Bahçeli, Soylu'ya sahip çıktı: Meydan boş değil

MHP lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya çağrıda bulunan ve bakanlık önüne giden Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ'ı eleştiren Bahçeli, "İçişleri Bakanımıza saldırmak su katılmamış edepsizliktir, hainlere yol açan, yol gösteren densizlik ve terbiyesizliktir. Meydan boş değildir, kuru gürültüye pabuç asla bırakılmayacaktır." dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi.

Bahçeli, Ümit Özdağ'ı hedef alan açıklamalarda bulunurken, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya bir kez daha sahip çıktı. Bahçeli, Özdağ'ın İçişleri Bakanlığı'nın önüne gitmesine ilişkin, "İçişleri Bakanlığı'nın önüne gelenler Türkiye'nin önünü kesmek isteyenlerdir. Terörün ömrünü uzatmak için çırpınan zavallılardır. İçişleri Bakanımızla, Milli Savunma Bakanımıza sanki komut almışçasına saldırı düzeyine geçenlerin bir senaryo dahilinde yıpratmaya çalışanların tam karşısında MHP vardır.

İçişleri Bakanımıza saldırmak su katılmamış edepsizliktir, hainlere yol açan, yol gösteren densizlik ve terbiyesizliktir. İçişleri Bakanımıza ismiyle hitap edip erkeklik hatırlatması yapan ve aklınca meydan okumaya kadar işi götürenler öncelikle hangi melanetin ümidi, hangi kumpasın figüranı olduklarını düşünmeliler. Terörle mücadeleyi muazzam bir irade ve inanmışlıkla yürüten devlet adamlarımıza dil uzatanları kınıyorum. Meydan boş değildir, kuru gürültüye pabuç asla bırakılmayacaktır." dedi.

Bahçeli'nin satırbaşları şöyle:

Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyorum. Toplantımızı takip eden aziz vatandaşlarımıza en kalbi selamlarımı iletiyor, şükranlarımı sunuyorum. Bayramlar bizi bir yapan, bir millet ve medeniyet incisi çıkaran kültürel ve manevi kaynaklarımızdan birisidir. Bayram kardeşliktir, barıştır. Bayram vesilesiyle sergilediğimiz birlik ve dayanışma ruhunu hayatın diğer etaplarına taşıyabilirsek hiçbir hain hedef surumuza gedik açamayacaktır. Omuz omuza duruş sergilediğimiz sürece kalleş senaryoların akıbeti sadece yırtılıp atılmak olacaktır. Türk milleti bayramıyla, barışıyla, bayrağıyla, bağımsızlığıyla tarih boyunca mazluma ses olmuştur.

Maneviyatın yerini maddiyat alırsa, mertlik namertlikle aşağılanırsa hayatın ve siyasetin olağan akışı tıkanmakla kalmayacak toplum huzuru bütünüyle sarsılacaktır. Hadiselerin akış demetine hesabi yaklaşanların ne sözü sözdür ne de adamlıkları bahis mevzudur. Çıkarlarıyla değil çınar gibi yüksek iradeleriyle var olan feragat timsalleri tarihe iz bırakmışlardır. Bu vatana, bu millete ve bu devlete de bin defa helali hediyedir.

Ülkemizin asıl sorunlarından birisi değişmeyen bir kafa yapısıdır. Türkiye'nin çıkarlarına yabancı başkentlerin prizmasından bakanlar düştükleri zilleti fark edemeyecek kadar körleşmiş ve kaskatı kesilmişlerdir. CHP yönetimi kendi geçmişiyle, dahası Aziz Atatürk'ün tam bağımsızlık idealiyle tenakuz halindedir. CHP'ye bakın bunu görürsünüz. Aylardır devam eden Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı sorusuna henüz kalıcı bir cevap verilebilmiş değildir. Zillet ittifakı partileri birbirine çalım atmayı, minder dışına itmeyi, zorda bırakmayı adeta meslek edinmişlerdir. CHP'de hayır yoktur, umut yoktur.

Kılıçdaroğlu'nun aday olma iştahı, aday gösterilme isteği her seferinde yeni bir karşı duruşla kırılmaktadır. İBB Başkanının bayramda Karadeniz turuna çıkıp Trabzon ve Rize'de belediye bütçesiyle dar katılımlı mitingler düzenlemesi ortamı tekrar kızıştırmış, 6+1 formatlı masaya baskı kurmuştur. Bu belediye başkanının hangi siyasi sorumluluğunu üstlendiğini merak ediyoruz. Otobüse doldurduğu gazetecilerle bu belediye başkanı nereye gidiyor? Bayram gününde Karadeniz'de ne aramıştır? İstanbul'u yüz üstü bırakması hangi ahlaka sığmıştır? Şehrini bırakarak vızır vızır gezmesi hangi akla hizmettir? İBB Başkanı cumhurbaşkanı adayı olma isteğindeyse karşımıza çıkıp mertçe itiraf etsin ki biz de ona göre muamele edelim.

