6 Şubat'ta anne ve babasını kaybetmişti: Milletvekillerine 'Yargı paketi' mektubu!

6 Şubat'ta anne ve babasını kaybetmişti: Milletvekillerine 'Yargı paketi' mektubu!
6 Şubat depremlerinde anne ve babasını kaybeden avukat Eren Can, önümüzdeki hafta Meclis gündemine gelecek 11. Yargı Paketi'ne ilişkin milletvekillerine bir mektup gönderdi. Avukat Can, 11. Yargı Paketi'nin 27. maddesine tepki göstererek deprem suçlarının kapsam dışında bırakılması gerektiğini belirtti.

Hatay'da 6 Şubat depremlerinde Rana Apartmanı'nda anne ve babasını kaybeden avukat Eren Can, önümüzdeki hafta Meclis gündemine gelecek 11. Yargı Paketi'ne ilişkin milletvekillerine bir mektup gönderdi. Avukat Can, 11. Yargı Paketi'nin 27. maddesine tepki göstererek deprem suçlarının kapsam dışında bırakılması gerektiğini belirtti.

MİLLETVEKİLLERİNE MEKTUP GÖNDERDİ

6 Şubat depremlerinde anne ve babasını kaybeden avukat Eren Can, 11. Yargı Paketi'ne ilişkin milletvekillerine hitaben açık mektup kaleme aldı. Can, mektubunda şu ifadelere yer verdi:

"6 Şubat depremleri, yalnızca büyük bir doğal afet değil; ihmaller zinciri nedeniyle on binlerce insanın yaşamını yitirdiği ağır bir toplumsal kırılmadır. Aradan geçen zamana rağmen bu depremin yarattığı acı da adalet beklentisi de hala sürmektedir. Buna karşın deprem dosyalarının önemli bir bölümü halen soruşturma veya bilirkişi aşamasındadır; birçok dosyada yargılama dahi başlamamıştır.

Ben Eren Can. 6 Şubat depremlerinde sevdiklerini kaybeden binlerce yurttaştan yalnızca biriyim. Hatay'daki Rana Apartmanı'nda annemi, babamı ve 33 komşumuzu kaybettim. Ancak bu mektup yalnızca Rana Apartmanı için değil; 11 ilde yıkılan binaların, yarım kalan hayatların ve geride kalan ailelerin ortak adalet talebi için kaleme alındı.

Tam da bu süreçte TBMM gündemine gelen 11. Yargı Paketi kapsamında infaz indirimine lişkin düzenlemelerin deprem kaynaklı ceza davalarını da kapsayacak olması, yakınlarını kaybeden bizleri derinden yaraladı.

Depreme ilişkin ceza soruşturmalarında söz konusu olan fiiller, taksirle öldürme/yaralama kapsamında değerlendirilemeyecek kadar ağır sonuçlar doğurdu. Sanıkların olası kast sonucu öldürme/yaralama suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği yönündeki hukuki tartışmalar sürerken, infaz indirimi düzenlemeleriyle bu dosyaların fiilen cezasızlığa sürüklenmesi, kamu vicdanında telafisi güç yaralar açacaktır.

Ayrıca açıkça ifade edilmelidir ki sorumluluk yalnızca müteahhitlerle sınırlı değildir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan belediyelere, yapı denetim firmalarından projelere imza atan tüm kamu görevlilerine kadar uzanan çok katmanlı bir sorumluluk alanı söz konusudur. Deprem yargılamaları, birkaç kişi üzerinden yürütülerek kapatılamaz. Şeffaf, bütünlüklü ve etkin bir yargılama yapılmadan adalet duygusunun tesis edilmesi mümkün değildir.

"DEPREM SUÇLULARI AFFEDİLEMEZ"

Buradan milletvekillerine sesleniyorum. Bu mücadele yalnızca geçmişte yaşanan acılar için değil; benzer felaketlerin bir daha yaşanmaması içindir. Bugün depremde, yarın bir otel yangınında, başka bir gün bir selde; hepimizin eşi, dostu, ailesi, evladı yaşamını yitirebilmektedir. Yaşananlar münferit değil, yapısal sorunların ve cezasızlığın sonucudur.

Sorumluların cezasız kaldığı bir ülkede bu acılar tekrar eder. Ceza hukukunun temel işlevi yalnızca geçmişin hesabını görmek değil, geleceği korumaktır. Deprem suçları bakımından uygulanacak her türlü af ya da infaz indirimi, caydırıcılığı ortadan kaldıracak ve yeni felaketlerin zeminini hazırlayacaktır.

Bu nedenle deprem suçları affedilmemelidir. Bu suçlar infaz indirimi düzenlemelerinin kapsamı dışında tutulmalıdır. Türkiye bir deprem ülkesidir. Bu ülkede ihmaller can almaktadır. Yeni felaketlerin yaşanma riskini taşıyan bir ülkede, cezasızlık sürdürülebilir değildir. Deprem suçluları affedilemez.

Bu mektup yalnızca kaybettiklerimizin ardından yazılmış bir metin değildir. Aynı acıların bir daha yaşanmaması için yapılan bir çağrıdır. Geleceği korumak istiyorsak, bugün adaleti erteleyemeyiz. 11. Yargı Paketi’nin 27. maddesi bu haliyle yasalaşmamalı; deprem suçları açıkça kapsam dışında bırakılmalıdır."

Kaynak:ANKA Haber Ajansı