Diyanet'ten Kürtaja Yeni Tanım
Kürtaj için daha önce “cinayet” tanımlaması yapan Diyanet İşleri Başkanlığı, konuya ilişkin verdiği başka bir fetvada ise “yaşam hakkına tecavüz” dedi. Diyanet’in en üst danışma organı olan Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından hazırlanan “Fetvalar” kitabında, “Doğum kontrolünün dini hükmü nedir” sorusuna “Sağlığa zararlı olmamak şartıyla deri altına hormon düzenleyici yerleştirmek (implant), kondom kullanmak, azil (geri çekilmek) gibi yöntemlerle hamileliğin önlenmesinde dinen bir sakınca yoktur” yanıtı verildi.
'ÇOCUĞUN ALINMASI CAİZ DEĞİLDİR'
Cumhuriyet'ten Sefa Uyar'ın haberine göre “Annenin yaşamı söz konusu olmadıkça hamilelik gerçekleştikten sonra hangi aşamada olursa olsun kürtaj ve benzeri yöntemlerle çocuğun alınması caiz değildir” denen fetvada, hamileliğin başlamasıyla doğacak çocuğun yaşam hakkının gerçekleşmiş olacağı savunuldu.
‘FAKİRLİK ENDİŞESİ İLE ÇOCUKLARINIZI ÖLDÜRMEYİN’
“Maddi ya da sosyal endişelerle ceninin hayatiyetini bir şekilde sona erdirmek hayat hakkına tecavüzdür. Allah Teala, ‘Fakirlik endişesi ile çocuklarınızı öldürmeyin. Sizi de onları da biz rızıklandırırız’ buyurmuştur” ifadeleri kullanıldı.
Söz konusu kitabın üçüncü baskısında yer alan, “Doğum kontrolünün dini hükmü nedir” sorusundan bir önceki soru olan “Kürtaj yaptırmak caiz midir?” sorusunun sonraki baskılardan çıkarılması dikkat çekti. Söz konusu soruya ilişkin verilen fetvada, “İnsan hayatının korunmasının, İslam’ın 5 temel ilke ve amacından biri olduğu” belirtildi.
'HERHANGİ BİR YÖNTEMLE GEBELİĞE SON VERMEK CAİZ DEĞİLDİR'
“En şerefli varlık olan insanoğlu saygındır ve dokunulmazdır” denen fetvada, “İnsanın yaşama hakkı, erkek spermi ile kadın yumurtasının birleştiği ve döllenmenin başladığı andan itibaren anne baba da dahil hiçbir kimsenin bu hakka müdahale etmesine izin verilmemiştir. Buna göre annenin hayatının korunması yahut birden fazla döllenme olması halinde, ceninlerden birine müdahale edilmediği takdirde, diğerlerinin de öleceği durumlar dışında herhangi bir yöntemle gebeliğe son vermek caiz değildir” ifadeleri kullanıldı.