50 yıldır pencerelerini açamıyorlar
Ramazan Süzen/Halk.tv.com.tr
Sultangazi ilçesi sakinleri, taş ocaklarından çevreye yayılan tozdan şikayetçi. İlçede yaşayan yurttaşlar, 7/24 aralıksız devam çalışmalardan dolayı gün boyu pencerelerini açamadıklarını, her gün temizlik yapmak zorunda kaldıklarını, kendi ve çocuklarının sağlıklarından tedirgin olduklarını ifade ediyor.
Sokakta park ettikleri araçlardan, eşyalarını dışarıya seren esnafa kadar herkesin aynı şikayeti dile getirdiği ilçede, ismini vermek istemeyen bir vatandaş, eşinin sigara içmemesine rağmen KOAH hastası olduğunu söyledi. Yine mahallede market işleten bir esnaf, gıda ürünlerinden ambalajlı ürünlere kadar dışarıda olan bütün ürünlerinin toz içinde kaldığını ve bunun ilçede yaşayan vatandaşların sağlıklarını tehdit ettiğini ifade etti.
İlçede spotçuluk yapan bir esnaf ise, dükkan içerisindeki bir dolaba elini sürdüğünde, eli toz içinde kaldı. Görüntü, ilçe esnafının yaşadığı çileyi gözler önüne serdi.
İsmini vermek istemeyen bir başka ev hanımı ise, taş ocaklarından yayılan tozlardan dolayı evde halı kullanmadığını söyledi. Evde sürekli halı yıkamak zorunda kaldığı için kollarında yaşanan kireçlenmeden dolayı sağlık sorunları yaşadığını vurguladı.
Seslerinin duyulmasını isteyen yurttaşlar, ara ara eylemler gerçekleştirse de herhangi bir sonuç elde edilemiyor. Son olarak 25 Ağustos 2024 tarihinde 15 Temmuz Demokrasi ve Şehitler Meydanı'nda toplanıp Sultangazi Belediyesi'ne yürümek isteyen vatandaşlara polis müdahale etmiş, birçok protestocu gözaltına alınmıştı.
"TOZDAN ÖLMEK İSTEMİYORUZ"
31 mart yerel seçimlerinde AKP'den belediye başkanı seçilen Abdurrahman Dursun'un "Birlikte Başardık" ve "Türkiye Yüzyılı" yazılı pankartın üstüne Sultangazi'li yurttaşlar, belediye başkanın yüzünün olduğu kısma tepkilerini göstermek için "Tozdan ölmek istemiyoruz" diye yazdı.
"SABAHTAN AKŞAMA KADAR BU TOZLARLA UĞRAŞMAKTAN BIKTIK"
Cebeci Mahallesi'nde pres operatörlüğü yapan Yusuf Duzcu, tüm gün bu tozlarla uğraşmaktan bıktıklarını belirterek yaşadıklarını şu sözlerle aktardı:
"Ben kendimi bir tarafa bırakıyorum, evde sıcaktan yanıyoruz ama her camı açtığımızda 10 dakika da bir eşim camları silmek zorunda kalıyor. Eşim her gün her 10 dakikada bir sildiği bezi bana göstererek şikayet ediyor. Çocuklarım nefes sorunları yaşıyor.
Mutfağımızda pislikten tozdan geçilmiyor, pencerelerimizi açamıyoruz! Bundan dolayı taş ocaklarından bir çözüm bulmasını istiyoruz. Bizim çektiğimiz çileyi muhtemelen kendileri çekmiyor. Her gün duş almamıza rağmen kısa süre sonra yine toz içinde kalıyoruz. Yıkadığımız elbiselerimizi astığımızda kuruyana kadar tekrar toz içinde kalıyor.
Taş ocaklarında aralıksız dinamit patlatılıyor. Patlatılan dinamitlerde de deprem olduğunu sanıyoruz, evimiz sallanıyor, hepimiz tedirgin oluyoruz.
Biz tepki göstermek istediğimizde polis müdahale ediyor. Çok zor durumdayız, yetkililerden bir an önce bir çözüm bulunmasını istiyoruz."
