İsmail Saymaz: Tarikatlar İstanbul Sözleşmesi'ni şantaj olarak kullandı

Gazeteci İsmail Saymaz, Açıkça programında tarikatların İstanbul Sözleşmesi'ni iktidar üzerinde şantaj olarak kullandığını savundu. Saymaz bu tarikatları tek tek sıraladı...

İsmail  Saymaz dikkat çeken açıklamasında İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasının arkasında tarikatların baskısı olduğunu iddia etti. 

Saymaz, "Şimdi Diyanet'i İsmailağa'ya, adliyeyi İskenderpaşa'ya, Sağlık Bakanlığı'nı Menzil'e pay ettiler. Şimdi Milli Eğitim Bakanlığı'nı Doğu'da Güneydoğu'da Hizbullah'a kadro açılıyor. Zehracılar'a kadro açılıyor. Kamusal alan tarikatlara pay ediliyor" diye konuştu.

Saymaz'ın açıklamalarından satır başları...

"AK Parti iktidarının tarikatları tutması gerekiyordu"

"İstanbul Sözleşmesi 2018'den itibaren tarikatların gündemine girdi. 2018'de Cumhurbaşkanı seçildi, onu takip eden 31 Mart seçimlerinde de böyleydi. AK Parti daralan tabanını biraz tutmak ve iktidarını perçinleyebilmek için daha önce de aslında oyunu aldığı iktidarlara açıkça fırsatlar sundu. Çünkü ona oy veren taban dağılıyordu, ama tarikatları tutması gerekiyordu. 

"Kamusal alanlar tarikatlara pay ediliyor"

Parti de Davutoğlu ve DEVA gibi seçeneklere ayrılmıştı. Dolayısıyla onları çevresinde tutabilmenin yolu onlara hulefa dağıtmak... Bu kamusal alanda kadro dağıtmakla başlıyor onların siyasi taleplerini gündemleştirmeye kadar devam ediyor. Şimdi Diyanet'i İsmailağa'ya,  adliyeyi İskenderpaşa'ya, Sağlık Bakanlığı'nı Menzil'e pay ettiler. Şimdi Milli Eğitim Bakanlığı'nı Doğu'da Güneydoğu'ta Hizbullah'a kadro açılıyor. Zehracılar'a kadro açılıyor. Kamusal alan tarikatlara pay ediliyor. Kısmen belediyelerden devletin kaynatları tarikatlara, yardım derneklerine aktarılıyor. Bu işbirliğinin sonucu nedir. Siyasi şantajdır. Tariktalar AK Parti'ye İstanbul Sözleşmesini bir şantaj meselesi haline getirmişlerdir.  2018'de tarikatlar Aziz Mahmut Hüdayi Vakfı'nın çağrısı ile bir araya gelmişti.  Aziz Mahmut Hüdayi Vakfı Erenköy Cemaati diye bilinen Nakşiliğin Anadolu yakası kolu. Bu grup o zaman şöyle demişti: Bu asil toplumda hiçbir kimse oğlunun bir erkekle yaşamasını, kızının lezbiyen olmasını, pedofili, zoofili, ensest gibi sapkınlıklara asla rıza göstermeyecek. Bunun İstanbul Sözleşmesi ile ne alakası var. Tümüyle tarikatların o dar kirli zihniyet dünyası İstanbul Sözleşmesi'nin hiç kastetmediği şeylere yükleyerek toplumda terör yarattı. İsmailağa tarikatı aynı günlerde gelecek nesilleri kurtarmak adına İstanbul Sözleşmesi'nden çekilelim dedi. Cübbeli Ahmet de eğer buna tepki vermezsek çocuklarımızı eşçinsellik belasından kurtaramayız. Yasa ile kimin eşcinsel olduğu görülmüş Allah aşkına..."