AKP-Cemaat kavgasının öldürdüğü mühendis: Korkut Küçükcan
Haber: Ali Isıyel
Türkiye'nin en büyük 2'nci camisi olarak 2012 yılında Ahmet Selim Ener'in sahibi olduğu EdaCan İnşaat tarafından yapımına başlanan Akkent Camii'nde 14 Kasım 2019'da yaşanan göçüğün altında kaldı Korkut Küçükcan. Cansız bedeni tam 33 saat sonra çıkarılabildi enkaz altından. Küçükcan'ın ölümü hem bir ihmaller zincirini hem de cemaat-iktidar kavgasının neden olduklarını ortaya döktü.
İhmaller zinciri
2012 yılında yapımına başlanan ve 3 dekar alana oturtulan cami inşaatı, bir süre sonra EdaCan İnşaat'ın sahibi Ahmet Selim Ener'in FETÖ üyeliğinden içeri girmesi sebebiyle durduruldu. Ruhatsız bir biçimde başlayan dev caminin inşaatında 60 metre yükseklikte ahşap iskele bulunuyordu ve sözkonusu iskele yıllarca hava koşullarına maruz kalmıştı. 7 kış ve 7 yaz mevsimi atlatan ahşap iskele, bu süreçte çürümüş ve genç bir mühendisin ölümüne sebep olmuştu. Oysa mevzuat gereği ahşap iskelelerin 13 metreden yüksekte olması yasaklanmış durumda. Bu yükseklikten daha yüksekte bir iskele kurulmak istenirse bunun metal olması gerekiyor.
İhmaller bununla da sınırlı değil. Hâlihazırda mevzuata aykırı olan iskeleye bir de betonarme yükler taşıttırılmak istenilince kaçınılmaz son hızlandırılmış oldu.
Bunlarla beraber, bir enkazın içinden 33 saatte çıkartılabilen Korkut Küçükcan'ın ölümü; AFAD, UMKE, itfaiye gibi arama-kurtarma faaliyeti yürüten kurumların buna benzer facialara ne kadar hazırlıksız olduğunu da gözler önüne serdi.
Meclis bekletiyor, deliller gizleniyor
Konuyla ilgili CHP Gaziantep Milletvekili Bayram Yılmazkaya, Anayasanın 98'inci Meclis İç Tüzüğünün 104 ve 105'inci maddeleri gereğince ihmaller zincirinin araştırılması talebiyle Meclis'te bir araştırma komisyonu kurulmasını talep etti. Yılmazkaya'nın bu talebi hâlen değerlendirilmeye alınmadı.
Öte yandan, Şahinbey Belediyesinin de delilleri gizlediği iddia ediliyor. Korkut Küçükcan'a bilirkişi raporunda yöneltilen "tali suçlu" suçlaması, Korkut Küçükcan'ın emniyet kemeri takmadığına ve iş güvenliği önlemleri almadığına kanaat getirilerek yöneltilmiş. Oysa sözkonusu inşaatta, kemerle kendini sabitleyebileceği tek yer Korkut Küçükcan'ın üzerinde bulunduğu ve çöken ahşap iskele. Ruhsatsız ve kaçak olan bu inşaatta Küçükcan'ın kendini iskeleye sabitlemesi, iskele çöktüğü için hiçbir şeyi değiştirmeyecekti. Öte yandan, Küçükcan'ın konuyla ilgili görüştüğümüz yakınları kendisinin iş güvenliğine son derece önem veren bir kimse olduğunu üstüne basa basa belirtti.
Soruşturma süresince dosyaya konulmayan delillerin olduğu da iddia edilenler arasında. Belediyenin istenilen dosyaları geç gönderdiği ya da göndermediği durumların da olduğuna işaret edilirken; örnek olarak Küçükcan'ın cami içerisinde bulunan baretinin dosyada olmaması gösteriliyor. Görgü tanıkları cami içinde Küçükcan'a ait baretin bulunduğu yönünde ifade veriyor ancak baret dosyaya konulmuyor. Oysa Küçükcan'ın baret kullanıyor olması, bilirkişi raporunda iddia edilenin aksine güvenlik önlemi aldığını gösteriyor.
Cemaat-AKP kavgası
Caminin inşaatının başladığı yıllarda hâlen etle tırnak gibi olan AKP ile Gülen Cemaati, o dönem birçok ruhsatsız ve kaçak yapılara "Nasılsa devlet de bizim belediye de" tavrıyla imza attı. Bu caminin yapımı da tıpkı bu tavırla başladı. Hiçbir ruhsatı, statik projesi ve iskele projesi olmayan bu inşaatı yapan firmanın sahibi Ahmet Selim Ener, FETÖ üyeliği nedeniyle hapse girince inşaat durdu. FETÖ üyeliği nedeniyle içeri giren Ener, iddialara göre birkaç yere 'bağış' yaptıktan sonra serbest bırakılıyor ve şu an hâlen Şahinbey Belediyesi ve TOKİ dahil olmak üzere birçok yerden iş alıyor. Öte yandan, Ener'in buralara nasıl geldiği de şüpheli. Ener, 10 yıl öncesine kadar basit bir muhasebeciyken bir anda milyonlarca liralık iş hacmine sahip bir 'iş adamı' oluveriyor.
Talimatını Erdoğan vermiş
Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'la birlikte Kahramanmaraş'taki Abdülhamithan Camii'ni gezerken, "Gaziantep'e de büyük bir cami" yapılması talimatını verdiğini söylemişti. Caminin yapıldığı yerin 1000 metrekarelik alanı içerisinde ise hâlihazırda 5 adet cami bulunuyor.
Valilik ise kazadan sonra yaptığı yazılı açıklamada, "Kazanın meydana gelmesinin sebebi camide inşaatın olması değil, fen ve sanat kaidelerine uygun yapılmamasıdır" ifadelerini kullanmıştı.