"GÜNDE BEŞ DEFA TEMİZLİK YAPMAK ZORUNDA KALIYORUM"
Alt katta yaşadığı için gelen tozlardan çok daha fazla etkilendiğini belirten ev hanımı Nesrin Demirhan ise günde beş defa temizlik yapmak zorunda kaldığını, taş ocaklarının hem sağlık açısından hem de ev hanımlarını temizlik açısından çok fazla zorladığını dile getirdi.
Demirhan, konuşmasının devamına şöyle devam etti:
"Buna bir çare bulunması lazım ama görüyorum ki kimse de bir şey yapmıyor. Belediye başkanımızda bir şey yapmıyor. Yaklaşık 9 senedir buradayım, bir müddet çalışmadı, o zamanlar çok rahattık. Ama yine başladı ve gece gündüz demeden çalışıp sürekli dinamit patlatıyorlar. Bu bizi çok rahatsız ediyor."
"KÖYLÜLER ZORLA YERLERİNDEN EDİLDİ"
1990'dan beri Sultangazi ilçesinde esnaflık yapan İsmail Akpınar ise, camlarını açamadıklarını, çocukları dışarıya salamadıklarını belirterek, "Sultangazi'de yaşayan vatandaşlar olarak hepimiz şikayetçiyiz" diyerek tepkisini dile getirdi.
Akpınar, taş ocaklarının her geçen ay yerleşim yerlerine yaklaşmasından dolayı Cebeci köyünün boşaltıldığını, bazı köy hanelerinin ise taş ocakları işletmecileri tarafından zorla yerlerinden edildiğini öne sürdü.
Akpınar, ilçedeki taş ocağından çıkarılan mıcırın, diğer illerden getirilen mıcıra göre daha az maliyetli olduğu için ocakların kapatılmadığını belirtti. Akpınar, "Halk olarak ne kadar tepki göstersek de bir sonuç alamıyoruz" dedi.
"İNSANLARIN AKILLARIYLA DALGA GEÇMESİNLER"
İlçede yaşayan bir başka vatandaş Kemal Gürses ise, sağlıklarından oldukları için ilgili kurumlara şikayette bulunduklarını ancak yetkililerin hiç bir adım atmadığını ifade etti.
Herkesin duymamazlıktan geldiği sorun yüzünden yaşlıların koah hastası olduğunu, nefes darlığı çektiğini belirten Gürses, yetkilerin ara ara ocakları kapattıklarını söylediklerini ancak 5-10 gün sonra tekrar çalışmaya başladığını söyledi.
Sultangazi Belediyesi'nin göstermelik yolları suladığını ancak bunların çözüm olmadığını, yetkililerin insan sağlığıyla oynamamaları gerektiğini söyledi.
"İnsanların aklıyla dalga geçmesinler" diyen Gürses, Sultangazi'de yaşayan bütün vatandaşların haklarını helal etmediklerini belirtti.
TOZLARIN İNSAN SAĞLIĞI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Sultangazi ilçesinde faaliyet gösteren taş ocaklarından çıkan tozların ilçe sakinlerinin sağlığı üzerindeki etkilerini Medicana Zincirlikuyu Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Pelin Aktaş Uysal'a sorduk.
Uysal, gerekli önlemler alınmadan işletilen taş ocaklarında havaya yüksek miktarda salınan toz partiküllerinin kişilerin özellikle akciğer sağılğına yönelik tehditler barındırdığının altını çizdi.
Havaya salınan partiküllerin akciğerde kalıcı hasara yol açabileceğini belirten Uysal, "Kişide eğer astım hastalığı varsa astım ataklarına arttırabilir. Mikron büyüklüğündeki partiküller daha üst hava yollarında olurken, 2,5 mikron büyüklüğündeki partiküller akciğerlerin daha uç kısımlarına da gidip bir tahrişe neden olabiliyor. Hatta akciğer enfeksiyonlarının daha kolay yaşanmasına zemin hazırlıyor" dedi.
"6.7 MİLYON ERKEN ÖLÜM HAVA KİRLİLİĞİNDEN YAŞANIYOR"
Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) 6.7 milyon insan ölümünün hava kirliliğinden öldüğü raporu hatırlatan Doç. Dr. Uysal, "Sadece toz partikülleri değil, karbonmonoksit ve sülfüroksit gibi havada solunan diğer gazlarında yüne akciğer kanseri gelişiminde rolü var.
