CHP'li Tanrıkulu, Meclis'in 15 Temmuz karnesini çıkardı: Komisyon engellendi

CHP'li Tanrıkulu, Meclis'in 15 Temmuz karnesini çıkardı: Komisyon engellendi
CHP'li Tanrıkulu, 15 Temmuz darbe girişiminin araştırılması için kurulan Meclis komisyonunun çalışmasının engellendiğini söyledi. Tanrıkulu, "Darbe girişiminin ardından bütün büyük laflara karşın ‘gerçek darbecilerden’ hesap sorulmadığı, ilgisi olmadığı herkesçe bilinen muhaliflerin hedef tahtasına oturtulduğu ortadadır" dedi.

CHP İstanbul Milletvekili ve 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu üyesi Sezgin Tanrıkulu, 15 Temmuz darbe girişiminin altıncı yıldönümü nedeniyle bugün yazılı bir açıklama yaptı. Gerçek darbecilerden hesap sorulmadığı savunan Tanrıkulu, "Darbe girişiminin ardından bütün büyük laflara karşın ‘gerçek darbecilerden’ hesap sorulmadığı, ilgisi olmadığı herkesçe bilinen muhaliflerin hedef tahtasına oturtulduğu ortadadır. Darbe girişiminin ardından yaklaşık 200 bin kişi gözaltına alınmış, FETÖ/PDY üyesi suçlamasıyla 50 binden fazla kişi tutuklanmış, 150 binden fazla kamu personeli görevden ihraç edilmiştir" dedi.

'Yaklaşık 5 bin sanığa hapis cezası verildi'

Tanrıkulu, darbe girişimini izleyen altı yıllık sürede karara bağlanan davalarda, yaklaşık 5 bin sanığa hapis cezalarının verildiğini söyleyerek, "Türkiye’nin darbe girişiminin ardından geldiği noktanın ipuçları, aslında TBMM Araştırma Komisyonu’nun çalıştırılmamasında/çalışamamasında, bir sonuç elde edememesinde yatmaktadır" ifadelerini kullandı.

'Komisyonun şeffaf biçimde çalışması engellendi'

Komisyon Başkanlık Divanı'nın bütün partiler tarafından oluşturulabilecekken AKP tarafından oluşturulduğuna dikkat çeken Tanrıkulu, "Komisyonun çoğulcu, şeffaf biçimde gündemini oluşturması ve çalışması da engellendi. Komisyon görüşmelerinin yayınlanmasına yönelik ısrarlı taleplerimiz sistematik olarak reddedildi. Hatta sosyal medya hesaplarımızdan yaptığımız yayınların etkili olması üzerine bu yayınlarımızın yasaklanması, aksi halde Komisyon’un dağıtılacağı tehditleriyle karşılaştık" diye belirtti.

'Darbe konusunda kritik önemdeki kişiler komisyona gelmediler'

Tanrıkulu, komisyonda dinlenmesini istedikleri tanıkların ve kamu görevlilerinin çağrılmadığı belirterek, "Dönemin Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı’na Başbakan tarafından izin verilmediği ortaya çıktı. Dolayısıyla darbe girişiminin aydınlatılması konusunda kritik önemde olan söz konusu kişiler Komisyon’a gelmediler veya gelmeleri engellendi. İki kamu görevlisinin kendilerini TBMM’nin üstünde görmeleri, bilgilerini TBMM ile dolayısıyla toplumla paylaşmamaları, darbeyle ilgili soru işaretlerinin bugün bile yanıtsız kalmasının nedeni oldu" dedi.

'Komisyon çalışmadı'

Komisyon, çalışmalarından rahatsız olan AKP tarafından, daha süresi varken, ek süre almak mümkünken aralık ayı başında ‘Komisyon çalışmaları sonlandırılmalıdır’ açıklamasıyla çalıştırılmaz hale getirildiğine dikkat çeken Tanrıkulu, şu ifadelerini kullandı:

"Nitekim bu tarihten itibaren Komisyon çalışmadı.

Keza Komisyon, raporunu zamanında yazmadı, geciktirdi. Raporun yazımı üyelerden gizlendi ve uzun bir süreden sonra rapor Komisyon üyelerine tebliğ edildi.

Muhalefet şerhimizi rapora eklenmek üzere verdikten sonra, TBMM tarihinde hiçbir komisyon çalışmasında görülmemiş bir biçimde Komisyon Başkanı tarafından rapora korsan eklemeler yapıldı.

Bu eklemelerin İç Tüzüğe ve teamüllere aykırı olduğu için çıkarılması talebimiz, TBMM Başkanı tarafından reddedildi.

'Yargı bağımsızlığı ayaklar altına alındı'

Ek görüşlerimizin yazılması istenmesinden sonra, yazdığımız ek görüşler rapora eklendi ancak darbe gerçeklerini ortaya koyan muhalefet görüşlerimizin bir bütün olarak rapora ekli bir biçimde tüm parlamenterlere dağıtılması gerekirken yapılmadı ve TBMM’de görüşülmesi sağlanmadı.

Komisyon, AKP tarafından bu şekilde engellenerek raporun dahi dağıtılmasına imkan verilmedi. Dolayısıyla tıpkı 12 Eylül gibi 15 Temmuz’la da samimi bir biçimde hesaplaşılmamıştır. Sonuç olarak, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından demokrasi ve insan hakları açısından daha güçlü bir Türkiye çıkması gerekirken demokrasi, özgürlükler, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ayaklar altına alınmıştır.”

Kaynak:ANKA Haber Ajansı