Kılıçdaroğlu'ndan adaylık açıklaması: İttifak kabul ederse cumhurbaşkanı adayı olurum

Kılıçdaroğlu'ndan adaylık açıklaması: İttifak kabul ederse cumhurbaşkanı adayı olurum
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TÜİK'in enflasyon rakamları ile ilgili açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, "TÜİK enflasyonu düşük gösterince emeklinin, memurun, işçinin maaşına da az zam yapılacak. Rakamları düşük gösterin, diye talimat veriyorlar" dedi.

Haber Global ekranlarında yayınlanan Candaş Tolga Işık ile Az Önce Konuştum programının bu haftaki konuğu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu oldu.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanı adayı olmak istiyor musunuz" sorusuna, "İttifak kabul ederse cumhurbaşkanı adayı olmamda bir sorun yok. İttifak liderleri bu konu hakkında hiç konuşmadık. Eğer ki ittifak kabul ederse cumhurbaşkanı adayı olmaktan gurur duyarım. Bir araya gelip oturup karar vermemiz lazım. Biz demokrasiyi savunuyoruz. Karşı tarafta otoriter sistem var." şeklinde yanıt verdi.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şu şekilde:

Artık, vatandaşın canına tak etti. TÜİK enflasyonu düşük gösterince emeklinin, memurun, işçinin maaşına da az zam yapılacak. Rakamları düşük gösterin, diye talimat veriyorlar. Siz siyasetçi olsanız buna göz yumabilir misiniz?

TÜİK' e gittik. Milletvekili arkadaşlarım vardı. Ben geleceğim diye kapıyı kapatmışlar. Demir kapı vardı ve 'Biz kapıyı açamayız' dediler.

İlk kez seçimle gelen milletvekiline resmi devlet dairesi kapatılmıştır. Dünya kamuoyu buna şahit oldu. Normalde randevusuz gidilebiliyor. Ama ben gittiğim için kapıyı kapattılar. Bakan olarak kendilerine unvan verilen insanlar, bir kişinin verdiği talimatları yerine getirmek için getirilen insanlar. Bildiğimiz devlet memurlar.

Marmaris'te yangın çıkmış, demeç veriyorsunuz, 'Sayın cumhurbaşkanımızın talimatıyla yangınları söndürmeye başladık! Talimatla yangın mı söndürülür? Şimdi ortada bakan yok. Atamayla gelen kişiler bütçeyi sunuyorlar.

Yeni sistem kıl payı kazanıldı. Meclis daha güçlü olacak dediler. Halkı kendi medyalarıyla kandırdılar. Bütün bunlara rağmen geldiler. Halk şimdi bu sistemin ülkenin başına felaket getirdiğini görüyorlar.

Türkiye bu kadar derin bir ekonomik buhran yaşamamıştı. İlk kez 84 milyon insan bir avuç insan için çalışıyor. Demokrasi tarihimizde Türk lirasının bu kadar pul edildiği bir dönemi yaşamadık.

Merkez Bankası görevlerinden uzaklaştı, müdahale edildi, başkanlar sık sık değiştirildi, itibarının yerle bir edildiğini gördüm. Naci Ağbal'ın neden görevden alındığını açıklaması lazım.

Merkez bankası açıklaması

TCMB'ye itibar kazandırmak benim görevimdir. Fiyat istikrarı ve Türk lirasından sorumludur.
Merkez Bankası'na talimat verebilirsiniz. Ama nasıl ineceğine kendi araçlarıyla müdahale ederler. 128 milyar doları iradesi dışında başkası satsın diyorsunuz.

TÜİK'E neden gittim. Çünkü emekli, memur ve çalışanın alacağı maaşlar enflasyon üzerinden belirleniyor.

Enflasyon yüzde 50 60'ı bulmuş. enflasyonu nasıl hesapladınız?, diye soracaktık. siz de vicdan yok mu? Bunlarla emeli aylığı, asgari ücreti bağlayacaklar. Verdiğiniz rakam doğru değil. Soramadık.

Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. İnsan hata yapabilir, hatasından erdemle döner, bunu anlayabilirim. Ama bile bile işçinin, emeklinin, memurun hakkıyla uğraşırsanız ben ona isyan ederim.

