Kılıçdaroğlu: 98 yılın verdiği güçle geleceği inşa etmeye çalışıyoruz
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin 98'inci yıl dönümü vesilesiyle gerçekleşen Parti Meclisi toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, 'dostlarımız' vurgusu yaparak, "98 yılın verdiği güçle geleceği inşa etmeye çalışıyoruz. 'Her şeyi biz yaparız' demiyoruz. Dostlarımızla birlikte geleceği inşa edeceğiz. Çünkü dostlarımız demokrasiyi, insan hakları, yargı bağımsızlığını savunuyorlar" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun satırbaşları şöyle oldu:
Geleceğe umutla bakan dünyanın ender partilerinden biriyiz. Bizim mal varlıklarımıza el konuldu bu 98 yıl içinde. Genel sekreterlerimiz Karadeniz'den gözaltına alınıp Ankara'da hapishaneye atıldı. Genel başkanlarımız tutuklandı, linç girişimleri oldu. Bütün bunlar bizi asla yıldırmadı. 98 yılın verdiği güçle geleceği inşa etmeye çalışıyoruz. 'Her şeyi biz yaparız' demiyoruz. Dostlarımızla birlikte geleceği inşa edeceğiz. Çünkü dostlarımız demokrasiyi, insan hakları, yargı bağımsızlığını savunuyorlar. Aramızda olmayanlara rahmet diliyoruz. Var olup politikanın biraz dışında olan büyüklerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Bütün CHP ailesine selamlarımızı, saygılarımızı gönderiyoruz. Onlar bizim büyük Türkiye hayalimizi büyütecek olanlar. Birlikte, beraber mücadele edeceğiz.
Bizim kişisel hiçbir beklentimiz yok. 98 yılı kutladığımız bu yılda bütün vatandaşlarıma da seslenmek isterim. Elbette ki herkes CHP'li değil. Elbette ki herkes CHP'ye oy verecek diye bir beklentimiz yok ama şunu herkesin çok iyi bilmesini isterim. CHP demek halkın, Türkiye'nin çıkarlarını koşulsuz savunan parti demektir. CHP'nin Türkiye içinde, bölge halkları içinde, Avrupa Birliği içinde, dünya siyaset tarihi içinde ayrı bir yeri ve önemi vardır.
Elbette ki temellerimiz Sivas Kongresi'nde atıldı. Bu bağımsızlığı savunmak, mandacılığı reddetmek anlamına geliyor. Milli İradenin önemi orada bir kez daha çıkmıştır. Bugün milletin egemenliğinde, demokraside, TBMM'nin yetkilerinin kısılmasında sorun var. Bu sorunlar bizi yıldırmıyor. Bu sorunlarla mücadele etmek tarihin bize yüklediği en temel görevlerden birisidir. Tarih bize demokrasiyi güçlendirmemizi söylüyor. 100. yılda güzel Cumhuriyeti'mizi demokrasi ile taçlandıracağız.
Sanayi devrimini kaçıran Osmanlı İmparatorluğu nasıl çöktüyse, o imparatorluktan yeni bir ruh yaratıp sanayi devrimini başlatan ve bugünün güçlü Türkiye'sini ortaya çıkaran temel normları, ilkeleri ortaya koyan partidir CHP. Bu kadar tarihin derinliklerinden gücünü alan ve geleceğini çağdaş uygarlığa bağlamış olan bir partidir Cumhuriyet Halk Partisi.
Önümüzde yeni bir tarih var. Gençlerimiz var. Bizden daha iyi yetişmiş, dünyayı bizden daha iyi tanıyan gençlerimiz var. O gençlerin önündeki bütün engelleri kaldırmak bizim namus borcumuzdur. Onlardan çalınan her şeyi onlara iade edeceğiz. Onlar bu ülkenin gerçek anlamda güvencesi ve geleceği.
Son kurultayımızda İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi'ni açtık. Oy birliği ile kabul ettik. Beş temel sorundan söz etmiştik. Türkiye'nin 21. yüzyıla girerken hala çözemediği beş temel sorundan bahsetmiştik. Bugün ağırlıklı olarak eğitim üzerinde duracağım. Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları Cumhuriyet'i kurarken en çok mücadele ettikleri alan eğitimsiz kalan toplumun eğitilmesi için altyapı oluşturmaktır. Cehaletle mücadelenin temel ilacı eğitimdir. Toplumu eğittiğiniz zaman farklı bir Türkiye'yi ortaya koyarsınız.
Demokrasiye vurulan en büyük darbe tek adam rejiminin hayata geçirilmesidir. Var olan iktidar, çoklu organ yetmezliği ile karşı karşıya bıraktı Türkiye'yi. Yargıya bakın tamamı dökülüyor. Eğitime, ekonomiye bakın, dökülüyor. Türkiye'yi çoklu organ yetmezliğinden kurtarmamız lazım.
Faiz, Yeni Orta Vadeli Plana göre her gün 79 milyon 354 bin dolar faiz ödeyeceğiz. Özellikle AK Parti'ye oy veren kardeşlerime seslenmek isterim. Bunların, yaptıkları 3 yıllık plana göre her gün 79 milyon 354 bin dolar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak faiz ödeyeceğiz. Türkiye'yi yönetemiyorlar. Çoklu organ yetmezliği ile karşı karşıya olan bir iktidarın Türkiye'yi yönetme şansı yoktur. Tefeci tarafından teslim alınan bir yönetici, Türkiye'ye hizmet edemez.
