Kopya haberler ödüllendiriliyor: Halk TV'ye Google terörü
İnternet medyasının küresel devi Google, gücünü bağımsızlığından alan Halktv.com.tr'ye yönelik uzun süredir sistematik biçimde sansür uygulamaya devam ediyor.
Google sansürden; biz gazetecilik ısrarımızdan vazgeçmiyoruz! Halk TV ailesine bir çağrımız var
Halktv.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Bengü Şap Babaeker, Google'ın terör boyutuna ulaşan sansürünü Halk TV'de Sinem Fıstıkoğlu'nun sunduğu Sansürsüz programında detaylarıyla birlikte açıkladı.
Google tarafından Halktv.com.tr haberlerine karartma uygulanmaya başlandığından beri Google'ın farklı düzeydeki yöneticileriyle temas halinde olduklarını belirten Babaeker, yöneticilere mail attıklarını ve soru sorduklarını ifade etti.
Google'ın yöneticilerine, "Bizim haberlerimiz neden arkaya düşüyor? Neden bizim haberlerimiz Google News ve Google Keşfet vitrinlerine düşmüyor?" diye sorduklarını belirten Babaeker, bu sorulara uzun bir süre yanıt alamadıklarını kaydetti.

"O KRİTERLERİ EZBERE BİLİYORUZ"
Babaeker, uzun bir süre sonra Google yöneticilerinin sorulara verdikleri yanıtta, "Siz Google ilkelerini lütfen bir daha okuyun. Kriterlerimize dikkat edin" dediklerini ifade etti.
O kriterleri zaten artık ezbere bildiklerini söyleyen Babaeker, "Hayatımız o kriterlerle o algoritma ile geçiyor ama orada bir numarada şu var; özgün olacak içeriğiniz. Biz bunun sayısız örneğini yine Google'a ekran görüntüleri ile ilettik. 'Bakın böyle diyorsunuz ama bizim özgün haberimizi alıp kopyalayanları öne çıkarıyorsunuz ama bizi karartıyorsunuz' dediğimizde onlara cevap alamadık" dedi.

Bengü Şap Babaeker, "Bugünden bir örnek hazırladık" diyerek, Halktv.com.tr yazarı Bahadır Özgür'ün "Laleli çamaşırhanesi" başlığıyla sürdürdüğü yazı dizisinin ikinci bölümü üzerinden Google'ın uyguladığı karartmayı anlattı.
"BİZİM HABERİMİZLE T24 BİRİNCİ SIRADA BİZ DÖRDÜNCÜ SIRADAYIZ"
Babaeker, şu ifadeleri kullandı:
- Bahadır bu haberi geceden bana gönderdi, sabah biz hemen yayına aldık.
- Yayına aldık, haber bizim son aylarda olduğu gibi (okunuyor-okunmuyor) okunuyor ama patlayıp gitmiyor. Manşetimizde kaldı uzun süre.
- Sonra biz baktık; niye beklediğimizden az okundu yine?
- Aradık haberi, T24 çıktı birinci sırada.
- Bu Google'ın arama sayfası. Biz burada yokuz ilk sayfada. 15-20'inci sıradayız.
- Bahadır'ın X hesabı burada (4. sıra), aynı dosyanın birinci bölümünün YouTube yayını burada (2.sıra)
- T24'te bizim haberimiz.
- Sonra Google'ın bir vitrini... Google Haberler; T24 orada da birinci sırada, biz dördüncü sıradayız.
- Bizim haberimizle T24 birinci sırada, sonra iki haber daha geliyor, biz dördüncü sıradayız.
- T24 kaynak göstermiş, 'Halktv'den Bahadır Özgür'ün haberine göre' demiş. Orada hiçbir sıkıntı yok.
- Ama hani özgünlük? Özgün olan biziz.
Google'ın 'büyük vitrini' olarak değerlendirilen Google Keşfet örneğini de anlatan Babaeker, burada da yine kendi haberlerinin, T24 ile keşfete düştüğünü gösterdi.
"GOOGLE BİZİM EMEĞİMİZE, ALIN TERİMİZE, HABERİMİZE ÇÖKÜYOR"
Babaeker, anlatımının devamında, "Bizim emeğimize, bizim alın terimize, bizim haberimize çöküyor Google. Çünkü o trafiği sana değil başkasına vermek istiyor. Bugün T24'e vermiştir, yarın başka bir yere vermiştir, öbür gün başka bir yere vermiştir. Ama sonuçta bize sürekli her başvurumuzda 'özgün içerikleri ödüllendiriyoruz' diyen Google hazretlerinin, hangi özgün içeriklere nasıl davrandığını, hangi kopyaya ne yaptığını sadece bugünkü örnek üzerinden anlatıyorum" ifadelerini kullandı.
GOOGLE'DAN KOPYALANAN İÇERİKLERE ÖNCELİK
Bir örnek daha vermek istediğini kaydeden Bengü Şap Babaeker, verdiği ikinci örnekte ilgili haberin tüm görsellerini Google'ın merkezine ilettiğini ancak tatmin edici bir yanıt alamadıklarını belirtti.
Halktv.com.tr spor servisinin hazırladığı, "Erman Toroğlu Galatasaray'ı yenecek takımı açıkladı" başlıklı haber üzerinden örnek veren Babaeker, orijinal fotoğraf olması için Google'dan fotoğraf bulmadıklarını, hangi yayından haber yapılıyorsa o yayından ekran görüntüsü aldıklarını kaydetti.

