CHP Sözcüsü Öztrak'tan: Bu zamları Bridget Bardot mu yaptı?
Cumhuriyet Halk Partisi Sözcüsü Faik Öztrak parti MYK'sı sonrasında gündemi değerlendiriyor.
Öztrak'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
- Saray yönetimi milletimizi boş tosta, boş baklavaya, boş içli köfteye mahkum etti. Böyle bir beceriksizliği bu ülke hiçbir zaman görmedi, böyle bir rezaleti yaşamadı.
- Milletin feryadı arşa ulaştı ama kaçak saray sakinlerinin kulakları milletin sesini duymuyor, gözleri milletin halini görmüyor. Saray için varsa yoksa yandaş, vatandaşı unutmuş.
-Sarayın kibirlisi söylediklerimize yaygara diyor, madem yaygara, neden bizim söylediklerimizi yapıyorsunuz?
-Eriyen oylarınız, milletin gözünden de gönlünden de düştüğünüzü gösteriyor.
-Esnaf bir gün önce %18 KDV ile mal almış, ertesi gün saray esnafa diyor ki, Malını %1 KDV ile sat'. E esnafı pandemide borca batırmışşsın, yetmez elektrik faturasıyla gaz faturasıyla ezmişsin, esnaf sermayesini senin döneminde yemiş bitirmiş, şimdi esnafa 'Sen malını %1 KDV ile sat alırken ödediğin KDV'nin üzerine de bir bardak su iç diyorsun' E küçük esnaf aradaki farkı nereden karşılayacak? Gelin yine bizi dinleyin, küçük esnafımız batmadan KDV farkını derhal iade edin. Akaryakıt, elektrik zamlarını geri alın.
-Sadece ekmeğe gelen son zamlar gıdadaki KDV indirimini aldı götürdü. Mutfaktaki yangın sofradan başlayıp tarlaya kadar uzanıyor.
-Tarladaki yangın sönmeden, sofradaki yangın sönmez.
-Saray şurekasının artık ne iş yapacak ne de milletin dertlerine çare bulabilecek takati kalmamış. Yapabildikleri tek şey sorumlulukları başkalarına yıkmak.
-AKP yetkilileri yaptıkları zamları yetim ve öksüz bırakmaya uğraşıyorlar. AKP Grup Başkanvekillerinden biri çıkıyor, "Bu zamları devlet yapmıyor" deyiveriyor. Zamları kim yaptı? Herhalde İngiltere Kraliçesi yapmadı, rahmetli Başkan Kennedy'de yapmadı, Taçsız Kral Pele de yapmadı, Bridget Bardot veya Nadia Comăneci de yapmadı, bu zamları Şener Şen hiç yapmadı.. Bu zamları siz yaptınız, siz.
-Damat bir zamanlar "Cumhurbaşkanı'mız 'Ay'a 4 şeritli yol yapacağım' dese inanancak seçmenimiz var" demişti. Anlaşılan Yeliz ve saz arkadaşları da, "Salla yalanı, bulunur inananı" diye düşünüyor. Ayıptır, yazıktır, el insaf...
-Kendi bahçenizde peydahladığınız bu zamları, bizim evin bahçesine bırakıp kaçamazsınız. Ne biz, ne de milletimiz buna izin vermez. Bu zamların anası da, babası da ucube şahsım rejimidir.
-Gençlerimiz artık umudunu bu ülkede değil, dışarıda arıyor. Bunun vebali ucu şahsım rejiminin boynundadır.
-Sadece milletimizi işsiz bırakmadılar, ülkemizin kurumlarının içini boşalttılar. Son 3 yılda, 3 Hazine Ve Maliye Bakanı, 4 Merkez Bankası Başkanı, 5 tane de TÜİK başkanı gördük. Bürokratları mevsimlik işçiye çevirdiler.
-Resmi istatistiklerine güvenmedikleri bir ülkeye uluslararası finansçılar neden yatırım yapsın? Sadece TÜİK değil, Merkez Banaksı da bu ucube rejimin elinde büyük darbeler aldı. Merkez Bankası'nın personeli son derece niteliktir ama birileri arkalarında iz bırakmamak için olsa gerek bu kurumun da hafızasını sıfırlamaya çalışıyor. Daha İstanbul'daki bina bitmeden personeli apar topar İstanbul'a götürmeye kalkıyorlar. Kıdemli personeli emekliliğe zorlamak için bir sürü teşvikler öneriyorlar. Ya nedir bu telaşınız, nedir bu panik? Merak etmeyin gök kubbe altında hiçbir şey gizli kalmaz. Buharlaştırılan 128 milyar doların da, 20 Aralık gecesi yakılan 9 milyar doların da mutlaka izi bulunur, hesabı da sorulur...
-Dış politikada milli çıkarlarımız yerine Erdoğan'ın ideolojik hedef ve beklentileri merkeze konmuş, dış politika, iç politikanın malzemesi haline getirilmiş durumda. Cumhuriyetin en köklü kurumlarında Hariciye'miz AKP'nin yurtdışı parti teşkilatına çevrilmiş.
-Dış politika milli olma vasfını yitirip şahsileştirilince ülkemizin hak ve çıkarları da korunamaz hale geldi.
- 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi'ni desteklemekle suçladıkları bir ülkenin şeyhinin ayaklarına önce turkuvaz halılar serdiler, sonra da bu şeyhin ayağına gittiler, iki gün önce.
-Erdoğan, 13 Ekim 2019'da söylediği, "Arap Ligi kalkıyor hala Türkiye aleyhine oradan karar çıkartıyor. Sizin topunuz bir araya gelseniz zaten bir tane Türkiye etmezsiniz. Buna rağmen siz petrolünüzle konuşuyorsunuz, dolarınızla konuşuyorsunuz ama Türkiye duruşuyla konuşuyor" sözlerini de bir güzel yalayıp yutar. Neden? Çünkü, Erdoğan doların yeşilini sever. Çünkü, Merkez Bankası'nın kasası 70 cent'e muhtaç. Öyle bir döner ki rüzgar güllerine taş çıkartır.
-Karadeniz ve Avrupa'da huzurun bozulmasını asla istemeyiz. Bu sorun büyürse bundan en çok Türkiye etkilenir.
-Montrö'nün sağladığı statü bütün bölge ülkelerinin barış ve huzuru için yararlıdır.
-Ahlatlıbel'de verilen fotoğraflar, Türkiye'nin ortak geleceği için umut veren fotoğraflardır.