İzmirli gazeteciler sosyal medya yasasına karşı tek ses: Tarihi hatadan dönün

İzmir'de gazeteciler kamuoyunda sosyal medya yasası olarak bilinen teklife karşı bir araya geldi ve "Ülkemizin aydınlık demokratik geleceği için bu tarihi hatadan dönün ve siyasi emeller uğruna bağımsız haberciliğin üzerinden ellerinizi çekiniz" dedi.

Sosyal medya düzenlemesi olarak bilinen yeni düzenlemeye tepkiler artıyor. İzmirli gazeteciler de teklifin yasalaşması halinde gazeteciler üzerinde yaratacağı baskı ortamına dikkat çekmek amacıyla bir araya geldi. İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin (İGC) çağrısıyla Konak'taki Hasan Tahsin Anıtı önünde toplanan gazeteciler ve meslek örgütlerinin yanı sıra İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, DİSK, KESK temsilcilerin ile CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır da basın özgürlüğünü gazetecilerle birlikte savundu.

"Gazetecilikte İnat Ediyoruz", "Özgür Basında İnat Ediyoruz" "Gerçeklerde İnat Ediyoruz" yazılı dövizler taşıyan İzmirli gazeteciler, "Susmuyoruz, Korkmuyoruz, İtaat Etmiyoruz", "Kahrolsun İstibdat Yaşasın Özgürlük", "Faşizme Karşı Omuz Omuza" sloganları attı.

2-001.jpeg

'Bağımsız haberciliğe sansür var'

Gazeteciler adına konuşan İGC Başkanı Dilek Gappi, bu teklif hazırlanırken gazetecilerden görüş alınmadığını aktardı ve "Teklifte para cezaları, hapis cezası, kapatma, internet basınına ağır denetim ve basın kartı iptalleri ve dezenformasyon adı altında bağımsız haberciliğe sansür var. Dezenformasyon denilerek yasa teklifinin 29. Maddesi ile Türk Ceza Kanunu’na Madde 217/A eklenerek 'gerçeğe aykırı bir bilgiyi alenen yayanlara' hapis cezasını öngören yeni bir suç tipi yaratılmak istenmektedir" dedi.

3.jpeg

Bu maddeye göre halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacağını vurgulayan Gappi, "Failin, suçu gerçek kimliğini gizleyerek veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlemesi halinde söz konusu ceza yarı oranında artırılacak" ifadelerini kullandı.

Gappi, "Yani diyorlar ki, kaynağın belli dahi olsa, eğer bilgi birileri tarafından keyfi olarak yanlış diye nitelendirilirse, bunu yayan yani gazeteci ya da vatandaş, iktidarın istemediği her kim ise doğrudan hapis cezasıyla cezalandırılacak."

4.jpeg

'Toplumsal bir otosansür dalgası yaratacak'

Gappi, yasa teklifinde keyfiyete dayalı, yazılı basının kapısına kilit vuracak maddeler bulunduğunu, Anadolu basınının tamamen hiçe sayıldığını belirtirken, "Yaklaşık 1000 gazete, yaşam kaynağı olan resmi ilanları alamamakla ve kapanmakla karşı karşıya kalacaktır. Bu yasa teklifi yasallaşırsa sadece gazeteci için değil vatandaş için de yanlış bilgiyi alenen yayma suçu nedeniyle 3 yıl hapis cezası riski vardır. Tüm toplumun yazmaktan, eleştirmekten, sosyal medyada mesaj paylaşmaktan alıkoyulması hedeflenmektedir. Bu yasa toplumsal bir otosansür dalgası yaratacaktır. Bu nedenle sadece gazetecilerin sorunu değil tüm toplumun sorunudur" dedi.

'Bu yasa teklifi yasalaşırsa tüm Türkiye gözaltında olacak'

Yasanın temel insan haklarına, haberleşme özgürlüğüne, basın özgürlüğüne ve Anayasa’ya aykırı olduğunu savunan Dilek Gappi şunları söyledi:

"Cumhuriyet tarihinin en ağır sansür ve otosansür mekanizmalarından birine yol açabileceği endişesiyle, 'dezenformasyonla mücadeleyi' değil gazeteciliğe baskıyı artırmak üzere tasarlanan bu yasa teklifi Anayasa’nın basın ve ifade özgürlüğüne alenen aykırıdır. Bu yasa teklifinde gazeteciler yok, gazetecilerin görüşleri yok, basın özgürlüğü yok, tüm toplumu susturma, korkutma ve hapsetme vardır. Bu yasa teklifi ile yalnızca habere ve gazetecilere göz dağı verilmekle kalmamakta, halkın iletişim ve haber alma özgürlüğü de engellenmektedir. Bu yasa teklifi yasalaşırsa tüm Türkiye gözaltında olacaktır."

5.jpeg

Uğur Mumcu'yu hatırlattılar

"Bitirmeye çalışılan, adeta yok edilen, birine alıp diğerine satılan, kamu kaynaklarıyla oyun haline getirilmeye çalışılan bir mesleğin kalbinden vurulmasına izin vermeyeceğiz" diyen Gappi sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı:

"Dünya Basın özgürlüğü endeksinde 180 ülke arasından 149'ncu olan Türkiye’nin daha ne kadar gerilemesini istiyorsunuz? 180'inciliğe mi göz diktiniz? Haber sansür edilemez. Gerçekler susturulamaz. Bu yasayı teklif edenlere sormak istiyoruz. 'Tarikatlara ve cemaatlere alınan genç çocuklar, 30 yıl sonra general olacaklar ve Cumhuriyete karşı ayaklanacaklar' diyen Uğur Mumcu, o günün erklerine göre, sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saiki ile yalan haber yapıyordu? Sizin onlardan ne farkınız var? Bugün buradayız çünkü omuzlarımızda, yüreğimizde vebal var. Gerçekleri doğruları yazmanın bedelini canlarıyla ödeyerek yazan Abdi İpekçi, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Necip Hablemitoğlu, Musa Anter, Metin Göktepe ve nice gazeteci ve düşünürler sadece ve sadece doğruları yazdıkları, söyledikleri için öldürüldüler.

'Bağımsız haberciliğin üzerinden ellerinizi çekin'

Hasan Tahsin’in bağımsızlık anlayışının meşalesini taşıyanlar biz gazeteciler haykırıyoruz; temel insan hak ve özgürlüklerine, Uluslararası sözleşmelere ve Anayasaya aykırı olan basın tarihine kara bir leke olacak bu teklifi çekin; gelin ülkemizin aydınlık demokratik geleceği için bu tarihi hatadan dönün ve siyasi emeller uğruna bağımsız haberciliğin üzerinden ellerinizi çekiniz."

CHP'Lİ BAYIR: Kabul edilebilir bir yasa değil

CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır ise iktidarın herkesi susturmak istediğinin anlaşıldığını belirterek "Bugüne kadar saldıkları korku imparatorluğu toplum üzerinde yeterli olmamış ki, açtıkları davalarla sonuç alamamış olacaklar ki artık toplumdan üç maymunu oynamalarını istiyorlar. Bu kabul edilebilir bir yasa değildir. Demokratik toplumlarda ve ülkelerde olabilecek bir yasa değildir. Bu yasanın geri çekilmesi lazım. İzmir’de Hasan Tahsin önderliğinde gazeteci arkadaşlarımız bu yasanın çıkmaması için yarın (22 Haziran Çarşamba) TBMM’ye gelecekler. Bizler de orda olacağız ve hep birlikte yasanın geçmemesi için mücadele edeceğiz” diye konuştu.

Kaynak:ANKA