın, gölün artık derin kısımlardan da hızla çekildiğini gösterdiğini belirtti. Sarıca, 100 yıl öncesine ait iskele gibi yapıların ortaya çıktığına şahitlik ettiklerini, bunun, Burdur Gölü’nü kaybetmenin sadece görsel değil, gelecek nesillerin içme sularının da kaybı anlamına geldiğini sözlerine ekledi.

Kaynak:Demirören Haber Ajansı (DHA)