İmamoğlu’ndan deprem çağrısı: Oturalım konuşalım, biz hazırız

İmamoğlu’ndan deprem çağrısı: Oturalım konuşalım, biz hazırız
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, depreme dair açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, "Yarın talimat gelsin, kalkalım hep beraber Ankara'ya. Oturalım konuşalım. Biz, hazırız" ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Kurtuluş Savaşı’nın lojistik anlamdaki kahramanlarından, TCDD’nin kurucusu ve ilk Genel Müdürü Behiç Erkin’in adını yaşattı. Erkin’in adı, kentin Anadolu yakasındaki 3 metro hattının komuta merkezi olarak kullanılacak Raylı Sistemler Yerleşkesine verildi. Ümraniye’deki Behiç Erkin Raylı Sistem Yerleşkesi; İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, merhum Erkin’in torunu Emir Kıvırcık ve yerleşke girişine asılan Erkin’in tablosunu yapan ressam Teymur Rzayev’in katılımlarıyla hizmete açıldı. Açılış töreninde, sırasıyla; İmamoğlu ve İBB Genel Sekreter Yardımcısı Pelin Alpkökin birer konuşma yaptı.

whatsapp-image-2022-11-23-at-4-33-21-pm-1.jpeg

İBB, TCDD’nin kurucusu ve ilk genel müdürü Behiç Erkin’in adını, Ümraniye’de inşa edilen Türkiye’nin ilk 2 katlı tren park alanına sahip en büyük kent içi raylı sistem merkezine verdi. Merhum Erkin’in adını verdikleri Raylı Sistem Yerleşkesinin şantiyesini, yüzde 33 seviyesinde ve tamamen durmuş bir halde devraldıklarını vurgulayan İmamoğlu, “Kimi aylardır, kimi yıllardır duran, biraz böyle kimsesiz gibi duran metro şantiyelerimizi hızlıca ele aldık. Hatta şehir için tehlike arz eden bir kısım şantiyeler vardı. Göreve gelir gelmez, onların tedbirlerini almakla işimize başladık. Bu süreç, tarihi bir süreçtir. Bizim İstanbul'a yaşattığımız özellikle metrolarla ilgili bu dönemin, ileride çok konuşulacak tarihi bir süreç olduğunun altını çizelim” dedi.

“Yüzde 33 seviyesinde, tamamen durmuş bir şantiye devir aldık”

Büyükşehir Belediyesi Metro İstanbul Behiç Erkin Raylı Sistemler Yerleşkesini, “Kentin Anadolu yakasındaki metro hatlarında hizmet verecek trenlerin toplandığı ve bakımlarının yapıldığı yer” olarak tanımlayan İmamoğlu, “Bu yerleşkede; bakım atölyesi, ağır bakım atölyesi, açık ve kapalı tren parklanma alanları, trafo binaları ve tabii ki idari bina var” bilgilerini paylaştı. Açılışını yaptıkları yerleşke şantiyesini, yüzde 33 seviyesinde ve tamamen durmuş bir halde devraldıklarını vurgulayan İmamoğlu, “Aynı garipliği, Dudullu - Bostancı hattında da yaşamıştık. Çünkü İller Bankası'ndan o dönemde bir kredi kullanılmış, bu krediyle bir bölümü, yarısına yakın bir bölümü, 1,6 milyarlık bir krediyle yapılmış. O hattımız, o para bitince, hiçbir kaynak hazırlığı olmadığı için, öz kaynaktan da yapmak gibi bir plan kurgulanmadığı için, durmuştu” ifadelerini kullandı.

'İBB, o dönemde metro yapamaz hale gelmişse, sebebi tamamen beceri ve öncelik sorunudur'

Metro konusunun İstanbul için hayati bir mesele olduğunu tekrarlayan İmamoğlu, şunları söyledi:

