İsmailağa, Nesin Vakfı'na komşu oldu: Kesinlikle iyi niyet yok
İsmailağa cemaatinin vakıflarından biri olan Rabıta Vakfı Çatalca’da Nesin Vakfı’nın bitişiğindeki araziyi bir buçuk sene önce bağış olarak alarak kaçak bir inşaat başlattı. Kaçak inşaata AKP’li Çatalca Belediyesi göz yumdu, ancak İstanbul Büyükşehir Belediyesi göz yummadı ve inşaatı mühürledi. Birgün’den İsmail Arı’nın haberine göre, bunun üzerine İsmail Arı’ya konuşan Rabıta Vakfı Başkanı Murat Perçin, Nesin Vakfı’nda eğitim gören çocukları açıkça tehdit ederek, ‘Orada kızlı erkekli karma karışık manzaralar var. Bizim elimizde resimleri var. İş başka noktalara gitmesin. İki tane ağaçtan dolayı memleket yandı. Ufacık bir yerden dolayı da piyasa karışmasın yani’ sözleriyle hedef aldı.
Bu haber üzerine halktv.com.tr'nin ulaştığı Nesin Vakfı Yöneticileri’nden Süleyman Cihangiroğlu ‘Pirim yapmaya, destek bulmaya çalışıyorlar ama kendi pisliklerinde boğulurlarken bize tutunmalarına izin vermeyeceğiz’ diyerek bu sözlerle ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.
İnşaat kaçak, vakıf amaçsız
Rabıta Vakfı’nın arazisinde kaçak bir inşaatın söz konusu olduğunu belirten Cihangiroğlu, Rabıta Vakfı için şunları söyledi:
‘Normal koşullarda adı duyulmamış bir kurum. İnternet sitelerine girerseniz amaçlarını belirtecek tek bir ifade bulamazsınız. Ancak Nesin Vakfı’nın adını kullanarak adını duyurmaya çalışıyor, kendine destekçi bulmaya çalışıyor’
Her şey Nesin Vakfı’nı rahatsız etmek için mi?
'Bilinçli olarak burayı tercih ettikleri ve kendi isimlerini duyurmak için o işleri orada yaptıkları belli oluyor.' ifadesini kullanan Cihangiroğlu, Rabıta Vakfı'nın gelişinden sonra yaşananları da şöyle anlattı :
"İlk başta yaşlı başlı, ak sakallı amcalar görünüyordu. Kur’an okuyorlardı. Her şey hoştu. Daha sonra gece geç saatlerde ses sistemleriyle gürültülü bir şekilde bir şeyler yapmaya başladılar. Onlar belli ki Nesin Vakfı’na karşı ama Nesin Vakfı onlara karşı değil"
Cihangiroğlu'nun verdiği bilgiye göre hemen her gün sabah erken saatlerde sadece erkeklerden oluşan bir kalabalık araziye geliyor. Rutin olarak sabah saat 8 gibi mangal yakıp daha sonra da aşırı gürültülü bir şekilde futbol oynayıp bağırışıyorlar. Gün içerisinde sürekli olarak ses yapıp gürültü ve rahatsızlık verme eylemlerini gece geç saatlere kadar sürdürüyorlar.
'Biz bu işe devam edeceğiz, ses sistemiyle ezan da okuyacağız'
Bu olayların neredeyse her gün olması sonrası ilk başlarda kendileriyle konuştuklarını ve karşı tarafın 'Özür dileriz, haklısınız' diyince konuyu kapattıklarından bahseden Cihangiroğlu, daha sonraları tekrar konuşmaya çalıştıklarında ise 'Biz bu işe devam edeceğiz, ses sistemiyle ezan da okuyacağız' dediklerini aktardı.
Yakında cami olduğunun ve ezanın rahatlıkla duyulduğunun altını çizen Cihangiroğlu Rabıta Vakfı mensuplarıyla ilgili 'Kesinlikle iyi niyet yok' düşüncesinde.
Rabıta Vakfı mensuplarının çevredeki halka Nesin Vakfı’nı kötüleyerek, ’Nesin Vakfı’na karşı duruyoruz. Nesin Vakfı’na karşı oradayız. Onlara rağmen bu işi yapıyoruz, bize destek olun.’ şeklinde konuşarak ayrımcılık ve düşmanlık yarattıklarını ifade ettikten sonra sözlerine şu şekilde devam etti.
‘Nesin Vakfı’nın ismi üzerinden bir çevre edinme belki de bağış toplama çabası içine girmiş vaziyetteler. Yani, Nesin Vakfı 50 yıldır orada. Nesin Vakfı’nın, kızlı erkekli olarak, çocuklarının orada yaşadığı 50 yıldır ortada. Bugün mü sorun oldu? Madem bu, bu kadar büyük bir sorunsa siz niye geldiniz? Bu arkadaşlar şunun farkında değiller: Allah hepimizi kızlı erkekli olarak yarattı’.
'Biz tehdit etmiyoruz'
Rabıta Vakfı mensuplarının davranışları ve vakıf başkanı Murat Perçin'in sözlerinden rahatsız olduklarından bahseden Cihangiroğlu, 'Nesin Vakfı olarak onları, onların yaptığı gibi tehdit etmiyoruz ancak onlara boyun eğmeyip hakkımızı sonuna kadar aramaya devam edeceğiz.' dedi.
40 çocuk tehdit edildi
Tehditlerin hedefindeki Çatalca'daki vakıf binasında yaşları 3,5 ila 20 arasında değişen 40 çocuk yaşamakta. Nesin Vakfı, 1973 yılında Aziz Nesin tarafından kuruldu. Kurulduğu günden bu yana 11 yaşına kadar, okuma olanaklarından yoksun ve okumak isteyen çocukları kabul ediyorlar. Bu çocuklar, genelde çevredeki devlet okullarında eğitim görmekteler. Okul dışında kalan sürelerinde ise sinemadan spora, marangozluktan aşçılığa kadar çeşitli kültürel faaliyetler ve doğa gezileri ile hayatı tanıyor ve öğreniyorlar.
