Akşener: İşgalcilerin adı değişmiş, işgal planı değişmemiştir

İYİ Parti lideri Meral Akşener partisinin grup toplantısında konuştu. Kritik bir dönemeçte olunduğunu kaydeden Akşener, "19 Mayıs 1919'un üstünden düşen bir asrın ardından işgalcilerin adı değişmiş, işgal planı değişmemiştir. Milletin hazinesine uzanan kirli eller gitmemiştir. Damat Feritler gitmiş ama damatların sebep olduğu yıkım değişmemiştir" diye konuştu.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında konuştu.

Gençlerle birlikte grup toplantısını gerçekleştiren Akşener, dönemin kritik bir dönemeç olduğunu vurgulayarak, "Bugün yine çok kritik bir dönemeçteyiz. 19 Mayıs 1919'un üstünden düşen bir asrın ardından işgalcilerin adı değişmiş, işgal planı değişmemiştir. Yunanlı gitmiş yerine 'Keşke Yunan galip gelseydi' diyenler gelmiştir. İngiliz işbirlikçiler gitmiş yerine yerli ve yabancı yandaşlar gelmiştir. Milletin hazinesine uzanan kirli eller gitmemiştir. Damat Feritler gitmiş ama damatların sebep olduğu yıkım değişmemiştir.

Dün olduğu gibi bugünde vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlike altındadır. Kurumlarımız yıpratılıp, içleri boşaltılırken, devletimizin itibarı, hafızası, ciddiyeti her gün yok edilirken dün olduğu gibi bugünde iktidar sorumluluğunu yerine getirememektedir. Hürriyeti elinden alınmış, tüm hakları teker teker gasp edilmiş olsa da dün olduğu gibi bugünde milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. İşte bu yüzden bugün size çok ihtiyacımız var.

Millet için, memleket için yeniden bir araya gelmeye hep beraber yürümeye ihtiyacımız var. 1919 ruhunu yeniden diriltmeye ihtiyacımız var." diye konuştu.

Akşener'in satırbaşları şöyle:

Cumhuriyetimizin esas sahibi ve bekçileri, memleketimizin İYİ ve cesur gençleri, grup toplantımıza hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Anadolu'nun bağrından, Torosların eteklerinden, Doğunun kalbinden kalbi memleket için atanlara selam olsun. Her 18 Mayıs gecesinde sabahı heyecanla, umutla bekleyen yüreklere, yarın doğacak kurtuluş güneşini hasretle bekleyenlere selam olsun. Bugün bizleri Yüce Meclis'imizin çatısı altında bir araya getiren o ilk adıma, kutlu iradeye ve şanlı mücadeleye şükürler olsun. Bizler bırakın anmayı, Atatürk'ün isminden bile rahatsız olanlara inat, onu anmaya devam edeceğiz. Bizler, Cumhuriyet Bayramı haftasında terörist rahatsız olmasın diye Atatürk resmini ve Türk bayrağını kaldırtanlara inat onun mirasını yaşatmaya devam edeceğiz.

Bizler 19 Mayıs haftasında Atatürk Havalimanı'na dozerleri sürenlere inat onun Türkiye için ortaya koyduğu o büyük vizyonu hayata geçirmek için durmadan çalışmaya devam edeceğiz.

(Başbakan Akşener sloganına cevap) Gençler bir şeye karar verdiğinde o gerçekleşir. Siz niye birilerinin sinirini bozuyorsunuz? Siz şimdi pek bir rahatı olan abilerin niye sinirini bozuyorsunuz?

İktidarın kendi beceriksizliğini gizlemek için suni olarak oluşturmaya çalıştığı kutuplaştırmaya, baskıya, korkuya dayalı bir siyasi iklimle, çok çirkin bir dille mücadele ediyoruz. Memleketin dört bir yanı kan ağlarken sarayda sefa süren utanmazlarla, yandaşlarla, liyakatsiz atamalarla, akıl dışı kararlarla, nobran, kaba tavırlarla karşılaşıyoruz. Yaftacı bir propagandaya maruz kalıyoruz. Memleketimizin çilesi bitmesin diye uğraşan milletinden tamamen kopmuş bir iktidarla karşı karşıyayız.

