Gezi davasında verilen mütalaaya hukukçulardan ilk tepkiler: Utanıyorum

Gezi davasında verilen mütalaaya hukukçulardan ilk tepkiler: Utanıyorum
Gezi davası sanıklarına istenilen hapis cezalarına hukukçulardan tepki yağdı. Dosyanın avukatlarından Turgut Kazan, “Bir hukukçu olarak utanıyorum” derken avukat Celal Ülgen yargı içerisindeki hukuksuzluklara dur deme zamanının geldiğini belirtti.

‘Bir eylemden bir kez yargılanılır’

Avukat Turgut Kazan, “Türkiye’de hukuk devleti ilkelerinin zerresi kalmadı. İnanılmaz örneklerle karşı karşıyayız. Bir insanın bir eylemi bir kez yargılanır. Taksim Platformu yargılandı ve mükemmel bir kararla beraat kararı verildi. Dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan ve Vekili Hasan Yılmaz oradaydı. Kararı temyiz etmediler ve kesinleşti. Mücella Yapıcı, beraat etti” dedi.

AİHM Kavala kararını soracak

Bu mütalaanın Osman Kavala hakkında bir hüküm kurulmak istediği için verildiğini vurgulayan Kazan, “Rehin alınan Osman Kavala’nın rehinliğini sürdürmek için hemen hüküm kuralım istiyorlar. AİHM şimdi soracak ‘biz karar verdik siz ne yaptınız’ diye. Bizimkiler ‘bu arada hüküm verildi’ diyecekler. Bu bir oyundur. O kadar belli. Dehşet içinde izliyorum. Utanıyorum. Türkiye’ye yazık ettiler. Hukukun olmadığı yerde hukukçu olmayı denizin olmadığı yerde deniz kuvvetleri olmaya benzetiyorum” ifadelerini kullandı.


Avukat Celal Ülgen ise mütalaanın hukukçuları şaşırtmadığını belirterek özetle şunları söyledi:

Gezi Parkı eylemlerine ilişkin beraat kararının bozulmasının ardından Osman Kavala’nın da aralarında bulunduğu 17 sanıklı dava, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinde yeniden görülmeye başlanmış ve ayrıca bozulan Çarşı davası ile iki dosyanın birleştirilmesine karar verilmişti. Bu dosyada İddia makamının esas hakkındaki mütalaasında Kavala'nın ve Mücella Yapıcı'nın darbeye teşebbüs suçlaması ile haklarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Bu bizi şaşırtmadı. Bomboş bir davadan, darbe teşebbüsü çıkartarak 28 Şubat’tan müebbet hapis cezaları yağdıran, emekli amirallerin son derece içten ve ulusal yararımızı gözeten duyuruları nedeniyle ‘suç için anlaşma yaptınız’ diyen yargımız level atlayarak bu kez Gezi gibi bir yürüyüş ve gösteri hakkı kullananlardan insanlardan darbeye teşebbüs çıkarma çabasına girmesi hukukun tamamen ters işlediğinin bir göstergesidir. Bu iktidar, bile isteye hukuku kimi zaman maşa, kimi zaman silah, kimi zaman aklanma aracı olarak kullanarak bu sıkışmışlıktan ve bu geri dönüşümü olmayan yoldan kurtulmak için çabalamaktadır. Hukuk adına utanç duyması gerekenler de sessiz sedasız, sus pus olmuş oturmaktadır. Ülkede hukuk bu hale gelmişse, gözümüzün içine baka baka yoğurdun kara olduğunu birileri anlatmaya çalışıyorsa buna dur demek zamanı geldi de geçiyor.