Bu taş ocaklarından salınan toz partikülleri konusunda gerçekten hem işletmenin genel önlemlerini alması hemde insanların bireysel olarak maske takarak, hijyenik ortamları sağlayarak kendilerini tozlardan korumaları gerekmekte.
Ama bu sadece insanların kişisel çabasıyla yapılabilecek bir konu değil. Yetkililerin ve kamunun belli kanunlarla bun işletmelerin denetlenmesi, toz emisyonlarının değerlendirilmesi son derece önemli" diye konuştu.
Son olarak ilçede yaşayan sakinlerin sigara içmese dahi koah ve solunum yolu hastalıklarına yakalanabileceklerini konusunda uyarıda bulundu.
İSTANBUL VALİLİĞİ'NDEN AÇIKLAMA
Sultangazili yurttaşların en çok merak ettiği konuyu, "Taş ocakları kimin denetiminde, kimler faaliyetlerine son verebilir?" sorularını ilgili kurumlara sorduk.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Sultangazi Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi, taş ocağının olduğu bölgenin "maden sahası" olarak kabul edildiğini ve bundan dolayı denetim veya faaliyetlerine son verme yetkilerinin olmadığını beyan etti.
Konuya işkin açıklama yapan tek kurum ise İstanbul Valiliği oldu.
Valilik tarafından Halk TV'ye yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"213 Sayılı Maden Kanunu kapsamında madencilik faaliyetleri için maden işletme ruhsatları Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından düzenlendiğinden, denetim, faaliyet durdurma, ruhsat iptali vs. yine MAPEG tarafından yapılmaktadır.
Ayrıca Maden Kanunu’nun 29. Maddesine istinaden kurulmuş olan Cebeci Maden Bölgesi Komisyonu, Maden Kanunu ve Maden Bölgelerine Ve Ruhsatların Taşınmasına İlişkin Yönetmelik gereği ruhsat sahasındaki faaliyetlerin proje ve plana uygun olarak yürütülmesi için gerekli denetimleri yapmaktadır.
Bu haliyle yukarıda belirtilen mevzuat kapsamında Sultangazi’deki taş ocaklarının denetimi Maden Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı Bünyesindeki Cebeci Maden Bölgesi Komisyonu tarafından yürütülmekte olup, faaliyetlerine son verdirme yetkisi Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğündedir.
Cebeci Maden Bölgesinde gerekli emniyet tedbirleri alınmak suretiyle toz ölçümleri yapılmakta olup, ayrıca faaliyetler yerleşim yerine uzak alanlarda sürdürülmektedir.
Cebeci Maden Bölgesinde gerekli emniyet tedbirleri alınmak suretiyle toz ölçümleri yapılmakta olup, ayrıca faaliyetler yerleşim yerine uzak alanlarda sürdürülmektedir.
İl Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğünün 23.08.2024 tarihli yazısı ile; İşletmenin patlatmadan kaynaklı sarsıntılar için izin verilen azami miktardaki patlayıcı kullanılarak titreşim ölçümünün en yakın evden yapılması ve gürültü için akustik rapor hazırlanması gerektiği, ölçümlerin MELBES (Merkezi Laboratuvar Belirleme Sistemi) üzerinden planlanarak ölçüm sırasında refakat edilmek üzere İl Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğüne ve Başkanlığımıza bilgi verilmesi gerektiği, ölçüm sonuçlarının değerlendirilerek sonuçların İl Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğüne ve Başkanlığımıza gönderilmesi hususu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına bildirilmiştir.
Yine İl Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğünün 03.09.2024 tarihli yazısı ile; ..iş temrin planı hazırlanarak bir ay içinde İl Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğüne ve Başkanlığımıza sunulması, toz ölçümlerinin MELBES (Merkezi Laboratuvar Belirleme Sistemi) üzerinden planlanarak ölçüm sırasında refakat edilmek üzere İl Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğüne ve Başkanlığımıza bilgi verilmesi gerektiği Güney Cebeci Madencilik San. Tic. A. Şirketine bildirilmiştir.
Bu haliyle, şikayet konuları ile ilgili gerekli incelemeler devam etmektedir."
İstanbul Valiliği tarafından yürütülen çalışmalar sonucu taş ocaklarının kapanıp kapanmayacağı ilerleyen süreç belirleyecek.
Kaynak:Halk TV Haber Merkezi