AKP'li vekil Yıldız'ın ailesi ile HDP'li Şenyaşar ailesi arasında yaşananların tüm ayrıntıları İsmail Saymaz açıkladı

İsmail Saymaz, 24 Haziran 2018 seçimlerinden 10 gün önce yaşanan ve terör olayı diyerek açıklanan Suruç'ta AKP'li vekil İbrahim Halil Yıldız ailesi ve aşireti ile Şenyaşar ailesi arasında yaşanan karşılıklı cinayetlerin bilinmeyen hastane baskını tarafını anlattı. İşte 4 yıldır bu ay açılabilen davadaki kan donduran ifadeler.

Bir çoğu AKP'li Milletvekili İbrahim Halil Yıldız'ın ailesi ve aşiretine mensup iki bine yakın kişinin Suruç Devlet Hastanesi'ni basması ile başlayan ve hastanede HDP'li Şenyaşar ailesinden 3 kişinin ölümü ile sonuçlanan olayın bilinmeyenlerini İsmail Saymaz anlattı. Saymaz 4 yıldır sonra daha bu ay açılabilen davasında geçen kan donduran ifadeleri aktardı.

Saymaz "Aşiret devlet olmuş, kendi hukukunu uygulamış orada, ve devlet oyuncağa dönmüş. Devletin hastanesinde elleri silahlı insanlar hasımlarını oksijen tüpüyle silahla, serum askısıyla vurarak öldürmüş" dedi.

Saymaz olayı anlatırken "Celal Şenyaşar müdahale edilemediği için, Adil Şenyaşar 14 kurşun daha yediği için, baba Esvet Şenyaşar başı ezildiği için ölüyor" diye konuştu.

halktv.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Hakan Çelenk ise İsmail Saymaz'ın anlattıkları karşısında tepkisi "Savaşta yapmazsın bunu, hastaneyi bombalayamazsın, büyük suçtur, savaş suçudur. Hastanenin içinde de bir şey yapamazsın. Birçok hastanede korumaya bile gerek duymazlar. Böyle bir kalleşliği düşman ordusu bile yapmaz derler. Ve Şanlıurfa'da Türkiye'nin önemli illerinden birinde bunun olması çok insanlık dışı" diyerek gösterdi.

Mehmet Tezkan'ın da Saymaz'a "Ne değişti de 4 sene sonra dava açılabildi?" diye sorması üzerine İsmail Saymaz "Kamuoyu baskısı, anne Şenyaşar'ın 606 gündür yaptığı eylem var adliye önünde. Kılıçadroğlu da ziyarete gitti. Bir kamuoyu baskısı oluştu" diye yanıtladı.

AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız ile de röportaj yaptığını söyleyen Saymaz "O da kamuoyu baskısı diyor. O diyor ki üzerimizde kamuoyu baskısı uyguladılar. Fakıbaba, HDP'liler, kamuoyu, savcılığın üzerinde baskı kurarak delil olmadığı halde bizimkileri haksız yere suçlayıp dava açtılar diye düşünüyor" diye konuştu.

İşte AKP'li Yıldız'ın ailesi ve aşireti ve HDP'li aile Şenyaşar ailesi arasında Suruç'ta yaşananların tüm ayrıntıları:

İsmail Saymaz'ın davada geçen ifadelerden aktardıkları şöyle

Bu dava niye 4 yıl sonra açılabildi? Kısaca özetleyim. Taraflardan biri AK Parti Şanlıurfa Milletvekili ve şu an Merkez Karar Yürütme Kurulu Üyesi İbrahim Halil Yıldız. Ve aynı zamanda bir aşiret onlar... Suruçlu bir aşiret. İbrahim Halil Yıldız 2015 yılından bu yana milletvekili.

'Suruç çarşısında AKP'li vekilin seçim gezisinde 2 kişinin öldüğü olay hakkında dava açıldı'

Diğer taraf ise HDP'li Şenyaşar ailesi, onlar aşiret değil aile... 24 Haziran 2018 yılı seçimlerinden 10 gün önce İbrahim Halil Yıldız ailesi akrabası ile çarşıyı geziyor, seçim kampanyası sırasında. HDP'li Şenyaşar ailesinin İstanbul Ucuzluk adlı dükkanına giriyor. İki taraf da birbirini biliyor ve dolayısı ile kavga başlıyor. Kavga alevleniyor ve silahlar çekiliyor. Şenyaşarlardan Fadıl Şenyaşar, milletvekili Yıldız'ın ağabeyi Mehmet Şah Yıldız'ı vurup öldürüyor. Bu anı gören Milletvekili Yıldız'ın diğer ağabeyi Enver Yıldız da silahına davranıyor ve Celal Şenyaşar'ı vuruyor, Adil Şenaşar'ı vuruyor. Karşılıklı 4-5 kişi daha yaralanıyor. Bu ana dair aslında dava açıldı.


