Fahrettin Altun: Soykırım gibi bir olay asla yaşanmamıştır

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun "Ermeni nüfus can ve mal emniyeti sağlanarak Osmanlı içindeki güney bölgelere kaydırılmıştır. Ama asla sınır dışı edilmemiştir. Soykırım gibi bir olay asla yaşanmamıştır" dedi.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Uluslararası Hukuk ve Tarih Perspektifinden 1915 Olayları Konferansı'nın açılış konuşmasında, “Birçok ülke parlamentosunun Türkiye aleyhine almış olduğu 1915 olaylarına ilişkin kararlar, bilimsel veriler ışığında da uluslararası hukuk nezdinde de yok hükmündedir. Uydurma bir tarih algısı, hem tarihe hem de insanlığın bütününe karşı yapılmış bir ihanettir” dedi.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen 1915 Olayları Konferansı’nda Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun açılış konuşmasını yaptı. İletişim Başkanlığı’nda bugün düzenlenen konferansta Altun şöyle konuştu:

Geçtiğimiz 100 yıl önemli kırılma anlarıyla birlikte siyasi, ekonomik ve teknolojik olarak büyük dönüşümler yaşadığı bir 100 yıl oldu. Çok sayıda acı hadiseye tanıklık eden 20.yüzyılın en büyük trajedilerinden biri de 1.Dünya Savaşı oldu.

Bu savaş Osmanlı İmparatorluğu’nu ve milletimizi derin bir şekilde etkiledi. Türk, Kürt, Arap ve Ermeni bütün Osmanlı vatandaşları savaşın sıkıntısını en derinden yaşadı.

'Osmanlı vatandaşı yerini yurdunu terk etmek zorunda kalmıştır'

Osmanlı İmparatorluğu Çanakkale, Kafkasya, Filistin, Hicaz gibi cephelerde büyük mücadele verdi ve yüzbinlerce evladını kaybetti. Bir taraftan da işgalci güçlerin kışkırttığı ayrılıkçı çetelerin içeride gerçekleştirdikleri katliamlarla yüzleştik.

Savaş şartlarını fırsat bilen Ermeni çetelerin, Anadolu’da yüzbinlerce sivili katletmiş olmaları tarihi bir gerçektir, inkâr edilemez bir vesikadır. Ermeni çetelerinin katliamlarından kurtulmak için binlerce Osmanlı vatandaşı yerini yurdunu terk etmek zorunda kalmıştır.

'Soykırım gibi bir olay asla yaşanmamıştır'

Katlanılamaz vahşeti önlemek adına Osmanlı Devleti tarafından 1915’te Sevk ve İskân Kanunu çıkarılmıştır. Çetelerin saldırılarının yoğunlaştığı yerlerdeki Ermeni nüfus can ve mal emniyeti sağlanarak Osmanlı içindeki güney bölgelere kaydırılmıştır. Ama asla sınır dışı edilmemiştir. Soykırım gibi bir olay asla yaşanmamıştır. Bu adım, toprak bütünlüğü ve güvenliği için topyekûn mücadele yürütürken Osmanlı’nın başvurmak zorunda kaldığı bir emniyet tedbiri olmuştur.

'1915 olayları, hâlâ siyasetin konusu olmaktan kurtulamamıştır'

1915 Olayları tarihin ve bilimin konusu olması gerekirken; bugün üzerinden 100 yıldan fazla zaman geçmiş olmasına rağmen, hâlâ siyasetin konusu olmaktan kurtulamamıştır. Bu konu, tarihi ya da bilimsel bir tartışmanın konusu olmayı bir tarafa bırakalım; lobilerin, seçim kampanyalarının bir malzemesi olmaktan, siyasetçiler için bir istikbal, bir geçim kaynağı olmaktan öteye gidememiştir. Tarihi gerçekler siyasi konjonktürün dar çıkarları için kullanılmamalıdır.

Genel olarak 20. yüzyıl, bütün insanlık için büyük savaşların gölgesinde geçmiştir. Bu savaşların acı tecrübelerinden birçok halk öyle ya da böyle olumsuz etkilenmiştir. Bu nedenle savaşın acı vesikalarını tahrif etmek, tarihe ve insanlığa yapılan büyük bir haksızlıktır. Bu bakış aynı zamanda, tarihsel hafızanın gerçeklikle bağının koparılmasına da neden olmaktadır. 1915 olayları, bir tarihsel vakanın gerçeklikle bağının nasıl koparılabildiğinin ve türlü çarpıtmalarla birlikte Türk toplumuna ve devletine düşmanlık için nasıl kullanıldığının ispatı niteliğindedir. Tarihi gerçekler siyasi konjonktürün dar çıkarları için kullanılmamalıdır. Sayın Cumhurbaşkanımız, 1915 olaylarını araştırmak için ortak tarih komisyonu kurulması çağrısı yaptığında tarihi bir meseleyi siyasetin ve kötü niyetli çevrelerin gölgesinden kurtarmak istemiştir. Nitekim hakikatin ortaya çıkmasından korkanlar bu çağrıya cevap verememiştir.

Birçok ülke parlamentosunun Türkiye aleyhine almış olduğu 1915 olaylarına ilişkin kararlar, bilimsel veriler ışığında da uluslararası hukuk nezdinde de yok hükmündedir. Uydurma bir tarih algısı, hem tarihe hem de insanlığın bütününe karşı yapılmış bir ihanettir.”

Kaynak:ANKA