HDP’ye 'bakanlık’ yorumu: İhanet ve melanet
CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin'in "HDP'ye bakanlık verilebilir" sözlerini tartışma yaratmıştı. CHP lideri Kılıçdaroğlu ise Tekin'in açıklamasını yetkisi dışında yaptığını söylemişti.
Kılıçdaroğlu'ndan 'Gürsel Tekin' çıkışı: Yetkisi olmayan bir konuda açıklama yapmış
Yunanistan’ı da sert sözlerle eleştiren Bahçeli, "Bu ülke yönetimi ayağımızın altında dolaşmaktan, damarımıza basmaktan vazgeçmelidir. Üzerinde haksız ve hukuksuz şekilde oturduğu adalar helali hakkımızdır, ayranımızı kabartmasınlar, sabrımızı zorlamasınlar, denize dökülmeyi tekrar canları çekiyorsa sadece bize söylesinler. Ege’nin bir yakasından diğer yakasına ulaşmak bizim için çocuk oyuncağıdır” diye konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Bursa mitinginde, “Hiç kimse merak etmesin, enflasyon çıktığı gibi inecektir. Ama asıl fitne fücur, enflasyonunun tezvirat ve tefrika stokundaki artışın önüne geçmek, buna engel olmak da boynumuzun borcudur” dedi. Bahçeli, “Ülkemizde misafir bulunan Suriyeli sığınmacıların da güvenli, gönüllü ve onurlu geri dönüşleri kesinlikle sağlanmalı, Türkiye bu yükten artık kurtulmalıdır” diye konuştu. Bahçeli, Yunanistan’a yönelik de “Üzerinde haksız ve hukuksuz şekilde oturduğu adalar, helali hakkımızdır. Ayranımızı kabartmasınlar, sabrımızı zorlamasınlar. Denize dökülmeyi tekrar canları çekiyorsa sadece bize söylesinler. Ege’nin bir yakasından diğer yakasına ulaşmak, bizim için çocuk oyuncağıdır” dedi.
Devlet Bahçeli, bugün Bursa’da düzenlediği mitingde konuştu. Bahçeli, özetle şunları söyledi:
“‘2023’e Doğru Aday Belli, Karar Net’ temalı bugünkü toplantımıza katılan kardeşlerimize hoş geldiniz diyorum. Geçen hafta sonu Sivas, muazzam bir açık hava toplantısına sahne oldu. Birilerinin de uykuları kaçtı, kıskananları feleği şaştı. 2023 yılında yapılacak seçimlerin ilk açık hava toplantısını Sivas’ta yaptık, siyasi kampanyanın meşalesini Sivas’tan yaktık. Zillete düşen odakları korku dağlar sardı. Türkiye’ye diş bileyen mihraklar kabusla tanıştı. Sokak röportajlarıyla Cumhur İttifakı’nı kötüleyip zillete methiye düzenler, sosyal medya kanalıyla algı düzenekleri kuranlar, küçük dillerini yuttular. Sadece kimyaları değil matematikleri de bozuldu, bütün hesapları ters yüz oldu.
“ANKET ŞİRKETLERİ, BİZ SİZİN EDERİNİZİ DE CİDDİYETSİZLİĞİNİZİ DE ÇOK İYİ BİLİRİZ”
MHP’yi küçümseme ve küçük görme yanlışına düşen soytarılara diyorum ki; cesaretiniz varsa Sivas’tan sonra gelin de Bursa’ya bakın. Bakın da vatan sevdası, bayrak sevdası nedir görün. Anket şirketleri, biz sizin ederinizi de ciddiyetsizliğinizi de çok iyi biliriz. Bizim anketlerimiz, maaşa bağlanmış paragöz kamuoyu araştırma şirketleri değil Bursa’dır, Balıkesir’dir, Çanakkale’dir, A’dan Z’ye büyük Türk milletidir.
