İmamoğlu'ndan Erdoğan'a: İstanbul'a böyle sevda olmaz

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İSKİ gündemiyle ilişki açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın KDV indirimi üzerinden mesaj verdiğini ifade eden İmamoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanımız 'İstanbul sevdam' diyorsanız İstanbul'a böyle sevda olmaz. Bizim belediyeler, sizin belediyeler.. Böyle bir kavram zaten olmaz" diye konuştu.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İSKİ'de açıklamalarda bulundu.

İmamoğlu, İSKİ Genel Kurulu'nda çoğunluktaki AKP-MHP grubunun oyları ile çıkan sıfır zam kararına ilişkin, “İBB’ye karşı çok kötü bir oyun oynanıyor. Kötülük dolu bir oyunu sizlerle paylaşmak için karşınızdayım. İSKİ yönetmeliğe göre maliyeti altında su temini yapamaz. Bu karar ret oyu veren her üyeden rücu edilecek. Bunun faturasını hukuk önünde mahkemelerde göreceksiniz. Şimdi siz düşünün" diye konuştu.

Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın KDV üzerinden mesaj verdiğini belirten İmamoğlu, "Ben çok üzüntü duyuyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız 'İstanbul sevdam' diyorsanız İstanbul'a böyle sevda olmaz. Bizim belediyeler, sizin belediyeler.. Böyle bir kavram zaten olmaz.

2019 seçimlerinden sonra arzum, cumhurbaşkanımızın bu şehre hizmet eden belediye başkanıyla sıkı diyalog, istişare, bir arada düşünce üretme, işbirliği yapmaya uygun bir diyalog zemini. Hala 2019'daki seçimin insanların zihninde başka travmalara sebep olduğunu görüyorum." diye konuştu.

İmamoğlu'nun satırbaşları şöyle oldu:

Su eşittir hayat. Medeniyetler boyunca su ile beraber kurulmuş şehirler. İstanbul gibi dünyanın en nadide coğrafyasında kurulmuşsa bir şehir ona suyu yetiştirmekle ulaşmış medeniyet, İSKİ böyle bir kurum. Bugün İstanbulumuza karşı oynanan kötülük dolu bir oyunu sizlerle paylaşmak için karşısınızdayım.

İki yıldır sabırla İSKİ konusunda hiç mevzuya dahil olmadan, ortak masalar kurarak, defalarca yüz yüze konuşarak ve bu görüşmeleri yaparken de bütünüyle İSKİ'nin bütün hesaplarını siyasi parti ayrımı yapmaksızın hassas durumunu İBB'deki bütün siyasi paydaşlarla paylaştık.

En son bir ay önce gelinen son noktada yapılan bütün yanlışları ortaya koyarak, kendim bizzat CHP Grup Başkanvekili, AK Parti Grup Başkanvekili ve de Meclis Başkanvekiline "Gelin bu süreci görün, 10 milyar 300 milyon liralık bütçe, 14 milyar 900 milyona çıkmış. Bu bütçe üzerinden oturalım, konuşalım. İstanbul'a bir fiyat tarifesi koyalım. Kesintisiz İstanbul'un suyunu tedarik edelim" dedim. Karşımda da üç samimi insanın yüzünü gördüm. Ben bunu güvence olarak hissettim. Sonra diyalog sürecini başlattık.

Yüzde 40'ın üzerinde bir artıştan bahsediyorum bütçede. Bir T cetveli düşünün giderler, gelirler. Giderler hanesi az önce söylediğim rakam. Vazgeçilmez giderler bunlar. Bunun karşılığında da alacağınız belli fiyat tarifesi. İSKİ'nin su tarifesi... Bunu bunla dolduracaksınız. Meclis'te oyunlar yapmak, el kol hareketleri yapmak, Ekrem İmamoğlu'na hakaret etmek, partileri konuşmak falan filan... Bir anlamı yok. Basit, İSKİ'yi konuşuyoruz.