Mehmet Şah Yıldız'ı öldüren Fadıl Şenyaşar'a 37 yıl, Celal Şenyaşar'ı öldrüren Enver Yıldız'a da 19 yıl hapis cezası verildi. Yani iki taraftan da birer kişi öldürülmüştü, iki tarafa da ceza verildi.

Fakat bu olayın ikinci faslı var. İkinci fasıl ise buradaki yaralıların götürüldüğü Suruç Devlet Hastanesi'nde meydana gelen olaylardı. Bu olaylara dair dava açılmamıştı. 4 yıl sonra bu ay açıldı. Peki hastanede ne oldu?

'2 bin kişilik hastane baskınında 3 kişi öldürüldü'

Birer kişi hastanede vuruldu ya ağır, başkaları da vuruldu. İki tarafı da Suruç Devlet Hastanesi'ne götürüyorlar. Suruç Devlet Hastanesi'ni işleten kim? (kantinini) AK Partili Yıldız'ın ailesi ve aşiretinin mensupları. Bu olay duyulunca bin ila iki bin civarında insan hastanede toplanıyor. Bu arada Şenyaşarlar da ambulansa bindirilmiş iki ambulans ile aynı hastaneye götürülüyorlar. Ambulanslardan birinde Celal Şenyaşar var ağır yaralı öldü ölecek, Adil Şenyaşar var 3 kurşunla vurulmuş o ayak. Onlara da eşlik eden iki kardeşleri var Mehmet ve Ferit Şenyaşar. Bunlar ambulanstan indikleri andan itibaren dayak yemeğe başlıyorlar. Bunları hızla hastanen içine atıyorlar. Bu arada Şenyaşarlar'ın babası Esvet Şenyaşar 64 yaşında ve annesi Emine Şenyaşar oğullarının vurulduğu haberini alarak hastane geliyorlar. Onlarda yumruklanıyor ve onlarda kendilerini hastane atıyorlar. Bu arada hastanenin avlusunda 2 bine yaklaşan elinde silah olan kimseler var.

'Ellerinde silahlar hastanede Şenyaşarları aramışlar'

İddiaya göre Milletvekili Yıldız'ın ağabeyi Celal diğer akrabaları o kalabalığın içinde ellerinde silahlarla hastanede Şenyaşarlar'dan birilerini aramaya başlıyorlar.

'Yaralı Adil Şenyaşar'a 14 kurşun sıkıyorlar'

İlkin Adil Şenlaşar'ı koridorda yakalıyorlar. 3 kurşunla yaralı Adil Şenyaşar'ı iddiaya göre yere yatırarak tekmeleyip ağır şekilde dövüyorlar. Özel harekat var, askerler var, Adil Şenyaşar'ı bayan müşade odasına sedyeye koyuyorlar. Doktorlar müdahale ettiği sırada içeri basılıyor. 3 kurşunla yaralanan Adil'i 14 kurşun daha sıkılıyor. Sağ tarafını tümü ile tarıyorlar, cesede delik deşik oluyor.

Diğer odada iki sedyede iki kardeşi yatıyor, Mehmet'in ayağına sıkıyorlar o yere düşüyor kurtuluyor. Diğerini de dövüyorlar. O odanın tavanında 31 tane delik var. Bütün su boruları patlamış, sedye delinmiş, sağ duvarda 8 kurşun var kurşunlar diğer odalara geçmiş...

'Doktorlar kaçarak canlarını kurtarmışlar'

Doktorlar kaçarak canlarını kurtarmaya çalışmış. Bunları çıkarabilmek için özel harekat odaya baskın düzenliyor. Çatışma çıkıyor. Öyle kaçıyorlar. Polisleri dövüyorlar.