Türkiye düşmanlarına piyonluk yapan bir avuç devşirme istedi diye ülkülerimizin kubbesi asla devrilemez. İman varsa imkan vardır, irade varsa ihanet tutunamayacaktır. Öyle bir cevap veriniz ki yedi düvel, ‘ne oluyor Bursa’da’ diye endişeye kapılıp titresin. Vatana, bayrağa, Türkiye’ye, hakkınıza, hukukunuza sahip çıkacak mısınız?
“BULANIK SULARDA BALIK AVLAMA MERAKINDA DEĞİLİZ”
Taviz vermeyeceğiz, tembellik göstermeyeceğiz, mutlaka kazanacağız. Bir kez daha sizlere soruyorum ama az önceki cevaplarınızın şiddetini geçmesini istiyorum. 2023 yılına hazır mısınız? Seçim günü sandığa gidecek misiniz? MHP’ye oy verecek misiniz? Cumhur İttifakı’na destek olacak mısınız? Bizim cumhurbaşkanı adayımız belli, kararımız nettir. Sözümüz sözdür, adayımızın da kararımızın da sonuna kadar arkasındayız. Bulanık sularda balık avlama merakında değiliz. Adayımız belli, kararımızı nettir. Cumhurbaşkanı adayımız, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır.
“BİZİM AHTAPOT SİYASETİNE FEDA EDİLECEK BİR ÜLKEMİZ OLAMAYACAKTIR”
Zillette umut yoktur. Zillet partileri ile ulaşılacak bir gelecek yoktur. Son günlerdeki sancılı gelişmelerden sonra zillet ittifakı paramparçadır. Bu ittifakın çatısı alev almıştır. Paçası tutuşan Kılıçdaroğlu, ‘İnadına beraber olacağız’ demek zorunda kalmıştır, Kılıçdaroğlu bilmelidir ki beraberlik inatla değil inançla olur. Zillet ittifakında inanç yoktur, irfan yoktur, irade kesinlikle yoktur. Zillet ittifakı, ahtapot gibi Türkiye’yi sarıp kemirmenin çabasındadır. Ahtapotun altı kolu bilinmektedir, diğer iki ayağı ise HDP ile emperyalizmin ana unsurlarından ibarettir. Bizim ahtapot siyasetine feda edilecek bir ülkemiz olamayacaktır.
Zillet ittifakının içinde, en azından dürüst açıklamalarda bulunan siyasetçiler de vardır. Son günlerde bunların iddiaları, Altılı Masa’yı zelzele gibi sallamış, neredeyse devirme noktasına getirmiştir. HDP’nin desteğiyle büyükşehir belediyelerini kazanan partiler, şimdi HDP’ye bakanlık vaatlerinin ifşa edilmesiyle tartışmaların içine gömülmüştür. İttifak içi sürtüşmeler ileri bir aşamaya taşınmıştır. HDP’ye bakanlık vermek demek, teröristlerin tıpkı belediyeler gibi bakanlıklara yerleşmesi demektir. HDP’ye bakanlık sözleri, PKK’nın devlete tutunması demektir. Böylesi bir zillet, Türkiye’ye reva görülemez. Tepkilerin yükselmesi üzerine CHP’nin zoraki geri adımı, taktikseldir.
“BİDEN’DAN ONAY ALMADAN ‘ADAYIMIZ BUDUR’ DİYEMEZLER”
CHP’li belediyelerden ihale ve makam koparma peşinde koşanlar iyi olamazlar, milli olamazlar. Gizli kapaklı ilişkilerin deşifre olmasıyla alayı telaşlanmıştır. Zillet ittifakının asıl sorunu, cumhurbaşkanı adayının hüviyetinde düğümlenmektedir. Kılıçdaroğlu, Altılı Masa’da çatlak olmadığını, parti başkanlarının uzlaşması halinde cumhurbaşkanlığı adaylığına hazır olduğunu açıklarken bir yalvarmadığı kalmıştır. Bunlar hâlâ ‘aday kim olacak’, onu tartışıyorlar. Zillet ittifakı kaostur, krizdir. Boşuna milletimizi meşgul etmesinler. Zillet ittifakının cumhurbaşkanı adayını dış güçler belirleyecektir. Biden’dan onay almadan ‘adayımız budur’ diyemezler. Kılıçdaroğlu’nun ‘FETÖ’cüleri göreve iade edeceğim’ demesi, özellikle ABD’ye verilmiş güvencedir.