İlgili haberdeki fotoğrafın kendilerine özel olduğunu belirten Babaeker, söz konusu haberi 27 Nisan 21.42'de yayınladıklarını, Başka Gazete isimli internet sitesinin ise aynı haberi aynı günde saat 23.06'da yayınladıklarını ifade ederek, "Başlık aynı, fotoğraf aynı, haberin içini burada vermedik ama haberin içi virgülüne kadar aynı" ifadelerini kullandı.
"KOPYA SİTE BİRİNCİ SIRADA ÇIKIYOR"
Bir başka örnekle Google sansürünü anlatan Babaeker, yine Halktv.com.tr spor servisinin 24 Ağustos'ta hazırlayıp saat 09.34'te yayımladığı, "Sinan Engin Kayserispor Galatasaray maçının sonucunu duyurdu" başlıklı haberlerini, başka bir sitenin aynı başlık, aynı fotoğraf ile aynı gün ancak saat 17.20'de verdiğini belirterek, "Bakın kanıtlı değil mi? Önce bizim haberimiz girmiş, bizden kopyalamışlar, (Google arama motorunda) ara, 'Sinan Engin Kayserispor' diye, kopya site birinci sırada çıkıyor. Biz ilk dörtte bile yokuz. Kim bilir kaçıncı sıradayız. Aynısını Ahmet Çakar haberiyle yapalım; aynı başlık, aynı fotoğraf, virgülüne kadar aynı. Bundan 8 ay önce, bize bu karartma uygulanmaya başlamadan önce biz her zaman birinci sıradaydık. Çünkü en çok okunan haberleri, en ilgi çekici en özgün haberleri biz yapıyoruz. Her zaman birinci sıradaydık. Ama 7 aydır 8 aydır böyle... Bizim haberimizle tüm trafik şu arkadaşlara (Halktv.com.tr'nin özgün haberlerini kopyalayan siteler) gönderiliyor. Bu örnekleri Goggle'a ilettik cevap yok. 'Biz inceleyelim, teknik servisimize iletiyoruz, inceleyecek teknik servisimiz'. Zaten sorun bu. Böyle bir şey olabilir mi?" diye konuştu.
Ulaşılan izleyici açısından Türkiye'nin en büyük medya kuruluşlarından biri olduklarını belirten Babaeker, Google'a seslenerek, "86 milyonluk ülke. Sen yok sayamazsın bizi" diyerek isyan etti.
Programda bulunan duayen gazeteci Uğur Dündar ise, "Ben hukukçu değilim ama bundan dolayı uluslararası bir telif davası açılabilir gibi geliyor bana" dedi.
Yayın konuğu olan Bilişim Hukuku Uzmanı Prof. Dr. Yaman Akdeniz, konuya ilişkin söz alarak, "Bu sorunu, Gazete Duvar'ın kapanma sürecinde izledik. En önemli etkenlerden bir tanesi. Dolayısıyla gelir konusu var. Bugün Bengü Hanım ile telefonda konuştuktan sonra ben de aynı örnekler üzerinden bazı denemeler yaptım. Size daha vahim bir örnek vereceğim. Google'ın İngilizce sürümünü kullandığınız zaman bu sefer ben 'Laleli çamaşırhanesi dosyasında yeni detaylar' diye arattığım zaman sadece T24 çıkıyor, başka hiçbir şey çıkmıyor. Ve bunu son 24 saatteki haberler diye aradığınızda sadece T24 çıkıyor. Altta iki, üç, dört çıkmıyor" ifadelerini kullandı.
'GOOGLE'A KARŞI HUKUKEN BİR ŞEY YAPAMIYORUZ'
Prof. Dr. Akdeniz sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir diğer taraftan Türkiye'de aslında Google'ın yasal bir temsilcisi yok. 5651 sayılı yasa kapsamında YouTube adına kurulmuş bir şirket var kağıt üstünde. Fakat o şirketin müdürü kim? o şirketi kuran şirket Amerika Birleşik Devletleri'nde. O şirketten sorumlu kişi de Amerika Birleşik Devletleri'nde. Yani Türkiye'deki adreste aslında hiç kimse yok. YouTube'u bu şekilde 5651 sayılı yasadaki sosyal ağ sağlayıcıları tanımlamasına yani Türkiye'de bir temsilcisi var mı? Var. Ama aksiyon alacak veya hukuken bir şey yapacak imkânımız yok. Bir diğer taraftan, bunu neden söylüyorum?
'GOOGLE'IN ŞEFFAFLIK RAPORLARI TAMAMEN ÇÖP'
Çünkü o yasada aslında öne çıkarılan veya erişimi azaltılan içeriklerle ilgili algoritmalara ilişkin bilgilerin şeffaflık raporlarında yer alması, BTK'ya bildirilmesi gerekiyor. Fakat bu konuda da ortada bir şeffaflık yok.
Ve çok yakın tarihte dijital itaat rejimi adı altında Türkiye'de sosyal ağ sağlayıcıları ve şeffaflık yanılsaması adında bir rapor, geniş kapsamlı bir raporu yayınlayacağız. Bu konulara da değinmiş olacağız. Çünkü sadece algoritmalarla ilgili değil, Türkiye'den kullanıcıların yani bireysel başvuruları sonucu kişilik hakları ihlali olsun, özel hayatının gizliliği olsun, bu konularla ilgili yaptıkları başvurularla ilgili yayınladıkları şeffaflık raporları da tamamen çöp.
'BURADA ÇOK CİDDİ BİR SORUN VAR'
Yani bir veriler var içinde, bir şeyler paylaşıyorlar ama aslında hiçbir şey paylaşmıyorlar.
Şunu açıkça söyleyebilirim bugün sizle konuştuktan sonra da daha fazla ikna oldum. Burada çok ciddi bir sorun var, çok..."