8 Nisan 1923 Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, 9 ilke dediğimiz bir belge yayımlanıyor. Bu belge daha sonra Cumhuriyet Halk Partisi'nin programı olarak kabul ediliyor. Bunun beşinci maddesi eğitim ile ilgilidir. Şimdi ise eğitim ile ilgili kararları hayatında ders vermemiş kişiler belirledi ve Türkiye böyle bir tablo ile karşı karşıya kaldı.
Pandemi, eğitim sisteminde yaşanan sorunları gün yüzüne çıkardı. 2 milyon 16 bin 139 öğrenci EBA'ya ulaşamadı. Meksika ve Türkiye, okullarını uzun süre kapalı tutan iki ülke. Öğrencileri, aileleri perişan ettiler. Sarayda oturanlar bunu biliyor mu? Sarayda oturanlarda vicdan var mı acaba? Fakirin fukarının çocuğunun hakkını savunan yine biziz.
15 bin öğretmen daha atanacak diye açıklama yapıldı. 107 bin öğretmen açığı var MEB'in açıkladığına göre. Daha düne kadar 'Öğretmen açığı yok aksine fazlalığı var' diyen kişi '15 bin öğretmen atacağız' diyor. Öyle bir atmosfer ki yeri geliyor öğretmen fazlası var diyor, yeri geliyor 15 bin ile tamamlayacağız diyor. Yeri geliyor 107 bin açığımız var diyor. Kim doğru söylüyor? Her şeyi bir kişiye bağlarsanız tablo budur.
Bütün vatandaşlarım şahit olsunlar. Bizim belediyelerimizin olduğu yerde, eğer ek dersliğe ihtiyaç varsa arsayı göstersinler oraya okulu yapacağız ve Milli Eğitim Bakanlığı'na teslim edeceğiz. Yapamıyorlar, beceremiyorlar. Çoluk çocuğumuzun geleceği ile oynuyorlar.
Neler yapılmalı?
Eğitimde bir şeylerin yapılması lazım. Nelerin yapılması gerektiğini açıklayayım. İlk yapılacak iş bütçeden MEB'e ek ödenek, kaynak aktarmaktır. Bakanlık alacak bunları öğrencilere dağıtacak. Hiç kimsenin itiraz edeceğini sanmıyorum Saray hariç. O çocukların cahil kalmasını isteyenler bunu yapmıyor. Süratle bir araştırma yapılması lazım. Öğrenme kayıplarının boyutlarını öğrenmek ve telafi etmek zorundayız. En kısa zamanda 107 bin öğretmenin atanması lazım. Tüm okullarda aşamalı olarak bir sağlık görevlisinin olması lazım. 101 bin yardımcı hizmet personeline ihtiyaç var bunların atanması lazım. 43 bin ek dersliğe ihtiyaç var. Eğitim Şura'sı mutlaka kısa sürede toplanmalı. Mutlaka bir Eğitim Bilim Kurulu'nun oluşturulması lazım. Kendi partime militan yetiştireyim diye bir eğitim olmaz. Öğretmenler Meslek Kanunu'nun mutlaka çıkması lazım. Her 24 Kasım'da öğretmenlere birer maaş ikramiye verilmeli. 3600 Ek Göstergeyi onlardan söke söke alacağım. Her okulun bir bütçesi olmalı.
98. yılda belki Türkiye'de çok farklı şeyleri konuşmalıydık. Sorunlarımız ikinci planda ama gelecekte neleri daha güzel inşa edebiliriz diye konuşmalıydık. Maalesef bugün hala Cumhuriyet'in eğitim felsefesini yeteri kadar iyi kavrayamamış bir iktidar bu noktaya getirdi. Gençler iyi eğitim alacak bundan hiç şüphem yok.
'Gençlere sözümdür: Sizden aldıklarını telafi edeceğiz'
Gençlere söz verdim. Sizden çaldıkları her şeyi size geri vereceğiz. Havuz medyası, 'Kılıçdaroğlu gençlere yeni telefon vaat etmiş' diyor. Akılları olsa şunu düşünürler, 'Kılıçdaroğlu gençlere her zaman yeni telefon kullanabilecekleri bir Türkiye vaat ediyor'. KYK faizlerini sileceğiz. Ana parayı da iş bulduktan sonra belli bir taksitle alacağız. 18 yaş üstü gençlerin tamamına bin lira bakiyeli kart mobil uygulama vereceğiz. Aile Destekleri Sigortası'ndan yararlanacak olan ailelerin çocuklarına pozitif ayrımcılık yapacağız. Kamu eleman alıyorsa o ailelerden alacak önce. Böylece o ailelerin evine düzenli gelir girmiş olacak. Mülakatı kaldıracağız. Eğer zorunlu olursa da kamera koyacağız oraya. Torpili sonlandıracağız. Pasaport çıkarma işleminde ve yurt dışına çıkış harcı almayacağız gençlerden. Çünkü gençler yurtdışına gezmek, eğlenmek için çıkacaklar Türkiye'den. Yeni araç alıyorsa ÖTV'sini sıfırlayacağız. Onların hayalleri bizim hedefimiz olacaktır.
98'inci yılımız kutlu olsun. Umudumuz yeşeriyor, sürekli yeşerecek. Daha güzel bir Türkiye'yi birlikte, dostlarımızla birlikte inşa edeceğiz.