Ben olsam ilk önce ekonomik sosyal konseyi toplarım

Başa gelince ilk adımım Ekonomik Sosyal Konseyi toplarım. Bülent Ecevit kurdu. Anayasal kurum haline geldi. En son 2009'da toplandı. Ekonomik toplumsal tarafların liderleri üyeleridir. Onlara, 'Buyurun sorunlarınızı anlatın' derdim. Eskiden 3 ayda bir toplanırdı. Kanun kalktı. Anayasada var ama fiilen yok. Erdoğan Fiyat İstikrar Komitesi kurdu. Merkez Bankasının görevini başka bir kuruma teslim edebilir misiniz? Fiyatı indirecek ve fiyatları koruma altına alacak olan kim? Üreticiyi, stokçuyu suçlayacaklar. Ekonomik Sosyal Konsey'de önce bir anlaşacağız. Faiz yükseltilmeli mi, düşürülmeli mi? Merkez Bankasına görev verirsiniz ve o gerekeni yapar. En son Erdoğan, 'nas var' dedi. Siz ekonominin ne demek olduğunu bilmiyorsunuz demektir. Siyasi partiler devlet değildir. rüşvet alan hırsızlık yolsuzluk yapanları devletin içinden temizleyeceğiz. Bu devlet sıradan bir devlet değildir. Bizi dünyada da rezil ettiler. Rüşvet alan birisi arabasında Türk bayrağı taşıyor ve siz onu bizi temsil etmesi için yurt dışına gönderiyorsunuz. Ne diyecekler? Bu anlayış devleti çürütür. En kolay şey devleti yürütmektir. Herkesin görevi tanımlanmıştır.

Millet bu iktidara artık güvenmiyor

Memleketi bu hale kim getirdi? 20 yıldır. Yeni iktidar olsalar, yeni bir model getirdik diyecekler. Parayı pul ettiler. Bay Kemal denilince kızmıyorum. Devleti yönetme erkini kaybetmişler. Bu millet bu iktidara artık güvenmiyor. Güvense parasını dolar olarak tutmaz zaten.

"TL alıp dolara yatıranlar ahlaksızdır" demişler. 128 milyar doları satarken ahlak mı vardı? Devlet içinde öyle bir noktaya geldik ki. Seçime kadar ne götürsek kardır. O noktaya geldik şu anda. Onların bürokratları, yöneticileri de öyle diyor. Tam bir soygun düzeni var şu anda.

2021 bu yılın başında net 2 bin 825 liraydı asgari ücret. O büyük kalkınma hamleleri onların olsun. İşçiye bugün 384 doları teslim edin. Şimdi bu parayı verirlerse bu yılın kayıpları önemli ölçüde telafi edilecek. 5 bin 376 TL işçiye vermek zorundalar. Aksi takdirde iktidarın eli işçinin cebinde. Sanayicinin korunması lazım. Asgari ücretin gelir vergisinden muaf olması lazım. Bu piyasanın canlanması için de çok önemli. Yoksa insanları açlığa mahkum edeceksiniz. 31 Aralık'ta dolar kuru neyse 384 dolar ile çarpıp tam karşılığını vereceksiniz.

Yasalar var. Eskiden devletin üç dört temel kurumu vardı. Devletin akademisi olarak tanımladığımız kurumlar vardı. Bunlar kapatıldı. Rüşvet alıyor, yolsuzluk yapıyorsanız yukarıya tırmanabiliyorsunuz. Bakan kendi bakanlığına şirketinden mal alabiliyor. Bir sefer işi en iyi yapan insanı getireceksiniz. Partisine bakmayacaksınız. Bürokrasi devletin hafızasını taşır. Bürokrasinin ehil ellerde olması lazım.

Kılıçdaroğlu: İttifak kabul ederse aday olurum

İttifakın kendi içindeki özel görüşmeleri kamuoyu ile paylaşmak kolay değil. Akşener, Başbakanlığa yakışır. Deneyimi vardır. Bakanlık da yapmıştır. Yetkilerin bir kişide toplanması asla ve asla doğru değildir. Evde eşimizle, çocuklarımızla bir karar alırken konuşuruz. Köyde muhtar ve ihtiyar meclisi var. biz koskoca devleti bir kişiye teslim ettik. Temel ve köklü bir krizimiz var aslında. Devletin bütün kurumlarda ciddi çürümeler. Parlamenter sistemin güçlenmesi lazım. Şu anda milletvekilleri ne yapıyor? Bir soru önergesi veriyorsunuz, Bakan soru sordunuz diye sizi mahkemeye veriyor veya hiç cevap vermiyor. Meclis Başkanı da yukarıdan talimat gelmeden konuşmam diyor. Hangi milli iradeden bahsediyoruz? İradesi ipotek altında vesayet altında olan bir parlamento. Bütün yetkileri olduğu gibi devrettik. Biz geldiğimizde bu yetkileri devredeceğiz. Demokratik yetkilere saygınız varsa parlamentoya yetkileri teslim edersiniz.