Sığınmacı Sayısı 120 Milyona Ulaştı: İHD'den Çağrı!
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü kapsamında basın toplantısı düzenledi. Toplantıya siyasi partiler, hak örgütleri ve mülteci temsilcileri katıldı. "Sığınma hakkına ve mültecilere yönelik hak ihlallerini durdurun" mesajı verildi. Dernek binasında gerçekleşen etkinlikte, Kürtçe, Türkçe ve Arapça olmak üzere üç dilde ortak basın açıklaması yapıldı.
Suriye Sığınmacılar Platformu adına konuşan Yıldız Önen, Birleşmiş Milletler'in 20 Haziran'ı Dünya Mülteciler Günü olarak ilan ettiğini hatırlattı. Önen, dünya genelindeki sığınmacı sayısının Nisan 2024 itibarıyla 120 milyona ulaştığını belirterek, mültecilerin yaşadığı hak ihlallerine dikkat çekti.
DÜNYA GENELİNDE SIĞINMACI SAYISI 120 MİLYON
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) raporuna göre, 2024 Nisan itibarıyla dünya genelinde sığınmacı sayısı 120 milyona ulaştı. Önen,Bu rakam, UNHCR'nin kayıtlarının tutulduğu dönemden bu yana en yüksek seviyeyi temsil ediyor diyerek her 69 kişiden birinin, tüm dünya nüfusunun yüzde 1,5'nin zorla yerinden edildiğini vurguladı.
Yıldız Önen, sığınmacıların yüzde 40'ının çocuk olduğunu ve dünya nüfusunun yüzde 1,5'ini oluşturduklarını belirtti. Önen ayrıca, 2023 yılında sığınmacıların büyük çoğunluğunun Afganistan, Suriye, Venezuela, Ukrayna ve Sudan'dan geldiğini vurguladı. Gazze'deki savaş nedeniyle sürekli yerinden edilen 1,7 milyon insanın dramını da anlattı.
ÇOĞU KENDİ İMKANLARIYLA BARINIYOR
Türkiye'ye gelen Suriyeli mültecilerin sayısına da değinen Önen, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın 4,6 milyon kayıtlı göçmen bulunduğunu açıklamalarına atıfta bulunarak ülkede 3,5 milyon kayıtlı mülteci bulunduğunu belirtti. Önen, bu mülteciler arasında 3,12 milyon Suriyelinin yer aldığını ve bunların 1 milyon 540 bininin çocuk olduğunu kaydetti. Mültecilerin çoğunun kendi imkanlarıyla barındığını, ancak bir kısmının geçici barınma merkezlerinde kaldığını da ekledi.
GGM'LERDE HASTALIK, İNTİHAR, İŞKENCE...
Geri Gönderme Merkezleri konusunda ise Önen, 2024 yılında Türkiye'de 21 bin kapasiteli 30 merkezde 40 bin mültecinin tutulduğunu belirtti. Bu merkezlerde idari gözetim altında tutulan mültecilerin yaşadığı sorunları ve yaşam koşullarını eleştiren Önen, burada hastalık, intihar, işkence gibi vahim olayların yaşandığına dair duyumlar aldıklarını söyledi.
Eğitim konusunda da mültecilerin yaşadığı zorluklara değinen Önen, özellikle çocukların anadillerinde eğitim alamaması, dil öğrenmeleri için yeterli desteğin sağlanmaması ve ekonomik nedenlerle çalışmak zorunda kalmalarının eğitimden mahrum kalmalarına yol açtığını ifade etti. Özellikle kız çocuklarının erken yaşta evlilikler ve anneliklerle karşı karşıya kaldığını da vurgulayan Önen, bu konuda alınması gereken tedbirlerin yetersiz olduğunu belirtti.