Bizim tespitimiz nettir, İstanbul İstanbul olalı böylesi bir zillet ve hezimet ne görmüş ne yaşamıştır. Asıl vız gelip tırıs gidecek şahıs İmamoğlu'dur. İradesi de ipoteklidir. İstanbul ziyan edilmiştir. İstanbul kaderi ile baş başa bırakılmıştır. Bu kara leke parti yönetimi ve belediye başkanının alnına kazınmıştır.

CHP'de sular durulmaz, fırtına dinmez, fitne bitmez. Çünkü CHP kulislerin, menfaat yarışlarının partisidir. Zillet ittifakı kimi aday çıkarırsa çıkarsın 2023 yılının Haziran ayında sandıktan volkan ağzı gibi fışkıracak, sel olup taşacak irade Cumhur İttifakı'dır. Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan da yeniden ve açık ara farkla seçilecektir. Seçimler 2023 yılının haziran ayında yapılacaktır, seçimlerin erkene alınması gibi bir durum söz konusu olmayacaktır. Türk milleti verir oyunu sağlam iradeye, bozar alayını inceden inceye. 2023'te cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünü cumhurun muazzam başarısıyla süsleyeceğiz.

Suriyeli sığınmacılar

Türkiye'de bulunan yabancılarla ilgili duygusal yönü ağırlıklı, provokasyon dozajı yüksek kirli malumatlar, gerçek dışı iddialar, çarpıtılmış videolar ve fotoğraflar sosyal medya kanalı ile servis edilmiştir. Sığınmacı meselesi ülkemizin yumuşak karnı, istismara açık bir yanı haline gelmiştir. Önü arkası hesaplanmadan atılacak her adım toplumun sinir uçlarını tahrip ve tahriş edecek her şey doğrudan uçuruma gidecektir. Bir tezgah artan ölçüde sahnelenmektedir.

Elbette Türkiye yol geçen hanı ve sığınmacı kampı değildir. Yabancı düşmanlığı ve ırkçılığı teşvik eden boyunduruk altındaki çevrelerin söz, yazı, açıklama ve tuzaklarına azami derecede uyanık olmak şarttır. Demografik özellikler, sosyal doku ve kültürel müktesabat korunmalıdır. Biz gelecek nesillere her anlamda güvenceye kavuşturulmuş bir vatan bırakmak konusunda görevliyiz.

Sığınmacı sorunu Türkiye'nin uzun yıllar taşıyabileceği, tahammül edeceği bir sorun olmaktan tamamen çıkmıştır. Ancak bu çarpıcı gerçek ülkemizde misafir halde bulunan sığınmacılara cephe açmak, sosyal ve ekonomik hayattan tecrit etmek anlamına gelmemektedir. Suriyeli sığınmacılar bugün misafirimizse yarın komşumuz olacaktır. Komşu komşunun külüne muhtaçtır. Türkiye'nin göçe karşı alacağı önlemler, milli siyaset planlaması ile gerçekçi bir boyut kazanmalıdır.

Bazıları çıkmış sığınmacı sayısını 8 milyon, bazıları da 10 milyon olarak iddia ediyor. Bunların hepsi palavradır. Devletin kayıtları ortadadır. Yapılan son resmi açıklamalara bakarsak ülkemizde 5 milyon 500 bin 690 yabancı bulunmaktadır. Bu toplam içinde geçici koruma statülü Suriyeli sayısı 3 milyon 762 bin 686'dır. Ülkemizde 1 milyon 417 bin yabancının ise ikamet izni bulunmaktadır. Bunun yanı sıra düzensiz göçle ülkemize gelenler vardır ve bunların uyrukları bellidir.

