'Assos’taki asıl tehlike kaya düşmesi değil depremdir'

'Assos’taki asıl tehlike kaya düşmesi değil depremdir'
Assos Antik Limanı’ndaki çalışmalara ilişkin değerlendirme yapan İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Cenk Yaltırak, "Büyük deprem olduğunda antik limandaki yığma taş evlerin denizle buluşma riski var. Assos’taki asıl tehlike kaya düşmesi değil depremdir” diye konuştu.

Assos Antik Limanı’nda kaya ve toprak düşmesinin engellenmesi amacıyla başlatılan, ancak 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı ve Doğal Sit Alanı olan bölgenin topografyasını değiştiren projeye karşı tepkiler artıyor.

Ayvacık Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği tarafından 26 Mart 2021’de ‘Ayvacık İlçesi Assos Kaya Islahı Yapım İşi’ olarak ihale edilen ihale doğrultusunda bölgede 12 bin metrekarelik otopark alanı yapılmasının de öngörüldüğü iddia edilirken, Arkeolog-Editör Nezih Başgelen, “Gerekçesi ne olursa olsun , Behramkale, Assos gibi her açıdan titizlikle korunması gereken bir alanda iş makineleriyle bu kapsamda ve bu kadar uzun süreli böyle bir hafriyat tam bir felakettir. Hafriyat alanında çıkan adak heykelciklerine göre Afrodit’e adanmış bir tapınağa ait olduğu düşünülen kalıntılar bile durumun hassasiyetini göstermektedir” değerlendirmesini yaptı.

‘Bu kararı kim verdi?’

Milliyet'ten Mert İnan'ın haberine göre, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan ise otopark projesini gündeme taşıyarak, “Otopark projesini Otelciler Derneği Başkanı gündeme getirdi. 12 metrekarelik otopark alanı inşa etmek için bilimsel, yasal, uluslararası koruma ilkelerine uygun süreçler izlemek gerekir. Şayet otopark yapılacaksa bu kararı kim verdi?” sorusunu yöneltti.

Doğan, “Uzmanlardan oluşan bilimsel bir komisyon oluşturularak yapılan işlerin projeye ve ayrıca koruma kurallarına ve mevzuatına uygunluğunun denetlenmesi gerekir. Çevreciler olarak imza kampanyası kampanyası başlatmış durumdayız. İnsanlığın ortak mirası olarak gelecek nesillere aktarılması gereken alanda bilimsel yöntemlere ve hukuka aykırı olarak yürütülen bu çalışmanın bir an önce durdurulması ve sorumlular hakkında hukuki işlem yapılması gerekir” diye konuştu.

Çanakkale Çevre ve Doğa Dernekleri Federasyonu ile Çanakkale Kent Konseyi Çevre Meclisi Başkanı Bünyamin Nami Tonka da projenin Assos’un geçmişten bugüne uzanan kadim tarihi dokusuna zarar verdiğini belirterek şunları söyledi:

“Kaya düşmesi’ denilerek başlatılan projenin turistik teras ve yeni tesislerin yapımına zemin hazırlamak için başlatıldığı çok açık. Bölgede şimdiye kadar kaya düşmesi sonucu yaralanan, yaşamını yitiren bir vatandaşımız olmadı. Sadece bir traktörün lastiğine çarpan taş parçası olmuştu. Meyilli bölümden aşağı düşme kayma riski olan taşlar toplanabilir, riskli büyük kaya parçalarının önüne çelik teller çekilebilirdi. Yüzeyin altında 3-5 santimetrelik alanlarda anforalar, göz yaşı hokkaları, küçük kesme aletleri varsa hepsi dozerlerle yok edilmiş oldu.”

‘Ekolojik yapı zarar görebilir’

İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Cenk Yaltırak, kaya düşmesi gerekçe gösterilerek başlatılan çalışmaların ekolojik yapıya zarar verdiğine dikkat çekerken, “Görüntülerden üst kısmın seyir terası olacak şekilde yapılandırıldığı anlaşılıyor. Volkanik kayalara bu denli müdahaleler ekolojik yapının tümden zarar görmesine neden olur. Volkanik kayaların olduğu yüzeyi açtığınızda söz konusu kaya ve taş parçalarında tekrar ayrışmaya maruz kalabilir.

Assos Antik Liman üzerindeki volkanik kaya yapısı ve antik sit alanı tahrip edilmiştir. Oysa ki riskli bölümlerin önüne bölgedeki taşlardan doğal görünümlü istinat duvarı ve çelik teller çekilebilirdi. Yapılan işlemin boyutuna bakınca kaya yuvarlanması ile ilgisi olmadığı çok açık. Bölgede büyük deprem üretecek fay kuşağı var. Büyük deprem olduğunda antik limandaki yığma taş evlerin denizle buluşma riski var. Assos’taki asıl tehlike kaya düşmesi değil depremdir” ifadelerini kullandı.