'Esvet Şenyaşar'ın kafasını serum demiri ile parçalamışlar'

Bu arada Esmet Şeryaşar kapıda yumruklanmış ya, eşi Emine Şenyaşar yaralandığı için ona tampon yapıyor. Bu o da basılıyor. Demir serum askısını kafasına vuruyorlar. Kafası paramparça oluyor. Bir doktor grubu geliyor bu kez onu tedavi etmeye çalışıyor. Orası bir kez daha basılıyor, bu kez mavi oksijen tüplerini üzerine atıyorlar. Esvet Şenyaşar orada ölüyor.


Doktorlar önce Celal Şenyaşar'a müdahale ediyor ve yanındakilere çıkın diyor. Onlar da çıkarsak bizi öldürürler diyor. Doktor işini gücünü bırakıp bunları camdan kaçırıyor.
Celal'e müdahale edilmesi için alet edavadın olduğu odaya gidilmesi gerekiyor ama saldırganlar yüzünden gidilemiyor. Celal öylece müdahale edilemediği için ölüyor.

'Celal Şenyaşar müdahale edilemediği için, Adil Şenyaşar 14 kurşun daha yediği için, baba Esvet Şenyaşar başı ezildiği için ölüyor"

Oğlu Celal müdahale edilemediği için ölüyor, diğer oğlu Adil hastanede kurşunlandığı için ölüyor, toplam 17 kurşunla, baba ise kafasına serum demiri ve kafasına iki tane oksijen tüpü yediği için ölüyor.

Şimdi bir kardeş bacağından kurşunlandığı için yaralı, diğeri dövülmüş, anne de dövülmüş ayrıca ama ona kurşun yok...

Hepsi 1 saat sürüyor. Onları çıkarmak istiyorlar hastaneden, ambulansları çıkartmıyorlar. Almaya gelen ambulansların camları kırılmış, kaportaları yamulmuş, kaldırım taşı atılmış, lastikleri bıçaklanmış...

'Bütün kameraları ve serverı sökerek hastaneden çıkarıyorlar'

Bitmiyor. Hastanelerin güvenlik kamerasının bağlı olduğu server var. Server odasını biri söylemiş onlara. O sırada arkaya bir araba yanaşıyor, server odasına arkadan cam kırılarak giriliyor, kameralar ver server çıkarılıyor. O araba ile kaçırılıyor. O arabaların sahiplerinin de Yıldız ailesinden olduğu iddia ediliyor.

'Bakan orada, milletvekili orada, vali orada, emniyet orada ama 4 yıldır dava yok'

Bu arada hastanede kimler var? Milletvekili Yıldız var. O olaylar başladıktan sonra Urfa'ya gittim diyor. Hadi gitmiş... Fakıbaba orada, o sırada bakan, Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin orada, emniyet müdürü orada, jandarma orada, devlet adına kim olur ya? Bir meteoroloji müdür yok sadece. Ve bunların hiçbirisi bu vahşiliği bu barbarlığı bu kanun tanımazlığı önleyemiyor. Geçtim önlemeyi- şu da oradaydı- tanıklık bile etmiyorlar. Emniyet müdürü diyor ki 'gördüğüm kadarı ile simalarından Yıldızlara benziyordu' Yahu emniyet müdürüsün insaf et kardeşim ya...

Bakan Fakıbaba da Vali Erin de emniyet müdürü de bir devletin yapması gereken önleme görevini yapmıyorlar.

Aşiret devlet olmuş, kendi hukukunu uygulamış orada, ve devlet oyuncağa dönmüş. Devletin hastanesinde elleri silahlı insanlar hasımlarını oksijen tüpüyle silahla, serum askısıyla vurarak öldürüyor.

'Hepsi görevine devam etmiş'

Her şey olduktan sonra deliller de yok edilmiş. 4 yıl boyunca açılamamış. Açılmamış dokunulmamış, dahası da o gün orada olup da görevini yerine getirememiş hiç kimse de görevinden olmamış. Ne vali valiliğini kaybetmiş ne emniyet müdürü müdürlüğünü kaybetmiş, ne vekil bir daha aday gösterilmemezlik olmuş ne bakan bu yüzden görevinden alınmış...

Bu neyi gösterir, maalesef arkasına siyasi gücü almış, iktidarı almış bir ailenin ya da aşiretin kendisini devlet gibi görüp kendi kurallarını istediği yerde uygulayabilme hürriyetine kavuşması demek.