Bahçeli: Türkiye ile ABD arasındaki köprülerin atılması iki ülkenin aleyhinedir
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündemi değerlendiriyor. Bahçeli, CHP'yi hedef alan açıklamalarda bulunarak, "Tarihine sırt çevirmiş, işgal edilmiş CHP'nin gerçek yüzünü her zeminde, her yöremizde anlatacağız. Bilhassa 24 Haziran seçimlerinde CHP'nin en fazla oy aldığı 131 seçim bölgesinde HDP ile ittifakını, terörle mücadele karşı gelişini, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'le bağını koparışını tek tek CHP'ye oy veren milli insanlarımızla paylaşacağız. CHP'nin gizli gündemini, halka doğrudan anlatmak için arkadaşlarımı Anadolu'ya gönderiyorum." diye konuştu.
Bahçeli'nin satırbaşları şöyle:
Geçen hafta Cumhuriyet'imizin ilanının 98. yıldönümünü iftiharla kutladık. Aziz Atatürk'ün en büyük eserim dediği Türkiye Cumhuriyeti daha güçlü, daha serpilmiş vaziyette tarihi yolculuğuna devam etmektedir. Cumhuriyet üçüncü evresine Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile geçerek büyük bir atılım içine girmiştir. Cumhur ile Cumhuriyet, İstiklal ve İstikbal hedeflerine kucaklaşma hedefleri ile kenetlenmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti fazıl bir yönetim sistemi ile huzur, refah ve demokratik istikrar içinde geleceğe yürüyüş halindedir. Gözlerine kara perde inen siyasi ucubelerin bu gerçeği algılaması bile hayaldir. Cumhuriyet'in 100. yıldönümü için geri sayım başlamıştır. Artık Cumhuriyet'in 100'üncü yıldönümü için geri sayım başlamıştır. 2023'te Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleriyle onur yılına ulaşılacak.
Yeni bir siyasi çalışma ile sahada insanlarımızla bir aradayız. Halkımızla özlem gideriyoruz. Onları dinliyor, gelecek hedeflerimizi paylaşıyoruz. Kafalarda biriken soru işaretlerine cevaplar vermeye çalışıyoruz. Türkiye'nin her köşesindeki kanaat önderlerine, sivil toplum kuruluşlarına, muhtarlarımıza, iş adamlarımıza, çiftçilerimize el uzatıyoruz. Adım adım 2023, il il Anadolu teması ile herkese ulaşacağız. Ayak basmadık yer bırakmayacağız.
CHP'yi hedef aldı
2023 yılının Haziran ayında yapılacak seçimler doğrultusunda milletimize dertleşeceğiz, sertleşen kutuplaşmayı beraber yarmak için emel birliği, inanç birliği yapacağız. Tarihine sırt çevirmiş, işgal edilmiş CHP'nin gerçek yüzünü her zeminde, her yöremizde anlatacağız. Bilhassa 24 Haziran seçimlerinde CHP'nin en fazla oy aldığı 131 seçim bölgesinde HDP ile ittifakını, terörle mücadele karşı gelişini, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'le bağını koparışını tek tek CHP'ye oy veren milli insanlarımızla paylaşacağız. CHP'nin gizli gündemini, halka doğrudan anlatmak için arkadaşlarımı Anadolu'ya gönderiyorum.
Cumhur İttifakı olarak geleceğe sahip çıkacağız. Nerede bir vatan evladı varsa onunla kucaklaşacağız. 2023'te lider ülke Türkiye hedefini gerçekleştirecek olan Türkiye sevdalılarıyız. Cumhur İttifakı mücadelesini sürdürüyor ve devam edecek. Fitne bariyerleri dikseler de yıkıp geçeceğiz. Parti olarak Türkiye merkezli yeni bir dünya tesis etme anlayışını kendimize siyasi misyon olarak belirledik. Bunu başarmanın yolu Türkiye'yi zilletin dayatmalarından kurtulmasıdır. Ecdadımızın duaları, şehitlerimizin ruhları, yetimlerin yürek yaraları, nesillerin gelecek ümitleri bizimledir, bizim yanımızdadır.
'Zulüm, baskı, sömürü, hegemonya mücadeleleri aynı zamanda doğayı da zehirlemiştir...'
