HDP’li Oluç: 6’lı masadan bakanlık beklentimiz olmadı
Oluç, “Bizim 6’lı masadan herhangi bir talebimiz, bu konuyla ilgili bir konuşmamız, görüşmemiz olmadı” dedi.
HDP’li Saruhan Oluç’un açıklamaları şöyle:
Herkes lafını iyi ölçüp biçip konuşsun: Bizim 6’lı masadan herhangi bir bakanlık talebimiz, bu konuda bir görüşmemiz, konuşmamız, beklentimiz olmadı. Yani 6’lı masadan ne böyle bir talepte bulunduk ne de bulunmayı düşünüyoruz. Bu bizim dışımızda başlamış bir tartışma. Biz bir yıl önce 6’lı masada olmayacağımızı belirtmiştik. 27 Eylül 2021’de bir tutum belgesiyle bunu ortaya koyduk. Aynı noktadayız. Herkesin lafını ölçüp biçip konuşmasını öneriyoruz.
Muhalefet içinde ikbal avcılığına soyunmuş kişiler var: Bizim üzerimizden kendi politik pozisyonunu oluşturmaya çalışıyorlar. İktidar bloğu üzerinden Süleyman Soylu yapıyor ama muhalefet bunu yapmasın.
HDP’yi çirkin bir üslupla eleştirip, gayrimeşru gösterme anlayışı karşısında en sert tepkiyi vereceğimizi bilsinler, hiç kimsenin öyle bir haddi yok. İsim vermek istemiyorum ama muhalefet içinde iktidarın ikbal avcılığına soyunmuş kişiler olduğunu biliyoruz. Onların söylediklerini bu nedenle ciddiye almıyorum. Kendi partileri ciddiye alsın.
Ayrımcı tartışmalar ortamı zehirler: Muhalif görünümlü sorumsuz laflar edilmemesi gerekiyor. Toplumdaki kutuplaştırmayı, ayrımcılığı, nefret söylemini artırmak değil demokrat bir söyleme sahip olmak bunu gerektiriyor. Aksi halde sorumsuz konuşmalar ortamı zehirler, herkesi etkiler. İktidarı muhalefetiyle herkes konuşmalarına dikkat etmeli. Kimse kimseye zorla oy verdiremez. HDP hiç öyle bir parti değildir.
AKP, İYİ Parti ne kadar meşrusa HDP de o kadar de o kadar meşrudur: HDP anayasal çerçevede kurulmuş, 10 yıldır siyaset yapan bir parti. 2012 yılından bu yana tüm seçimlere katılmıştır. Eğer 6 milyondan fazla insan genel seçimlerde HDP’yi tercih ettiyse HDP meşruiyetini buradan alır. Bir siyasi parti ‘ben yönetime gelmek istemiyorum, yönetimle alakam yoktur” diyebilir mi, diyemez. Bunu tartışmak hiçbir siyasi partinin yöneticisinin haddi değildir. AK Parti, İYİ Parti ne kadar meşruysa HDP de o kadar meşrudur. Özellikle İYİ Parti için demiyorum, hangi parti olursa olsun bu hakkı tartıştırmayız.
Biz Meclis'teyiz diye Meclis'ten çekilecek misiniz?: Meclis’e bizi leylekler getirmedi ya da kimse bizi cami avlusunda bulup getirmedi. Yasama çalışmalarında, bazı kanun teklifleri üzerine diğer grup başkanvekilleri ile görüşüyoruz, konuşuyoruz, bazen ortak imza atıyoruz. ‘HDP’nin olduğu yerde ben olmam, benim olduğum yerde HDP olmaz’ gibi lafları biraz sakin, olgunlukla, düşünerek söylemek lazım. Biz Meclis’teyiz. O zaman, biz Meclis’teyiz diye siz çekilecek misiniz? Bize 6-7 milyon insan oy veriyor. Ne yapacaksınız bu insanları, memleketin dışına mı atacaksınız?
AKP’li Bülent Turan'a tepki: AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan da bu tartışmaya dahil oldu. Gürsel Tekin’e “HDP’ye bakanlık verelim diyorsunuz. Yarını düşünemiyorum bile! Bence artık kendinize gelin! Bu ülke hepimizin” diyor. Bu “hepimizin” içinde HDP yok. Örtük olarak o kadar ayrımcı, bölücü bir anlayışa sahip ki, insan üzülüyor. Sorsanız en büyük Kürt dostudurlar.