'Sandıktaki kaçınılmaz sondan kaçmaya çalışıyorlar'

Nitekim artık geldiğimiz noktada elini attığı her şeyden yeni bir kriz çıkartan, milletimize vereceği hiçbir şey kalmayan bay kriz ve arkadaşlarının tutunacak tek bir dalları kaldı o da duygularımız. Biliyorsunuz, uzun bir zamandır geçmiş kavgaları körükleyerek en kıymetlilerimize saldırarak, kinden, düşmanlıktan ve öfkeden beslenerek, devletimizin imkanlarını da kendi çıkarlarına kullanarak iktidarda kalmaya çalışıyorlar. Sandıktaki kaçınılmaz sondan kaçmaya çalışıyorlar. Türk siyasetini içine saplandığı bu kayıkçı kavgasından çıkarmak için, seçmeni yeniden veli nimet yapmaya karar verdik.

'Anadolu artık o eski Anadolu değil'

20 Ocak 2020'den beri yollardayız. Karış karış geziyoruz. AK Parti iktidarı bizden sadece paramızı, hakkımızı, kaynaklarımızı çalmadı. Aynı zamanda mutluluğumuzu, umudumuzu ve hayallerimizi de çaldı. Anadolu artık o eski Anadolu değil. Tanımadığı yüzlere bile gülümseyen, dükkanını umutla açan o Anadolu yok artık. Çünkü artık hiç kimse gülümsemek için sebep bulamıyor. Çünkü artık insanımız güne nasıl başladığını değil, nasıl bitireceğini düşünüyor.

Gençlere seslendi: Asla kimsesiz, sahipsiz değilsiniz

Gençler, AK Parti iktidarının ülkemizi içine soktuğu bu sarmaldan en çok da siz etkileniyorsunuz. Önünüzdeki fırsatlarla dolu koskoca bir ömrün heyecanını hissetmeniz gerekirken her birinizin yüzünde derin bir hüzün görüyorum. Mahkum edildiğiniz bu hazin tablo yetmiyormuş gibi gençliğini hakkıyla yaşayamamış adamların boş nasihatlerine, üst perdelerden ayarlarına ve buyurgan tavırlarına maruz kalıyorsunuz. Hayat tarzınıza, bakış açınıza, kimi zaman gururunuza hatta telefonunuza kadar uzanan kirli bir el ile mücadele ediyorsunuz. Asla kimsesiz, sahipsiz değilsiniz. Onlar sizi şımarık ilan etmek istiyor. Oysa siz sadece emeğinizin karşılığını almak istiyorsunuz. Onlar sizi ülkeden kaçmakla suçluyor hatta hain ilan ediyor oysa siz ülkenizden koparılmış hissediyorsunuz biz biliyoruz. Öfkelerinizi, endişelerinizi, hayal kırıklıklarını anlıyoruz. Siz sadece kendiniz ya da aileniz için değil göz göre göre ranta kurban edilen doğamız içinde, açlığa, şiddete maruz kalan hayvanlarımız için de dertleniyorsunuz. Yandaşlara peşkeş çekilen topraklarımız içinde, har vurup harman savrulan kaynaklarımız içinde üzülüyor, dertleniyorsunuz.

'Kasımpaşalı Tayyip Erdoğan gitti artık yok'

Sizler Türkiye'de Türk olmaktan gurur duyan ama Türkiye'de yaşamaktan artık yorulan gençlerimizsiniz ve çok haklısınız. Gençliğiniz sizden çalınmış gibi hissediyorsunuz çok haklısınız. Bugün yaşadıklarınız için bizleri suçluyorsunuz, çok haklısınız. Sayın Erdoğan, bu çocuklar sadece hak ettiklerini istiyor, bu çocuklar razı, ikna olmayı değil sadece mutlu olmayı istiyorlar. Cebinde beş kuruş olmadan utana, sıkala ailesinin eline bakmayı değil, yaptıkları işin değerini görmek istiyorlar. Ama sen koca kibrinle bu istekleri artık anlayamazsın sayın Erdoğan. Bu istekleri Kasımpaşalı Tayyip Erdoğan anlardı çünkü gece aç uyumanın, yokluğun, yoksulluğun ne demek olduğunu saray sefasına kapılan sayın Erdoğan bilmez. Bir yüzükle yola çıkan Kasımpaşalı Erdoğan bilirdi. Kasımpaşalı Tayyip Erdoğan gitti artık yok. Bugün artık karşımızda Beştepeli Bay Kriz var.

Sayın Erdoğan sen onlara zulmettikçe karşısında bizi bulacaksın. Senin elinde milletine karşı kullanabileceğin her türlü imkan olabilir, varsın olsun. Bizim kalbi milleti için atan koca yürekli insanlarımız var. Senin elinde vesayetini eline aldığın devlet imkanları olabilir. Bizim de vesayetin karşısında dimdik duracak çelikten irademiz var. Senin elinde besleme medyan, trollerin, yandaşların olabilir varsın olsun bizim arkamızda bu büyük milletin hayır duası var. Hodri meydan. Elinden geleni arkana koyma. Zalimin zulmü varsa Türk gencinin arkasında İYİ Parti var.