Yer kürenin en önemli sorunlarından birisi teknolojik sıçramadaki göz kamaştırıcı ivmenin aynı zamanda ekolojik gelişmeye yansımamasıdır. Bu sorun beşeriyetin ortak açmazıdır. Uygarlık merdivenlerinden çıkıldıkça tam tersi istikamette çevreye duyarlılık adalet ve hakkaniyete duyulan hassasiyet maalesef hızla iniş halindedir. Zulüm baskı sömürü tahakküm hegemonya mücadeleleri aynı zamanda doğayı da zehirlemiştir. Sözde gelişmiş ülkelerin doymaz kursakları dinmez hırsları insanlığı uçurumun dibine kadar savurmuştur. Çevre kirliliğinin doğa katliamının bir numaralı failleri özgürlük ve insan hakları konularında mangalda kül bırakmayan ülkelerden başkası değildir. Ekolojik yıkım insanlığı geri dönüşü olmayan bir eşiğe sürüklemektedir.
Bizim milliyetçiliğimiz ekolojik dengenin sürdürülebilirliğine saygı gerektirir. Bizim milliyetçiliğimiz çevre duyarlılığı ile eş anlamlıdır. İnsanlık küresel ısınmanın ağır problemleriyle muhataptır. Türkiye'miz bundan bağımsız değildir. Bugünümüzü düşünürken gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak bütün insanlığın ahlaki ve vicdani görevi olmalıdır. Dünyanın sıcaklığı sistematik şekilde artış halindedir. Küresel ısınma denilen süreç sera gazlarının yoğun olarak artması sonucunda yeryüzünde yakın atmosfer tabakaları ile yeryüzü sıcaklığının yükselişidir. Küresel ısınmadan kaynaklı iklim değişikliği sonucunda milyarlarca insan sel kasırga kuraklık ve susuzluk. Salgın hastalıklarla karşı karşıyadır. Böyle giderse 2025 yılından itibaren 3 milyardan fazla insanın su kıtlığı yaşayacağı tahmine dilmektedir. Kavurucu sıcaklar ve kuraklık tarımsal ürünlerin çeşidiyle birlikte miktarının da azalmasına yol açarak küresel açlık ve yoksulluk sorununu derinleştirecektir.
Önümüzdeki yıllarda su kaynakları temel gıda maddeleri üzerinden küresel cepheleşme hatta sıcak çatışma ihtimali oldukça fazladır. Kıyı yapıları balıkçılık turizm gibi ticari gibi ilişkiler gelecekte öngörülemez zararları görecektir. Allah'ın verdiği nimetlerin doğru ve dengeli kullanılmamasından dolayı insanlık vahim felaketlerle yüz yüzedir.
G-20 Zirvesi
Paris Anlaşması, iklim değişikliği konusunda uluslararası bir anlaşmadır. Türkiye de bu anlaşmaya imza atmıştır. Geçtiğimiz ay onay süreci tamamlanarak yürürlüğe girmiştir. Paris İklim Anlaşması küresel sıcaklık artışını da yüzde 2'yle sınırlandırmayı amaçlamaktadır. Böyle bir tablo karşısında Roma'da 30-31 Ekim'de toplanan G-20 Zirvesi'nde iklim değişikliği masaya yatırılmıştır.
Erdoğan-Biden görüşmesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD Başkanı Biden ile görüşmesi, bu görüşmede iki ülkenin ilişkilerini geliştirmek için ortak mekanizma oluşturulması konusunda mutabık kalınması, NATO ve stratejik ortaklığa vurgu yapılması bize göre değerlidir. Bundan sonra kimin samimi, kimin maskeli olduğu ortaya çıkacaktır.
Ortak akılla, karşılıklı çıkarlara ve egemenlik haklarına saygıyla sorunların çözümü mümkündür. İki ülke arasındaki siyasi, ticari ve ekonomik diyalogların artırılması sevsek de sevmesek de herkesin çıkarına uygundur. Türkiye duruşuyla anıtlaşan bir ülkedir.
Bu imkan ve yetenekleri değerlendiremeyen ülkelerin sahip oldukları potansiyelleri yalnız başına bir anlam taşımayacaktır. Dünya çapında kurulan ilişkilerin gerçek güçle orantılı olacak şekilde saygı ve işbirliği üzerine bina edilmesi esas olmalıdır. Türkiye, uluslararası zirve toplantılarında şerefle ve şuurla temsil edilmekte, milli kararlılığımızdan en küçük taviz verilmemektedir. MHP bu gelişmelerden memnuniyet duymaktadır. Ülkemizdeki yabancı hayranlarının içi kan ağlasa da her şey ortadadır. Zira güneşi balçıkla sıvamak akıl karı değildir. Türkiye'yi küçük görenlerin, bizden bir şey olmaz diyenlerin ya kanında bir bozukluk ya da karakterinde bir bodurluk vardır. Roma'da başımız eğik olsaydı CHP mutlu olurdu.