“EKONOMİDE, HAKSIZ VE AHLAKSIZ İFTİRALAR DIŞINDA TEK BİR ŞEY SÖYLEMEKTEN ACİZLERDİR”
Tarihin, gündemin çok gerisine düşmüşlerdir. Ekonomide, haksız ve ahlaksız iftiralar dışında tek bir şey söylemekten acizlerdir. Zillet ittifakının vaadi, Türkiye’yi siyasi istikrarsızlık dönemlerine geri döndürmektir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne ‘ucube’ diyorlar, ‘tek adam rejimi’ sözleriyle kara çalıyorlar. Esasen kendilerini anlatıyorlar, aynadaki yansımalarını aktarıyorlar.
“SON 4 YILLIK SÜREDE PARLAMENTER SİSTEM HAKİM OLSAYDI YIKILAN HÜKÜMETLER, ERKEN SEÇİMLER, İSTİKRARSIZLIK VE HUZURSUZLUK ÖNE ÇIKAR, KAYBOLAN YILLARA YENİLERİ İLAVE EDİLMİŞ OLURDU”
15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü parlamenter sistemin iflasını belgelemiş, Türki milleti ve devleti yeni bir yönetim reformuna acilen ihtiyaç duymuştur. 9 Temmuz 2018’den bugüne kadar Türkiye, devamlı ve artan ölçekte operasyonlara, siyasi ve diplomatik saldırılara maruz kalmıştır. Şayet son 4 yıllık sürede parlamenter sistem hakim olsaydı, yıkılan hükümetler, erken seçimler, istikrarsızlık ve huzursuzluk öne çıkar, maalesef kaybolan yıllara yenileri ilave edilmiş olurdu. Terörle mücadele bu kadar yüksek kararlılıkla yapılamaz, Covid-19 ile mücadele edilemez, pek çok sıkıntıya bu derecede direnç gösterilemezdi.
“BU MİLLİ KAZANIMIN, DEMOKRASİ BAŞARISININ NERESİ UCUBEDİR, NERESİNDE TEK ADAMLIĞIN LEKESİ BULUNMAKTADIR”
Hükümet bunalımlarından millete hizmete bir türlü sıra gelmiyordu. Biz, Cumhur İttifakı olarak milletimizden aldığımız güçle bu olumsuz tabloya neşter vurduk, yönetim sitemimizde kalıcı ve köklü bir reform yaptık. Siyasi istikrarı kurumsallaştırdık. Devle ve millet dayanışmasını üst bir seviye güncelledik. Bu milli kazanımın, demokrasi başarısının neresi ucubedir, neresinde tek adamlığın lekesi bulunmaktadır.
“CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ’NİN İLK CUMHURBAŞKANI SAYIN RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN YANINDA MISINIZ”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yanında mısınız? Cumhur İttifakı’nın yanında mısınız? Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında mısınız? Milliyetçi Hareket Partisi’nin sonuna kadar arkasında mısınız?
Mühürlü kalpler şimdi kulaklarını kabartıp bizi dinlesinler. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle ve son dört yıllık zaman diliminde özetle şunlar gerçekleşmiştir. Egemenlik haklarımıza, milli bekamıza ve milli çıkarlarımıza korkusuzca sahip çıkıldı. Bölücü terörün başı ezildi, yurt içinde ve sınır ötesinde müstesna sonuçlar alındı. Kıbrıs’ta eşit ve egemen iki devletli bir çözüm iklimi yeşerdi. Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi açıldı, husumet cephesi adeta kudurdu. 28 yıl sonra Karabağ, esaret ve işgalden kurtarıldı, Türklük bahtiyarlık yaşadı.
