İstanbul Üniversitesi Kampüsü Göçmene Mülteciye Mesken Oldu

İstanbul Üniversitesi Kampüsü Göçmene Mülteciye Mesken Oldu
İstanbul Üniversitesi kampüsü halka açık hale geldi. Fatih'te bulunan üniversite bahçesi, halka açılmasıyla göçmen ve turistlerin de meskeni haline gelebilecek. Göçmen ve turist yoğunluğunun en çok olduğu bölgede kız öğrenci ve akademisyenler karardan rahatsız.

Türkiye’nin en köklü eğitim kurumlarından İstanbul Üniversitesi, tarihiyle simge haline gelen Beyazıt’taki kampüsü başta olmak üzere tüm yerleşkelerinin kapılarını yerli ve yabancı ziyaretçilere açma kararı aldı. Ancak bu karar bilhassa kız öğrencileri ve akademisyenleri tedirgin etti.

Alınan kararla Türkiye'nin en güvensiz şehri seçilen İstanbul'da göçmen ve turist yoğunluğunun bulunduğu bölgede yaşanabilecek olumsuz durumlara da kapı açılmış durumda.

Gazeteci Fatih Altaylı, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar'ın üniversite bahçesini halka açma kararına ilişkin yaptığı değerlendirmede;

"İstanbul’da göçmenlerin en yoğun olduğu bölgelerin başında Fatih ilçesi geliyor. Sadece göçmenlerin değil, turistlerin de en yoğun olduğu bölge. Kalabalık ve güvenlik risklerinin fazlaca olduğu bir yer.

Bu bölgenin tam ortasında ise İstanbul Üniversitesi’nin tarihi merkez kampüsü yer alıyor. İstanbul Üniversitesi rektörü nedeni belirsiz bir kararla, bu kampüsü yani İstanbul Üniversitesi’ni halka açtı. Yani herkes hiçbir denetim, hiçbir sorgu sual olmadan, üniversitenin bahçesini ve ortak alanlarını kullanabilecek, canı isteyen üniversitenin içine girebilecek!

Rektörün canı öyle istemiş. Üniversite bahçesinin ve binasının şimdiden Suriyeli göçmenler başka olmak üzere bölgeyi ele geçirmiş grupların mekanı olmaya başladığını söylüyor öğrenciler.

Artık üniversite bahçesi oldukça güvensiz bir yer ve sadece göçmenler değil, bölgedeki suç örgütlerinin, sayıları hiç de az olmayan uyuşturucu satıcılarının, evsizlerin, sokak serserilerinin konuşlanma yeri de artık üniversite ve bahçesi. Bunun yarattığı güvenlik risklerinden öğrenciler kadar öğretim üyeleri de, özellikle de kız öğrenciler çok rahatsız ve her an tatsız bir olayın olmasını kaçınılmaz görüyorlar."

Etiketler :