Cumhurbaşkanımız ile Biden arasındaki görüşmeyi hazmedemeyenler karşımızdaki manzaranın hiç de iddia edildiği gibi olmadığını savunmuştur. Bunlar ABD'nin görüşüdür, şu anki yönetimin Türkiye'ye muhabbet beslemediği de açıktır. Türkiye insan haklarına onlardan çok daha fazla saygılıdır. Kavala bildirisi hazırlayan bu ülkenin sahip olmadığı kadar bu ülkede hukuk hakimdir. Türkiye'nin ABD'nin terör örgütleriyle yakın ilişkisi hakkında üzüntü ve kaygılarını paylaşmasının ne hikmetse üzeri örtülmeye çalışılmaktadır. Biden'dan çok Biden'cı kesilenler, Türkiye'ye yuvalanmış Washington cephesidir, iki taraflı çalışan ajanlarıdır. BM Zirvesi'nden sonra kaynatılan dedikodu zamanı şimdi zilletin başına kaynar su olarak dökülmüştür.
Suriye ve Irak tezkeresi
Terörle huzur arasında 3. bir seçenek yoktur. Bunun başka yolu ve yordamı kalmamıştır. Peş peşe aldığımız şehit haberleri hepimizi üzmektedir. Şayet biz bölücü terör örgütünün üzerine üzerine gitmezsek onlar hain planlarıyla bize gelecekler. Türkiye teröre karşı savunmada değil, taarruzdadır. Bu kanlı sayfa mutlak surette kapatılmalı, eşkıyanın fermanı yırtılıp atılmalıdır. Sınır ötesine asker göndermeyi esas alan tezkere TBMM'de görüşülerek kabul edilmiştir. Irak'ta PKK ve DEAŞ terör örgütlerinin varlığını sürdürmesi, bölge barışına ve milli bekamıza doğrudan tehdit saçmaktadır. Suriye'de yuvalanan diğer terör örgütlerinin milli güvenliğimize suikast ve eylemleri artarak devam etmektedir.
CHP'nin tezkere oyu
CHP, HDP ile el ele tutuşarak terörle mücadelenin devamına hayır demiştir. Irak ve Suriye tezkeresi CHP ve HDP'nin istediği gibi reddedilmiş olsaydı Türk askeri geri çekilecekti. CHP tarihin yanlış yerinde durmakla kalmamış, Türkiye'nin karşısında konuşlanmıştır. Sorarım sizlere; bu olup bitenler zillet değil midir? CHP, HDP ile birlikte tezkereye hayır PKK'ya evet demiştir. Şehitlere hayır gazilere hayır, teröristlere evet demiştir. Türk askerine hayır, Türkiye karşıtlarına evet demiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e hayır, hıyanete ve husumete evet demiştir. Kılıçdaroğlu artık geri dönüş yolların tümden kapanmıştır.
Kılıçdaroğlu geçen haftaki grup konuşmasında, 'Yabancı askerlerin potinleri topraklarımızda istemiyoruz' diyor. Hiç kimsenin topraklarımızı çiğnediği yoktur. Bu iddia kuyruklu yalandır. Tezkerede bulunan yabancı askerler ifadesi ülkemizin DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyonun Türk üslerinden faydalanmasına imkan tanımaktadır. Meselenin özü sadece budur.
HDP'nin dayatmasına CHP boyun eğmiştir. Kılıçdaroğlu, Kurtuluş Savaşı geleneğinden gelen bir parti olduklarını söylüyor. Bugünkü CHP, Kurtuluş Savaşı döneminde olsaydı siperi kesinlikle düşman saflarında olurdu. Zavallı iyice şaşırdı, şanzımanı dağıttı, istikameti hepten şaştı. Ortağın İYİ Parti de ihanet etti mi? İhanet edenlerle yürümek fıtratında mı vardır? Tezkereye 'hayır' demekle asıl vatana ihanet eden sensin ve siyasi zihniyetindir. Avucuna düştüğün HDP, cumhuriyet bayramını bile kutlamadı.
Akşener'e 'Kürdistan' tepkisi
CHP yoğun bakımdır, CHP-HDP ikiz kardeştir. CHP bunları yapıyorken tezkereye evet demenin sancılarını yaşayan İP Başkanı 'Burası Kürdistan'dır' sözüne tek kelime dahi edememiştir. Türkiye sınırı içinde Kürdistan diye bir yer yoktur. Gerekirse şehit oluruz ama üniter milli devletimizi asla parçalatmayız. Kürdistan fitnesine bedenlerimizle direnir, bozkurt gibi karşılarında dururuz.
Türklük tarih içerisinde çok ağır bedeller ödenerek kazanılmış milli değerdir. Cumhurun uyanan iradesi, bunun hesabını er geç soracaktır. İhanete çanak tutanlar bedelini mutlaka ödeyecektir. Zillet ittifakını uyarmak istiyorum; Girdiğiniz yol tehlikelerle doludur. Türk milleti zillete tamam demeyecektir.