İlk seçimde çekip gidecek bu yoz iktidarın arkasında bu büyük millet hak ettiği huzuru ve refahı ivedilikle bulacak. Birlikte çalışacak, birlikte üreteceğiz. Bu enkazı hep birlikte kaldıracağız.

'Biz o günde hayır demiştik, bugünde hayır diyoruz'

Bu duruma nasıl geldik biliyor musunuz? Bu duruma Cumhuriyetimizin değerlerini bir türlü içselleştiremeyen, millet yerine şahsını, yandaşını koyan, biz yerine ben diyen bir çirkin anlayış yüzünden geldik. Yoksulluğu kader, tutsaklığı da sadakat diye benimsetmeye çalışan bu kirli zihniyet yüzünden geldik. Bu duruma Türk devletinin gücünü, iradesini bir kişinin iki dudağı arasına bırakan, uçuruma götüren bir ucube sistem yüzünden geldik. Biz o günde hayır demiştik, bugünde hayır diyoruz. Onlar asla unutulmaması gereken bazı şeyleri unuttular.

'1919 ruhunu hatırlayacaksın'

Kendilerini Atatürk'le yarıştırmanın peşine düştüler. Sattıkları fabrikanın, yıktıkları pistin bu milletin varlıkları olduğunu bir türlü kavrayamadılar. Türkiye Cumhuriyeti'ni fethedilmesi gereken bir yer olarak gördükçe, bu ülkenin kendi ülkeleri olduğunu unuttular. Milletini yok saymak isteyenlere, 'Kahrolsun İstibdat, Yaşasın Hürriyet' diye haykıran atalarını hatırlayacaksın. 'Ya İstiklal Ya Ölüm' parolanı hatırlayacaksın. Seni 'geleceğimiz' diyerek meçhule mahkum etmeye çalışanlara inat 1919 ruhunu hatırlayacaksın. Çünkü 1919 ruhu umudun, azmin, inancın ruhudur. Bağımsızlığın, hürriyetin ruhudur.

İşte bu yüzden önünüze çıkarılan tüm engellere karşı dimdik durabilmek için, 1919 ruhunu yaşayacak ve yaşatacaksınız.

'Damat Feritler gitmiş ama damatların sebep olduğu yıkım değişmemiştir'

Bugün yine çok kritik bir dönemeçteyiz. 19 Mayıs 1919'un üstünden düşen bir asrın ardından işgalcilerin adı değişmiş, işgal planı değişmemiştir. Yunanlı gitmiş yerine 'Keşke Yunan galip gelseydi' diyenler gelmiştir. İngiliz işbirlikçiler gitmiş yerine yerli ve yabancı yandaşlar gelmiştir. Milletin hazinesine uzanan kirli eller gitmemiştir. Damat Feritler gitmiş ama damatların sebep olduğu yıkım değişmemiştir.

Dün olduğu gibi bugünde vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlike altındadır. Kurumlarımız yıpratılıp, içleri boşaltılırken, devletimizin itibarı, hafızası, ciddiyeti her gün yok edilirken dün olduğu gibi bugünde iktidar sorumluluğunu yerine getirememektedir. Hürriyeti elinden alınmış, tüm hakları teker teker gasp edilmiş olsa da dün olduğu gibi bugünde milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. İşte bu yüzden bugün size çok ihtiyacımız var.

Millet için, memleket için yeniden bir araya gelmeye hep beraber yürümeye ihtiyacımız var. 1919 ruhunu yeniden diriltmeye ihtiyacımız var.

'Ant içer misiniz?'

Milletimizin hakkına emanetçi olmaya ant içer misiniz? 'Yapamazsın, başaramazsın, Silivri'ye atılırsın' diyenlere inat korkusuzca, dimdik durmaya, aklın, bilimin ve tarihin ışığında başarmaya, Türk Devleti'ni yeniden layık olduğu medeniyetler seviyesine çıkartmaya ant içer misiniz? Milletimizin egemenliğini, Cumhuriyetimizin değerlerini, Atamızın mirasına sahip olmaya, çıkmaya ant içer misiniz? Ülkemizin üzerindeki tüm kara bulutlara rağmen 1919'un 19 Mayıs'ında Samsun'da doğan güneşin aydınlattığı o ilk adımı bizimle birlikte atmaya ant içer misiniz?

Varlığımız Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türk'üm diyene.