Niçin 14 milyar 300 milyon? Son 2.5 yılda sadece doğalgazdaki artış yüzde 102. Aslında İSKİ'nin konuştuğu maliyetler bir sonuç, sebep değil. Elektrik yüzde 283 ve İSKİ için elektrik o kadar önemli ki. İSKİ’nin giderinin yüzde 25’i elektrik. Şu andaki elektrik tarifesine göre 2022’deki elektrik faturası 3 milyar TL’yi aşacak. Öteye beriye zıplamaya gerek yok. Elektriğe zammı ben mi yaptım? Ben yapmadım, biz sebebi konuşuyoruz. Sebebi başka yer.

Geçen yıl bugün dolar 7.5 liraydı şimdi 13.5 lira. İstanbul'un suyunu sağlıklı hale getirmek için kullandığımız kimyasallar dövizle geliyor ve muazzam bir zamla karşı karşıyayız. Sonuçta sadece bir yılda İstanbulumuza su temin eden İSKİ'nin maliyetleri yüzde 120 artmış. Kaçınılmaz o kadar bu durum üzerine İSKİ Genel Kurulu'na yeni bir su tarifesi getirdik. Getirmek zorundayız. Yeni fiyat tarifesine neden ihtiyaç olduğunu az önce dediğim gibi İSKİ'nin tüm gelir ve gider kalemleriyle beraber bütün yetkili arkadaşlarım tane tane anlattı. Neyin ne olduğunu herkes çok iyi biliyor.

Az önce zam fiyatlarını söyledim. Çıkıyor arkadaş yüzde 179, yüzde 180 zam teklifi diyor... Utanıyorum, üzülüyorum bu arkadaşların sözlerinden. İBB'de Grup Başkanvekili yüzde 179 zam ayıptır, yazıktır, günahtır. Artış rakamını bir önceki fiyata böldüğünüzde zammın oranını bulursunuz. Bu arkadaş yüzde 179'u nereden, hangi akılla, hangi eğitimle bulur anlamış değilim. Bütün bunlar yalan, doğru değil.

Biz bir hafıza tazeleyelim. İstanbul'da tarihin en büyük gördüğü zammı hangi akıl, zihniyet yaptı diye düşünün. Ben size hatırlatayım, bugünkü merkezi iktidar göreve geldiği 1994'ye yılında %200 zam yaptı. Bir sonraki yılda yüzde 173 daha zam yaptı. Bugün 150'yi fahiş bulan arkadaşlar o gün yüzde 200 zamda hiçbir sakınca görmedi. Gerçekten ciddi bir kötülükten, hazmedememe... Akılları hala 2019 seçimlerinde kalmış. Bizim de aklımız göreve geldiğimizde bizden önceki manzaralardaydı. İstanbulumuza hiç yakışmayan kötü görüntülere son vermenin mücadelesini verdik.

Canını kurtarmak için Üsküdar'dan yüzerek kaçmak zorunda kalan vatandaşlarımızın karada değil, artık bundan sonra denizde yüzmelerini onlara hatırlattık. Karada yüzmekten onları kurtardık.

İstanbul'da bir yılda yağan yağmurum 10'da 1'i sadece bir günde yağdı. Hiç sel baskını gördünüz mü İstanbul'da? İşte bunu benim İSKİ'deki yol arkadaşlarım başardı.

AKP Grup Başkanvekili Meclis toplantısında, “Siz bizim yüzde 25’lik zam teklifimizi kabul edersiniz ya da bunu da vermeyiz.” diyor. Tehdit yapıyor. İstanbul tarihi böyle bir cahil adam görmemiş. Biz sana pabuç mu bırakacağız? İstanbul'u kaybetme öfkesiyle saldırıyorlar. İSKİ'yi organize kötülükle batırmaya çalışan arkadaşlara bir haberim var. Yaptığınız suçtur. İSKİ yönetmeliğe göre maliyeti altında su temini yapamaz. Bu karar ret oyu veren her üyeden rücu edilecek. Bunun faturasını hukuk önünde mahkemelerde göreceksiniz. Şimdi siz düşünün.

