Hendek Aileleri'nden mektup: Toprağın altındakiler soruyor

Hendek Aileleri'nden mektup: Toprağın altındakiler soruyor
Sakarya'nın Hendek ilçesinde, 7 işçinin hayatını kaybettiği 127 kişinin yaralandığı havai fişek fabrikasındaki patlamaya ilişkin Hendek Aileleri bir mektup yazdı. 'Toprağın altındakiler soruyor' denilen mektupta, "Soma'da da sorduk, Hendek de sorduk; yalnız bize mi fıtrat, neden hep biz öldük?" diye soruldu.

Sakarya'nın Hendek ilçesinde 3 Temmuz 2020'de meydana gelen havai fişek fabrikası patlamasında 7 kişi hayatını kaybetmiş, 127 kişi ise yaralanmıştı.

Hendek Aileleri kamuoyu ile bir mektup paylaştı. 'Toprağın altındakiler soruyor' denilen mektupta, Bertolt Brecht'in 'Okumuş Bir İşçi Soruyor' şiiri hatırlatılarak, "Gelinen bu noktada ülke olarak işçi sınıfının emek haklarını değil, yaşam hakkını tartışıyoruz. Çünkü yaşatmıyorsunuz, çünkü bu ülkede işçi katliamı var." denildi.

Mektupta, hayatını kaybeden 7 işçi adına şu sorular soruldu:

"Bugün okumuş bir işçi değil, toprağın altındaki ölüler soracak; bugün Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda sermayeye kurban edilen 7 işçi, 7 soruyla Hendek Cinayetini soracak size.

1-) Sakarya MÜSİAD Şube Başkanı Yaşar Coşkun'un, iktidarla olan yakın ilişkileri sayesinde denetimlerden muaf tutulan fabrikasında yaşanan patlamada;7 işçinin ölümünden yalnızca yargılanan sanıklar mı sorumludur?

2-) Patlamalarla ilgili verilen araştırma önergesinin AKP ve MHP oylarıyla reddedilme sebebi nedir?

3-) 7 işçinin ölümünden sorumlu Sanık Patron Yaşar Coşkun'un yargılama süreci boyunca ailelere hakaret ve tehditler savurmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu' nun adını anarak; arkasının sağlam olduğu mesajını vermiş, MÜSİAD destek yemeğinin Cumhurbaşkanı talimatıyla verildiğini söylemiştir. Yaşar Coşkun’un iddiaları doğru mudur?

4-) Düzenli olarak denetlendiği söylenen fabrikada yapıldığı tespit edilen kaçak barut üretimi gibi vahim bir husus çerçevesinde ilgili bakanlıklar neden sessiz kalmaktadır?

5-) Patron Yaşar Coşkun duruşmada bir işçiyi "Ahmet zaten benim sayemde iyileşti. Ben her gün Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile konuştum, onun talimatıyla Ahmet'e bakıldı. Ahmet dikkatli konuşsun." şeklinde tehdit etmiştir. Bu ülkede bir patron Sağlık Bakanını aramazsa işçiler gerektiği gibi bakılmayacak mıdır, sanık bu gücü nereden almaktadır?

6-) Fabrikada güvenlik görevlisi olarak çalışan Sakarya Emniyet müdürlüğünden emekli bir polis memurunun denetimleri önceden haber alması sonucu fabrikanın uygun bir şekilde denetlenmediği, hatta bazı bölgelerin denetim ekibine hiç gösterilmediği anlaşılmıştır. Emniyet kime ve neye hizmet etmektedir?

7-) Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda ruhsatsız binalar, kaçak barut üretimi, yasal sınırın üzerinde depolama gibi patlamaya davetiye çıkaracak ve şiddetini arttıracak etkenlerin ortaya çıkması sonucu denetçi kurumların ihmalleri anlaşılmasına rağmen mahkemenin ilgili kurum/kişiler hakkında suç duyurusunda bulunmamış olması yargı üzerindeki siyasi baskının kanıtı değilse nedir? Sanık Yaşar Coşkun'un mahkeme heyetine "Siz daha gençsiniz, daha iyi yerlere gelirsiniz." şeklindeki tehdit ve rüşvet teklifinde bulunmasının verilen karar üzerindeki etkisi nedir?"

'Vazgeçmeyeceğiz' diyen aileler mektubu şöyle sonlandırdı:

"Öfkemizden güç bulacak, katledilen canları mücadelemizde yaşatacağız.

Her ne kadar görmezden gelseniz de, parmak hesabı yapsanız da her gün bir el kalkacak mezardan: katledilen işçilerin elleri.

Soruyoruz; işçileri tehdit eden, ailelere şovmen diyen, siyasi iktidarı arkasına alarak mahkeme heyetine gözdağı veren ve bunlara rağmen iyi hal indirimi alan sanıkların kutlama yaparak karşıladığı mahkeme kararı mı sağlayacak adaleti, bu karar mı koruyacak işçileri?

Toprağın altındakiler soracak size, biz soracağız.

Soma'da da sorduk, Hendek de sorduk; yalnız bize mi fıtrat, neden hep biz öldük?"