Avukatı Celal Ülgen: Tam da bugünün yargısına yakışan bir karar

Avukatı Celal Ülgen: Tam da bugünün yargısına yakışan bir karar
Balyoz davası hakkında Yargıtay'ın bozma kararını davanın avukatlarından Celal Ülgen halktv.com.tr'ye değerlendirdi.

HAZAR DOST

Halktv.com.tr'nin sorularını yanıtlayan avukat Celal Ülgen, Balyoz Davası'nda verilen beraat kararlarının bozulmasına dair "'Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo Semineri' çerçevesinde yapılan gerçek plan seminerinde 'Milli Mutabakat Hükümeti kurmak', somut yer ve kişi isimleri belirtilmek suretiyle İstanbul Büyükşehir ve diğer il, ilçe belediye başkanlıklarına atamalar yapmayı öne çıkarıldığı gerekçesi ileri sürülerek TCK 316. madde içinde düzenlenen 'suç için anlaşma' maddesinin uygulanması gerektiği gerekçesine dayanarak  beraat kararının bozulması  tam da bugünkü yargıya yakışan bir karardır'' dedi.  

Bütün Balyoz davası süreci içinde yaptıkları savunmaların, plan seminerlerinin gerçekliği ve tehlike boyutu en yüksek senaryo halinde neler yapılacağının görüşüldüğü açık olan bu seminerden suç için anlaşmayı çıkarmanın ancak böyle bir yargıya ve böyle bir zama denk düşebileceğini belirten Ülgen, ''Oysa olaya yeniden bakıldığında tamamının ses kayıtları bulunan plan seminerinde nelerin görüşüldüğü, kimler tarafından özel sunumlar yapıldığı bilinmektedir'' diye konuştu. 

Dosyadaki ses kayıtlarının tamamı incelendiğinde, seminerde bir darbe planlamasının yapılmadığını, müzakere edilmediğini, salt 1'inci Ordu Egemen Harekat Planı'nın, jenerik bir senaryo çerçevesinde, Birinci Ordu’nun Sakarya Nehri'ne kadar uzanan geri bölgesinin güvenliğini de kapsayacak şekilde irdelendiğinin görüldüğüne dikkat çeken Ülgen, ''Oysa plan seminerinde görüşülen jenerik senaryoda, seminerin icra edildiği gerçek zaman dilimindeki, dış ve iç siyasi ve askeri durumu değil; ileride, daha doğru bir deyişle geleceğe ait bir zaman diliminde meydana gelebilecek siyasi ve askeri olayları gerçekmiş gibi ele alarak en tehlikeli senaryoyu irdeleyen, egemen planın ve bu plana dahil geri bölge emniyeti için hazırlanan planların yeterli olup olmadığının test edilmesi  için hazırlanmış geleneksel bir askeri eylem ve işlemdir'' dedi.

Amiraller Bildirisi ile arasında koşutluk kurulması ve TCK 316'ncı maddenin uygulanabilirliğinin dile getirilmesi abesle iştigal olup Balyoz Davası'nın kurmaca ve Amerika ürünü bir  komplo olduğunu görmezden gelmek olduğunu belirten Ülgen, ''Balyoz davası, 1 Mart Tezkeresi'nin reddedilmesinin intikamı olarak kökü dışarda örgütlerin işbirlikçi FETÖ'cülerle üretilmiş bir davaydı. Bu davayı açanlar ve darbecilikle suçlayanlar daha sonra hain bir işgal kalkışmasına da kalkışarak asıl darbecilerin kim olduğunu göstermişlerdi. İnsan hafızası ile alay eden bu kararı irdelemeyi ve perdeleri, maskeleri indirmeyi sürdüreciğiz'' diye konuştu.