Meclis'i yürüttüğüm esnada içi kan ağlayan değerli AKP'li ve MHP'li üyelerimiz olduğunu da biliyorum. Benim de gurur duyduğum bir partim var. Partimin en çalışkan üyesi, ona en layık kişisi olmak için çaba gösteririm. Elbette Millet İttifakı'nın bir belediye başkanı olarak partime de layık olmak için çaba gösteririm ama partiler araçtır, amaç değildir. Partileri yöneten insanlar asla kutsallaştırılamaz. Siyasi anlayış ve tavır olarak ben inanıyorum ki her siyasi kimlik de kafasını elleri arasına alıp düşünecek.

Özellikle belirtmek isterim ki bu arada her şeye rağmen oluşan yeni bütçe, 14 milyar 900 milyona çıkan yeni bütçe ve mecburen sunmak zorunda kaldığımız yeni tarifenin vebali İSKİ veya İBB değildir. Bu ülkede herhangi bir şeyin fiyatı çok artıyorsa bunun sorumlusu ekonomiyi yöneten kişilerdir, hükümettir, iktidardır. Türkiye'yi bu ekonomik buhrana satanların İstanbul'daki ucuz kahramanlık girişimlerine en güzel yanıtı günü gelince kıymetli insanlarımız verecek.

SORU-CEVAP

AKP'nin yüzde 25'lik teklifi

Yüzde 25'lik teklifin Meclis'te kabul edilmesi bizim yetkimiz değil. Eğer AK Parti grubu yüzde 25'lik bir teklif vermişse oylatırdı, çoğunluk zaten onlarda kabul edilirdi. Kendi verdikleri teklifi geri çektiler. Teklifi tehditle verdikleri için geri çektiler.

Yüzde 40'a yakın teklif sunduk onu da reddettiler.

'İstanbul'a böyle sevda olmaz'

KDV'den bahsediliyor. Sayın Cumhurbaşkanımız bize KDV üzerinden mesaj veriyor. Ben çok üzüntü duyuyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız 'İstanbul sevdam' diyorsanız İstanbul'a böyle sevda olmaz. Bizim belediyeler, sizin belediyeler.. Böyle bir kavram zaten olmaz.

2019 seçimlerinden sonra arzum, cumhurbaşkanımızın bu şehre hizmet eden belediye başkanıyla sıkı diyalog, istişare, bir arada düşünce üretme, işbirliği yapmaya uygun bir diyalog zemini. Hala 2019'daki seçimin insanların zihninde başka travmalara sebep olduğunu görüyorum.

İBB'nin el konulan parası

Bence bu işlemi yapan, bu işleme imza atanlar hem oraya bağışta bulunan vatandaşımız ve o paralardan faydalanmak üzere olan binlerce insanımızın bedduasıyla karşı karşıyadır. Utanç verici bir işlemdir.

Askıda faturayı dünyanın her yerinde göğsünüzü gere gere anlatırsınız, bu işlemi hiçbir yerde anlatamazsınız. Milletimizin bedduasıyla karşı karşıyadır. Onlara bu beddualar yeter.

MOBESE

MOBESE işi Türkiye Cumhuriyeti tarihinde çok büyük ayıplardan birisidir. Çok büyük tehditlerin göstergesidir. Dolayısıyla MOBESE asla unutmayacağım, her gün hatırlatacağım bir konudur.

İstanbul'un valisi, İstanbul'un emniyet müdür bu konuda herhangi bir işlem yaptınız mı? Herhangi bir araştırma yaptınız mı? Dilekçelere herhangi bir cevap vermediniz. Unutacağımızı zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Kamu hukuku, insan hakları gereği sorduğumuz sorulara acilen cevap verin. Bu işin sorumlusu bakandır diyorsanız aynı soruları bakanlığa da sorduk. Sayın bakandan da cevap bekliyoruz.

Ekrem İmamoğlu'nun özel hayatının didik didik edilmesi, bir kurgu şeklinde kesilip basına magazinsel bir şekilde servis edilmesi başka büyük tehditlerin ve tehlikelerin bir izidir.