HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, Halk TV'de Ayşenur Arslan ile Medya Mahallesi'nin konuğu oldu.

Erken ya da vaktinde yapılacak seçimlere ilişkin konuşan HDP'li Kaya, "Son aylarda zaten yaptıkları iftira, linç kampanyalarına, yalan ve gerçekleri çarpıtma kampanyalarına ve hedef aldıkları şahıs ve kurumlara baktığımızda bunu daha da ağırlaştırarak devam edecekler" diye konuştu.

Kaya şunları söyledi:

En genel hatlarıyla AKP direkt ya da en direkt şeklinde muhalefetin içinden bir kırılma yaşatmaya çalışıyor. Ne yapıp edip, bir CHP duruşuyla bir İYİ Parti duruşunu önce Millet İttifakı'nı içeriden bir zedeleme ve dağıtma hedefi koymuş durumda. Bunu da ne yapıp edip muhakkak bizlerin üzerinden yapmaya çalışıyor. Bunu o kadar farklı boyutlarla ifade etmek istiyorum ki, HDP üzerinden muhalefeti eleştirmek... Bizimle yan yana gelenlere, selam verenleri hemen terörizmle eşleştirmek en önemli ezber argümanlarından birisi haline gelmiş durumda. Çok kullanışlı bir malzeme bu onlar için.

'Cübbeli bile iktidara laf çakmaya başladı'

İstanbul seçimleri onlar için aldıkları en büyük yaralardan bir tanesi. Şu anda hala İstanbul travmasını atlatabilmiş değiller. Olası bir seçim sürecinde İstanbul'un devası bir devlet pozisyonunda olan maliyesi, imkanları, kadrosu, lojistik desteği her türlü imkanlarıyla bunu kaybetmeleri demek kendi besledikleri ve sürekli kaynak akıttıkları, kendilerinin varlık sebebi olan cemaat ve vakıfların ayakta tutan kaynakların kesilmesi demek oldu. Bu kaynakların kesilmesinden dolayı son günlerde Cübbeli bile iktidara laf çakmaya başladı. Çünkü her birinin mali kaynakları kesilmiş oldu.

'İstanbul'a kayyum için kamuoyunun nabzını zorluyorlar'

Olası bir seçimde, kullanamadıkları kesilen bir imkanı ne yapıp edip ele geçirmeye çalışıyorlar. Türkiye'de AKP zihniyeti 'kayyum' politikalarıyla eşleşmiş durumda. Kayyum deyince bunu hep HDP'li belediyelere yönelik yaptıkları politika ve bölgeden ibaret, batı tarafına gelmez, bu sadece terörle iltisaklı olan belediyelere, kurumlara atanan kayyumla ilgili bir durum zannediyoruz. Biz bunu batıda Boğaziçi Üniversitesi'nde gördük. İstanbul için de bir nabız yoklama olduğunu düşünüyorum. Kayyumu meşrulaştırmanın yollarını zorluyorlar gibi geliyor. Kamuoyunun nabzını zorluyorlar. DİAYDER de bunlardan bir tanesi.

Bazı parklar, müzeler, Taksim Meydanı olmak üzere İBB'nin eli ayağı olan pek çok noktayı, alanı, kurumu zaten bakanlığa devrediyorlar. Elini, ayağını kesiyorlar. İşlevsiz hale getiriyorlar. Adı kayyum konmasa bile elini, ayağını kesiyorlar.