Suriyeliler güvenli ve onur şekilde yurtlarına sevk edilmesi önümüzdeki en önemli konulardan olmalıdır. Düzensiz göçme kesinlikle müsaade edilmemelidir. Suriyeli sığınmacıların ülkelerinden kopuşlarına neden olan iç çatışma ortamı geçer geçmez, sükunet sağlanır sağlanmaz ülkelerine dönüşleri el birliğiyle, hepsinin rızasıyla hayata geçirilmelidir. Bugüne kadar Afrin, Azez, Cerablus, Telabyad'a toplamda 490 bin Suriyeli yerleştirilmiştir. Hiçbir sığınmacıyı, hiçbir masumu elinde hançerle bekleyen cellatlara teslim edemeyiz. Bize göre briket evlerin yapımı değerli bir adımdır. Türkiye'nin yarınlarında sığınmacı sorunu inşallah olmayacaktır. Cumhur İttifakı'nın kararlılığı budur. Türk milleti kapısını açtığı hiçbir mazluma sırt dönmemiş, bundan sonra da dönmeyecektir. Yabancı düşmanlığıyla siyaset yaptığını sananlar gafillerdir.

'Hiç kimse rol çalıp bizim değerlerimiz ve fikriyatımız üzerinden ahkam kesmeye teşebbüs etmesin'

Göç konusunu bir proje olarak açıklayan, sığınmacılara karşı takip edilecek politikaları analiz eden siyaset oluşturan tek parti MHP'dir. Cumhur İttifakı ne yaptığının farkındadır. Gerginlik çıkaranlar art niyetlidir. Her türlü sorunu milli, manevi tecrübeyle çözecek tek irade MHP ve Cumhur İttifakı'dır. Türk milliyetçiliği, ırkçılığı kesin bir dille reddeder. Hiç kimse rol çalıp bizim değerlerimiz ve fikriyatımız üzerinden ahkam kesmeye teşebbüs etmesin. Biz evimizin önünde gecekondu dikmeye hazırlanan siyaset simsarlarına izin vermeyiz. Türk milliyetçiliği bir gönül hareketi, milletine aşkla ve karşılık beklemeden adanmış bir kahramanlık devranıdır.

Rusya-Ukrayna savaşı

Putin yönetimi NATO ile dalaşmaktadır. Küresel savaş riski insanlık için şüphesiz bir felakettir. Bizim temennimiz Rusya ile Ukrayna arasındaki krizin çözüme kavuşmasıdır. Ukrayna savaşının devamını amaçlayan ülkelerin ahlaki bir çizgide olmadıklarını insanlık vicdanı bir gün mutlaka haykıracaktır.

Soylu'ya sahip çıktı

Terörle mücadelenin en kilit bakanlıklarından birisi İçişleri Bakanlığı'dır. Bugüne kadar İçişleri Bakanlığı'nın önünde eylem yapmak, olay çıkarmak sadece ve sadece teröristlerin gayesi olmuştur. Marjinalleşmiş siyasetçiler tarafından bakanımızın hedef alınması milletimizde haklı bir tepkiye yol açmıştır. Parmak sallayarak tehdit etmek utanç verici bir alçalma halidir.

İçişleri Bakanlığı'nın önüne gelenler Türkiye'nin önünü kesmek isteyenlerdir. Terörün ömrünü uzatmak için çırpınan zavallılardır. İçişleri Bakanımızla, Milli Savunma Bakanımıza sanki komut almışçasına saldırı düzeyine geçenlerin bir senaryo dahilinde yıpratmaya çalışanların tam karşısında MHP vardır.

İçişleri Bakanımıza saldırmak su katılmamış edepsizliktir, hainlere yol açan, yol gösteren densizlik ve terbiyesizliktir. İçişleri Bakanımıza ismiyle hitap edip erkeklik hatırlatması yapan ve aklınca meydan okumaya kadar işi götürenler öncelikle hangi melanetin ümidi, hangi kumpasın figüranı olduklarını düşünmeliler. Terörle mücadeleyi muazzam bir irade ve inanmışlıkla yürüten devlet adamlarımıza dil uzatanları kınıyorum. Meydan boş değildir, kuru gürültüye pabuç asla bırakılmayacaktır.

Muhalefeti hedef aldı

Gezi Parkı olaylarında baş aktör olan bir suçlunun avukatı kesilen siyasetçiler ihanete destek çıktıklarını ne zaman göreceklerdir. Bunlar ne adalet bilirler, ne hukuk tanırlar. Bu ucubelere Türkiye emanet edemez. Sorosçu Osman'la yatıp Sorosçu Osman'la kalkanlara hatırlatırım ki biz Hz. Osman'ı biliriz, Osman Paşa'yı biliriz ancak Soros'a ruhunu satmış Osman Kavala'yı bilmeyiz, bilmeyeceğiz.