Önen mültecilerin hak temelli yaşayabilmesi için taleplerini şöyle sıraladı:
- Mültecilere yönelik hak temelli bir yaklaşımın benimsenmesi,
- Kadın, çocuk, LGBTİ+ birey, yaşlı ve engellilerin haklara erişimlerini sağlayacak sosyal destek mekanizmalarının kurulması ve acilen işler hale getirilmesi,
- Mülteci çocuk ve gençlerin anadilde eğitim de dahil eğitim hakkına erişiminin sağlanması, çocuk işçiliğinin önlenmesi,
- Kız çocuklarının eğitime erişimlerinin kolaylaştırılması, erken yaşta evlendirilmelerinin önlenmesi için tedbirler alınması,
- Anne ve çocuk ölümlerindeki ciddi tablo da göz önünde bulundurularak, özellikle anne, çocuk, yaşlı ve kronik hastalığı olanların sağlık ve bakım hizmetlerine tam erişiminin sağlanması,
- Kayıt dışı çalışmanın yarattığı ağır sömürünün önlenmesi için çalışma izni uygulamasının kolaylaştırılması,
- Medyada ve siyasette daha da öne çıkan ve ırkçı saldırıları motive eden mültecilerle ilgili ayrımcı söylemlerden vazgeçilmesi, önleyici tedbir alınması,
- Nefret saldırılarının durdurulması, karşımıza çıkan cezasızlık uygulamasına son verilmesi,
- 1951 Cenevre sözleşmesine 1967 de konulan coğrafi çekincenin kaldırılması, ülke içinde ve dışında serbest dolaşım ve yerleşim hakkının sağlanması,
- AB- Türkiye arasındaki Geri Kabul Anlaşması ve mültecilik hakkına tehdit oluşturan tüm ikili anlaşmaların geri çekilmesi, Frontex uygulamasının denetlenmesi ve yakın izlemeye alınması,
- Sınırlar açılarak insan kaçakçılığının önlenmesi,
- Mültecileri sınırdan geçmek için yasadışı- tehlikeli yollara sevk eden politika ve söylemlerden vazgeçilmesi,
- BMMYK’nın uluslararası koruma başvuruları konusunda Türkiye’de yeniden aktif faaliyet göstermesi,
- Göç İdaresinin uluslararası koruma ve ikamet başvurularının alınması başta olmak üzere mültecilerin taleplerini karşılayacak güven verici, keyfiyetten uzak, mültecilerin erişimini kolaylaştıran bir sistem kurması
- Suriyelilere uluslararası koruma başvurusunda bulunma yolunun açılması
- Sınırdışı ve Geri İtme gibi “Geri Gönderme Yasağı”na aykırı uygulamaların durdurulması,
- Geri Gönderme Merkezlerinde( GGM) insani tutulma koşullarının sağlanmasından öte, idari gözetim uygulaması ve mültecilerin bu merkezlerde tutulmasına son verilmesi, GGM’lerin kapatılması,
- Eğitim, sağlık, barınma ve çalışma gibi temel haklar bakımından vatandaşlarla eşit hakların sağlanması,
- Kadın ve çocuklara yönelik istismar ve şiddeti önleyici, kadın ve çocukları koruyucu etkin mekanizmaların hayata geçirilmesi,
- Dil ve maddi imkan sorunları da gözetilerek adalete erişim ve hukukun korumasından yararlanma konusunda eşitlik ve yeterli imkân sağlanması
- Mültecilere kendi dillerinde ücretsiz hizmet sunacak, kolay ulaşılabilir resmi danışma merkezlerinin kurulması,
- Mültecilere dair politikalar belirlenirken, mültecilerin ve alanda çalışan sivil örgütlerin görüş ve önerilerinin etkin değerlendirilmesi,
- Uzun süre Türkiye'de yaşayan ve geri dönmesi savaş ve sonraya etkilerinin neden olduğu koşullar çerçevesinde mümkün görünmeyen mültecilere vatandaşlık verilmesi, için acil adımlar atılsın.
Kaynak:Evrensel