Libya’yla imzalanan anlaşmayla Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi tecrit etmek isteyenlerin komploları yerle yeksan edildi. Abdülhamid Han Sondaj gemimizle birlikte dört sondaj, iki de sismik araştırma gemimiz sayesinde Türkiye’nin mavi vatandaki varlığı ve kararlılığı sergilendi, enerji alanında yeni bir vizyon haritası çizildi. Türk Konseyi 8. Devlet Başkanları Zirvesi’nde hayalini kurduğumuz Türk Birliği’ne tarihi bir adım atıldı, Türk Devletler Teşkilatı kuruldu.
“DİLEĞİMİZ RUSYA İLE UKRAYNA ARASINDAKİ SAVAŞIN BİR AN EVVEL SONA ERMESİDİR”
Türkiye, komşularıyla dostluk çemberini genişletmeye başladı. Ermenistan, İsrail, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan’la diyalog kanalları açıldı. Rusya ile Ukrayna arasında devam eden yıkıcı savaşın kalıcı çözüm ve barışla sonlanması maksadıyla samimi, çok boyutlu, dengeli ve herkesi imrendiren atılımlar yapıldı. Antalya ve İstanbul’da, Rusya ve Ukrayna temsilcilerine kucak açılıp, müzakere ve mütareke arayışlarına muazzam katkılar sağlandı. Tahıl Koridoru anlaşmasıyla merhamet ve vicdan diplomasisi kuvveden fiile geçti. Dileğimiz, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın bir an evvel sona ermesidir.
“SURİYELİ SIĞINMACILARIN GÜVENLİ, GÖNÜLLÜ VE ONURLU GERİ DÖNÜŞLERİ KESİNLİKLE SAĞLANMALI, TÜRKİYE BU YÜKTEN ARTIK KURTULMALIDIR”
İnsanlığın barışa ve huzura ihtiyacı vardır. Ayrıca yerinden ve yurdundan edilmiş göçmenlerin çığlığı duyulmalıdır. Ülkemizde misafir bulunan Suriyeli sığınmacıların da güvenli, gönüllü ve onurlu geri dönüşleri kesinlikle sağlanmalı, Türkiye bu yükten artık kurtulmalıdır.
“EGE’NİN BİR YAKASINDAN DİĞER YAKASINA ULAŞMAK, BİZİM İÇİN ÇOCUK OYUNCAĞIDIR”
Bir çift sözüm de Yunanistan hükümetinedir. Bu ülke yönetimi, ayağımızın altında dolaşmaktan, damarımıza basmaktan vazgeçmelidir. Taciz ve tahriklerine derhal son vermelidir. Dünyadan Türkiye’yi derhal kınamasını isteyen Yunanistan hükümetinin, aksi halde Avrupa’nın Ukrayna’nın ardından yeni bir savaş riskiyle karşı karşıya kalacağını öne sürmesi, ateşle oynamaktır. Üzerinde haksız ve hukuksuz şekilde oturduğu adalar, helali hakkımızdır. Ayranımızı kabartmasınlar, sabrımızı zorlamasınlar. Denize dökülmeyi tekrar canları çekiyorsa sadece bize söylesinler. Ege’nin bir yakasından diğer yakasına ulaşmak, bizim için çocuk oyuncağıdır.
“HİÇ KİMSE MERAK ETMESİN, ENFLASYON ÇIKTIĞI GİBİ İNECEKTİR”
Hiç kimse merak etmesin, enflasyon çıktığı gibi inecektir. Ama asıl fitne fücur, enflasyonunun tezvirat ve tefrika stokundaki artışın önüne geçmek, buna engel olmak da boynumuzun borcudur. Demokrasi, doğal farklılıklarımızı hukuk zemininde koruyan yegâne rejimdir. Fakat demokrasi vatanın bölünmesinin ve milletin ayrışmasının gerekçesi olamayacak, zillet ittifakının elinde istismar edilmesine göz yumulmayacaktır. Çağrımız birliğe, dirliğe ve kardeşliğedir.”