“Bugün İstanbul'da, 1 günde neredeyse 9 milyon insan taşıyoruz. 9 milyon insan ne demek? Londra nüfusu kadar insan taşıyoruz, demek. Ama Londra'daki metro hattının üçte biri metromuz var. Dolayısıyla almamız gereken yol, bugüne kadar ihmal edilmiş, yapılmamış işler, aslında önümüze ne kadar devasa bir hedef bıraktığını ve koyduğunu hepinizin bilmesi, anlaması gerekiyor. O bakımdan hızlıca işimize koyulduk. Tabiri caizse; kimi aylardır, kimi yıllardır duran, biraz böyle kimsesiz gibi duran, metro şantiyelerimizi hızlıca ele aldık. Hatta şehir için tehlike arz eden -yer altında neticede kazılar vardı- bir kısım şantiyeler vardı. Göreve gelir gelmez onların tedbirlerini almakla işimize başladık. Bu süreç, tarihi bir süreçtir. Bizim İstanbul'a yaşattığımız bu dönemin, özellikle metrolarla ilgili, ileride çok konuşulacak tarihi bir süreç olduğunun altını çizelim. Kesinlikle ifade etmek gerekir ki; İstanbul Büyükşehir Belediyesi, eğer o dönemde üretememişse, o dönemde iş yapamamışsa, metro yapamaz hale gelmişse, sebebi tamamen beceri sorunudur, öncelik sorunudur. Hangi konuyu yapmakla ilgili konsantrasyon sorunudur? İsrafla bir şehri, bir belediyeyi yönetme sorunudur. Şimdi eğer işler tıkır tıkır yürüyor ve çarklar dönüyorsa, bu önemli merkezin yapılması gibi birçok işi açarken gururla o kurdeleyi, kesiyorsak; bunun da yegane sebebi, inanınız ki işinize konsantre olmak, İstanbul'a hizmet etmek, İstanbul'un bütçesini israftan kurtarmak, onu bereketli bir bütçe haline getirmek, teknik insanları, işini bilen liyakatli yöneticilerin sözlerini, onların önerilerini dikkate alan siyasi mekanizmalarla iş birliği sürecini kurumsal ahlakla yönetme kavramını hayata geçirmek, karşınıza böyle sonuçlar veriyor.”

'Aynı anda 10 metro yapan şehir olmak önemli'

“Halka hizmet etmek istiyorsanız, halka hizmet eden projeleri yerine getiriyorsunuz; yaptığımız bu” diyen İmamoğlu, “Dünyada en çok metro yapan şehir haline gelmek, önemli. Dünyada aynı anda en çok metro şantiyesini hareketli halde çalıştırmak önemli, ama hiçbir kaynağı belli olmayan ya da bazılarının projeleri bile net olmayan, aynı anda en fazla metro ihalesi yapan yönetim olmak aynı şey değil. Yani ihaleyi yaparsınız, ama şantiye çalışmazsa, olmaz. Örneğin; Mahmutbey - Esenyurt hattı gibi. Yani ortada proje de yoktu, şantiye de yoktu. Örneğin; Finans Şehirin altından geçen Göztepe - Ataşehir - Ümraniye hattı. Burayı da ilgilendiriyor. Çok önemli bir hat. Yüzde 2-3 seviyesinde devraldığımız hatlardan bir tanesi. Ki üstüne kurulan, Finans Şehir diye gururla anlatılan merkeze, sadece 80 bin çalışanın geleceği tahmin edilen bir yerin altından geçmesi gereken metronun başlanmaması gibi. Bunlara da biz başladık” şeklinde konuştu.

'İstanbul'un duran projelerini tek tek hayata geçirmenin gururunu yaşıyoruz'

“Finansmanını sağlıklı koordine ederek, bereketli bütçe yöneterek, İstanbul'un duran projelerini tek tek hayata geçirmenin gururunu yaşıyoruz” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:

“1,4 milyar euro kaynak ürettik İstanbul'a. Mecburuz; çünkü hem orta-uzun vadeli finansman bu tür yatırımlarda önemli. Bir başka eksiklik var ne yazık ki. 2019 Temmuz ayından itibaren, bize hiçbir kamu kurumu, tek bir kuruş kredi vermedi. Tek bir kamu kurumu. Bu, acı bir durum. İBB; kamu bankalarından, kamu kuruluşlarından bunları alamasa da iş yapmış bir kurumdur. Bugüne kadar 29,9 kilometre uzunluğunda raylı sistem hattını açtık. İnşallah Dudullu - Bostancı ile beraber bu sene bunu 45 kilometrelere- hatta Fulya - Yıldız'ı da katarak- 45 kilometrenin daha üstüne çıkacak bir seviyeye bunu taşıyacağız. Bu da 3,5 yıl gibi bir zaman dilimi içerisinde oldu. Bunun anlamı şunu söyleyeyim: Geçmiş 20-25 yılın ortalamasının neredeyse üç katına tekabül ediyor. İstanbul, yılda 15-20 kilometre metro hattı üretirse bu eksikliği kapatabilir. 2025 yılına kadar, 104 kilometre yeni metro hattını İstanbul'a kazandırma hedefiyle yol yürüyoruz.”