Kılıçdaroğlu saygı duyduğumuz bir kişiliktir: Kılıçdaroğlu hem ana muhalefet lideri olarak hem de kişi olarak saygı duyduğumuz bir kişiliktir. Bu tartışmasız. Ama ‘aday olursa biz ne deriz’ sorusuna benim cevap vermem doğru olmaz çünkü kurullarımız var. İsim tartışması yapmadık, yapmıyoruz. Altılı Masa şu kişiyi aday yapıyoruz dediğinde tabii ki bunu kamuoyunda da, partide de tartışacağız. Önceden bunu tartışarak 6’lı Masaya bir yol haritası çizmeyiz. Ayıp olur. 6 siyasi partinin lideri toplanmış, biz onlara akıl vermek durumunda asla olmayız, haddimizi biliriz.
Adaylık konusunda başka partinin aklına ihtiyacımız yok: Kurullarımız ihtiyaç olacağı kanaatine varırsa kendi adayımızı da çıkartırız. Fakat diğer partilerin bize söyledikleri ile politika yapmayız. Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili yakın tarihte yaşananlara baktığımızda maalesef bize akıl vermeye çalışan partilerin büyük yanlışları nedeniyle Türkiye bugünkü durumu yaşamaktadır. Onun için başka partinin aklına ihtiyacımız yok bu konuda.
‘HDP kendi adayını çıkarsın’ diyenler 2'inci turda kapıları aşındırır: ‘HDP kendi adayını çıkarsın da biz rahat edelim’ diyenlere şunu söyleyeyim, seçim ikinci tura kalırsa ki, kalır bu durumda, ne yapacaklarını kara kara düşünmeye başlarlar. Çünkü ikinci turda HDP oyuna ihtiyaç duyulacağı için kapılar aşındırılmaya başlar. O yüzden diyorum ki, herkes ettiği lafın sorumluluğunu, önünü arkasını düşünsün, iyi hesap etsin. Öyle gündelik öfkelerle bu kadar ciddi seçime giderken sorumsuzca laflar etmesin. En son cumhurbaşkanı seçimindeki hırslardan dolayı ne hale geldiğimizi görüyoruz değil mi?
HDP kapatılırsa seçmeni adressiz bırakmayız: İddianame ve ekleri ile ilgili savunmalarımızı yazılı olarak yaptık. ‘Seçimlere az süre kala kapatılacak’ gibi iddiaları okuyoruz. Bu, AYM uhdesinde. Kapatma durumu ile karşı karşıya kalınırsa seçmenlerimizi çaresiz bırakmayacağız dedik. Mutlaka bir adres, yer göstereceğiz, mücadelemizi sürdüreceğiz. Listeler verildikten sonra kapatılacak gibi iddialar da var. Umarız meşruiyetini bu kadar sarsacak bir adım atmazlar. HDP’nin kapısına kilit vurulacak bir dükkân olmadığının farkındayız. HDP kendisine yol bulur ve yol açar dedik ve bunu yapmakta da kararlıyız. Olayın bir hukuk davasından çok siyasi dava olduğunu biliyoruz.
Emek özgürlük ittifakı deklarasyonu 24 Eylül'de açıklanacak: Saha çalışmalarına yaz başında başladık. Emek ve Özgürlük İttifakı ise bu ayın son haftası İstanbul’da kitlesel bir salon toplantısıyla deklarasyonunu açıklayacak. 24 Eylül olabilir. Emek ve Özgürlük İttifakı kendini genişletme çalışmasını sürdürecek.
Semra Güzel'in tutuklanması: Semra Güzel’in iki fezleke dışında dokunulmazlığı devam ediyor. Bir milletvekiline emniyet güçlerinin bu şekilde davranması o klasik ‘boyun eğdirme’ işinin tekrar edilmesi ki, sonuç alamadılar, Semra Güzel boyun eğmedi, onurlu ve dik bir duruş gösterdi. Muhalefetten bu durumu eleştirenlere teşekkür ediyoruz. Suskun kalanlara da bir şey hatırlatmak istiyoruz. Bu tür şeylere suskunluk her zaman hukuksuzluğun yaygınlaştırılmasına neden olur.