Babacan: Ülkeyi yayık ayranına çevirdiniz

Babacan: Ülkeyi yayık ayranına çevirdiniz
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dış politika siyasetini işaret ederek "Ülkeyi yayık ayranına çevirdiniz. Çalkalayıp duruyorsunuz memleketi" dedi.

Ali Babacan, partisinin Kırklareli il kongresinde yaptığı konuşmada dış politika üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef aldı. Babacan, Çin'in Doğu Türkistan'da ki Çin zulmü için "Dünyanın dört bir yanından ses yükselirken, Uygurlar için neden tek kelime etmiyorsunuz? Hadi, Perinçek’i anladık. Anlaşılan o zaten memnun. Peki Sayın Erdoğan, Sayın Bahçeli… Sizlere ne oluyor? Doğu Türkistan’da yaşanan zulüm karşısında lâl oldunuz" diye konuştu.

Babacan şöyle konuştu: 

"U dönüşü yaptılar" 

Öyle yanlış bir diplomasi yürüttüler ki, sanki Türkiye Mısır’a muhtaçmış gibi bir algı oluştu. Mısır adeta ‘kazanan taraf’ olduğunu hissetti, şartlar öne sürdü. Sayın Erdoğan ‘darbeci Sisi’ diye meydanlarda sesleniyordu değil mi? ‘Onun olduğu salona girmem’ diyordu. Son günlerde kaç yetkili Mısır’ı övme yarışına girdi. Önce kutuplaştırdılar. Hatta daha 2019’daki yerel seçimlerde karşı partinin adayına Sisi demeye getirdiler. Sonra da baktılar ki Doğu Akdeniz Türkiye’ye rağmen paylaşılmaya başlandı. Siz her ülkeyle kavga ederseniz hepsi bir araya gelip size karşı cepheleşir. Milli menfaatler de ancak böyle zarar görür. Hemen U dönüşü yaptılar. 

Bir sabah kalkıyorlar, haçla hilali çakıştırıyorlar. Bir gün ‘Şangay Beşlisi’nde olmak istiyorlar, bir başka sabah da kalkıp ‘Avrupa Birliği güzeldir’ diyorlar. Sayın Erdoğan, biraz yavaş. Bunu artık sizin klasik U dönüşlerinizle falan da açıklayamıyoruz. Ülkeyi yayık ayranına çevirdiniz. Çalkalayıp duruyorsunuz memleketi. Sizin yandaşlarınız, peşinizdeki kuş sürüleri, pelikan melikan helak oluyor. Hızlarını alamayıp devriliyorlar, yine de peşinizden koşmaya çalışıyorlar. Tabii işin ucunda bir sürü menfaat var. Ama biraz yavaş, bu kadar zikzak çizdirilmez. Bir ülkenin stratejik hedefi olur, uzun vadeli hedef seti olur. Büyük ülkeler böyle yönetilir.

 S-400’den önce Çin’le görüştüler ama ne görüşme… Koskoca ülkenin savunma sistemiyle ilgili bir konuyu görüşmek için oturdular. Ortaya çıktı ki neyi görüştüklerini bile bilmiyorlar. Görüştükten sonra ‘Ya bu füzelerin teknik özellikleri bizim aradığımız değil’ dediler. Çin ilişkileri de bozuldu. Bu çarşıdan pazardan alınacak bir basit bir şey değil. Türkiye’de bu işin uzmanları var ama bilenlerle çalışmıyorlar. Ekonomide bakkal çırağının, dış politikada da uluslararası ilişkiler birinci sınıf öğrencisinin yapmayacağı hataları yapıyorlar.

Çin’e karşı Doğu Türkistan’da gıklarını çıkaramıyorlar. Ama lafa gelince sağa sola ‘yerli ve milli’ dersleri verirler. Lafa gelince ‘tüm dünya mazlumlarının sesi’ olduklarını iddia ederler. Lafa gelince dinimizin kutsallarını da siyasete alet ederek, din kardeşliğinden bahsederler. Bütün dünya, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde çok ciddi insan hakları ihlalleri olduğunu konuşuyor. Çeşitli ülkeler ‘soykırım’ tanımları yapıyor. Dünyanın dört bir yanından ses yükselirken, Uygurlar için neden tek kelime etmiyorsunuz? Hadi, Perinçek’i anladık. Anlaşılan o zaten memnun. Peki Sayın Erdoğan, Sayın Bahçeli… Sizlere ne oluyor? Doğu Türkistan’da yaşanan zulüm karşısında lâl oldunuz.