'İşimizi anlatarak halkımıza yüzümüzü dönme çabası içerisindeyiz'

İstanbul’un yeni metro hatlarına ihtiyacı olduğunun altını çizen İmamoğlu, bu kapsamda hazırladıkları projelerden örnekler verdi. “Bunlara engellemeleri, şunları bunları anlatarak değil, işimizi anlatarak halkımıza yüzümüzü dönme çabası içerisindeyiz” diyen İmamoğlu, yüzlerini, yakın tarihin ilham verici özel anlarına ve insanlarına döndüklerine dikkat çekti. Behiç Erkin’in de bu isimlerden biri olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “100’ncü yılına umutla, heyecanla yürüdüğümüz güzel Cumhuriyet’imizin işte böyle vicdan sahibi isimlerin, gerçek yurtseverlerin emeklerinin üzerinde durduğunu hiçbir zaman unutmayacağız. Kurtuluş Savaşı'ndan sonrasında kalkınma ve aydınlanma mücadelesinde gerçekten ismini bildiğimiz ve bilmediğimiz, ama her birinin gönlümüzde ayrı bir yeri olan nice kahramanlarımızın emeklerinin üzerinde yükseliyor güzel Cumhuriyet. O bakımdan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün o eşsiz mücadelesini saygıyla, minnetle anıyor ve onun hem silah arkadaşlarını hem Behiç Erkin gibi kıymetli yol arkadaşlarını da hepinizin huzurunda minnetle anıyor ve onların önünde saygıyla eğiliyoruz” dedi.

'İsim verirken; birine yaranmak için değil, gelecek nesillere örnek olması için tabelayı asmalısınız'

“Açıkçası; isim verirken, bin düşünüp bir kere o tabelayı asmalısınız” diyen İmamoğlu, “Bu işler, kolay işler değil. İsim verirken; birine yaranmak için değil, gelecek nesillere örnek olması için tabelayı asmalısınız. İsim verirken; bugünü kurtarmak için değil, yarınlara sağlıklı, tarihi bilgilerin köprülerini kurmak için o tabelaları asmalısınız. Aksi takdirde bir bakmışsınız, birkaç sene sonra o tabelaları indirmek zorunda kalırsınız. Bunu tarihimizin yakın sayfalarında görmeniz mümkün. O bakımdan bunun da hassas bir konu olduğunu, burada arkadaşlarımızın önümüze bu ismi getirdiğinde ne kadar özel bir görev yaptığımızı, ne kadar güzel bir iş yaptığımızı ve ne kadar doğru bir karar verdiğimizi de hep beraber yaşamış olduk” ifadelerini kullandı.

'Deprem uyarısı: Oturalım konuşalım; biz hazırız'

Konuşmasında, bu sabaha karşı yaşanan 6.0 büyüklüğündeki Düzce merkezli depreme de dikkati çeken İmamoğlu, şunları söyledi:

“Bugünü yarını yok. ‘Efendim 2023’te seçim olacak; kim gelecek?’ Gelecek olan belli de... Ama mesele o değil, mesele bugünden o masayı bile konuşabilmek ve kurabilmekte. Deprem; yarın talimat gelsin, kalkalım hep beraber Ankara'ya. Oturalım konuşalım. Biz, hazırız. Bu konuda hiç yüksünmeyiz, geri durmayız. Sabah 4’ü 8 geçe ayağa kalktım. Arkadaşlarımla beraber telefonun ucunda meseleyi takip ederken AKOM üzerinden; ‘Acaba bir kaybımız var mı? Acaba bir şey olacak mı’ diye ürkmekten, korkmaktan inanın gerginliğimizle sabahı bulduk. O bakımdan sizlerden istirhamımız, isteğimiz; lütfen bütün kamuoyu olarak, bu sürece duyarlı olmak ve bu sürecin çözümünün hepimizde olduğunu unutmamak. Yani ‘Tek başına ben çözeceğim’ diyorsa bir bakanlık; yok, çözemezsin kardeşim. Çözemedin zaten. ‘Tek başına Büyükşehir Belediyesi ben çözeceğim’ diyorsa; çözemezsin kardeşim. Büyük bir mesele çünkü. Rakamları söylemiyorum yani. Bugün İstanbul'da 150 bine yakın, acilen ele alınması gereken bina var. Daire demiyorum; bina var. Bunlar ölçülmüş, edilmiş işler. Kesinlikle sağduyulu olacağız her konuda. Umutlu olacağız. Akıldan ve bilimden uzaklaşmayacağız. Liyakatli ekiplerle süreci yöneteceğiz. Ve bu tür işleri hep birlikte cesaretle birlikte başaracağız. Cesaretin ve iyimserliğin önünde hiçbir şey duramaz. Hep beraber başaracağız. Çok güzel günleri, hep birlikte göreceğiz.”