2022 bütçe görüşmeleri TBMM'de başladı
2022 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi üzerindeki görüşmeler, TBMM Genel Kurulu’nda başladı.
Bütçe teklifinin tümü üzerindeki görüşmelerde, bugün; AKP, CHP, HDP, MHP, İYİ Parti grup temsilcileri birer saat, grubu bulunmayan siyasi parti temsilcileri ise 10'ar dakika söz alacak.
Bütçe görüşmeleri, 17 Aralık Cuma günü tamamlanacak.
Oktay sunum yaptı
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, bütçeyle ilgili sunum gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay bütçe görüşmelerinde yaptığı açıklamada döviz kurlarında yaşanan yüksek artış hakkında, "Son günlerdeki kur hareketleri, ekonominin gerçeklerine uygun değildir. Bu manipülasyon girişimlerinin bize olduğu kadar, bunu yönlendirenlere de giderek artan bir maliyeti vardır ve bu sınama, ekonomi üzerinden ülkemize sözde diz çöktürmek isteyenler için de sürdürülebilir değildir. Bu saldırılara karşı çok daha dayanıklı ekonomik yapıyı hızlı bir şekilde tesis edeceğiz." dedi.
Fuat Oktay: Ekonomimizin 2022 yılında yüzde 5 büyüyeceğini öngörüyoruz
Dervişoğlu: AKP iktidarı faize verirken karşıdır, vatandaştan alırken değil
İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu ise kürsüden yaptığı konuşmada, "Yılın başlangıcından bu yana Türk Lirasının değer kaybetmesi nedeniyle Türkiye'nin dış borcu 1.8 trilyon artmış durumdadır. 2022 yılında 84 milyon vatandaşımızdan toplanacak olan vergi 1 trilyon 400 milyar lira. 84 milyon vatandaşımızdan toplanan verginin iki katı kadar bir meblağ tek adamın hırsları yüzünden kaybedilmiştir. Şu anda aslında TBMM var olmayan bir bütçe üzerinden tartışmaktadır. 2022'de vatandaşlarımızın maaşından kesilecek gelir vergisi miktarı 241 milyar liradır. Türkiye'nin faize ödediği miktar 241 milyardır. Ülkemizde kayıtlı çalışan işçinin, memurun, asgari ücretlinin tamamının gelirinden günde 30 lira kesip, faiz lobisine veriyorsunuz. Sonra çıkıp biz faize karşıyız diyorsunuz. Vatandaşın vergi borcunda, cezasında faiz var. Gençlerin öğrenim kredisinde faiz var, çiftçinin kredilerinde faiz var. Hani 'Nas' ortadaydı? Allah'ın ayetinin azı çoğu olur mu? Beş müteahhitin borcunun faizini sildiğiniz gibi silin vatandaşın borç faizini. Yapamazsınız çünkü AKP iktidarı faize verirken karşıdır, vatandaştan alırken değil" dedi.
Dervişoğlu sözlerini şöyle bitirdi:
"Bir ay önce ekonomi şahlandı diyordunuz, şimdi ekonomi kurtuluş savaşı verecek noktaya geldi diyorsunuz. Doğrudur, Türk ekonomisi işgal altındadır. Türk ekonomisini işgal eden bugünkü iktidar sahipleridir. Bu haramzade düzenini yıkacağız. Türk milleti s yılfa izin zulmünüze yeterince katlandı, bu haramzade düzeni yıkacağız. Türkiye'nin çözülemeyecek derdi yoktur. "
'Yolsuzluk bütçesi olarak nitelendiriyoruz'
İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, Dervişoğlu'nun ardından kürsüye çıktı. Usta, "Bu bütçe topluma güven ve umut vermiyor. Bu bütçede yoksulluğa, gelir dağılımının düzelmesine, işsizliğe, enflasyona çare var mı? Maalesef yok. EYT, 3600 ek gösterge, atanamayan öğretmenler, sağlıkçılar yok. Bu bir yokluk bütçesi. Kamu özel işbirliklerine aktarılan tonlarca para var. Hem de dolar cinsinden. Dolar arttıkça kamu özel işbirliği müteahhitleri, yandaşlar para kazanıyor. İsraf, şatafat, yandaş müteahhitlere destek var. Bu bütçeyi bir yanıyla yolsuzluk bütçesi olarak nitelendiriyoruz." dedi.
Usta şöyle devam etti:
İlk defa bu sene yeni olmayan, mantıklı bir orta vadeli program çıkmıştı onu da çok gördüler sayın Lütfü Elvan'a. Şimdi program çıktıktan sonra yeni ekonomi programı, yeni model, Çin modeli gibi bir takım şeyler söyleniyor. Siz seçime kadar hiçbir sorunu çözmeyip, geçici bir rahatlama sağlamayı düşündünüz ama bu programların hepsi elinizde patladı. Nasreddin Hoca'nın göle çaldığı maya dahi sizin yeni modelinizin tutmasından daha büyük olasılıktır.
Hükümetin yaptığı bir şey var kendi seçmen tabanını konsolüde etmek için algı çalışmasına başladı. Sürekli algı yönetimi... Milleti oyalamayın, yoksulluk almış başını gitmiş.
Dış güçler diyorsunuz... Türkiye'ye bir dış güç saldırısı yoktur, Türkiye bir finansal saldırı altında değildir. Yapılan şey sizin yanlış yönetiminizdir. 128 milyar doları satın diye size dış güçler mi söyledi?
'Ekonominin kitabını yazdım' diyor, iki gün sonra 'Kurtuluş Savaşı veriyoruz' diyor hangisi doğru? Ekonomiyi batırma kitabı yazdıysa doğrudur. Bu ülke 100 yıl önce Kurtuluş Savaşı'nı verdi. 20 yıldır bu ülkeyi yönetiyorsunuz eğer bir işgal olduysa sizin yönetiminizde olmuştur. İşgale neden olanlar asla kurtarıcı olamaz.
Yoksulluk her geçen gün artmaktadır. AK Parti 130 milyar dolar olarak devraldığı dış borcu 446 milyar dolara yükseltmiştir. AK Parti bugün kendi vatandaşlarından bile dolarla borçlanmaktadır. Çiftçi perişan, süt inekleri kesime gitmektedir asıl güvenlik sorunları bunlardır. Asıl mandacı bu yanlış planları uygulayanlardır. MGK eğer bir şeyi konuşacaksa derinleşen yoksulluğu konuşsaydı.
Bu politika devam ederse kur bu ülkede 2022 yılında 20 lirayı görecektir. 14 lirayı hangimiz hayal ederdik? Faiz sebep enflasyon sonuç olsaydı, ABD'de enflasyon olmaması lazımdı.
Türkiye'nin faiz yükü hızlı bir şekilde artıyor. Türkiye çok hızlı bir şekilde bütçe açığı, borçlanma, faiz kısır döngüsüne giriyor. Ekonomi faiz ile kur arasına sıkıştırıldı, bunun da sıkıntılarını önümüzdeki günlerde daha çok yaşayacağız. Türkiye'de ödemeler dengesi krizi kapıda.
MHP'li Akçay: Vatandaşlarımızın yaşadığı sıkıntıları biliyoruz, şikayetlerini farkındayız
Türkiye'nin öncelikleri arasında 'terör' olduğunu belirten MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, "Terörden arındırılan bölgelerimiz huzura kavuşmuştur" dedi. Sınır güvenliği için yapılan operasyonların, terör koridorunu bertaraf ettiğini söyleyen Türkiye'nin terörün kökünü kazıdığına dikkat çekti.
Türkiye'nin küresel para simsarlarının saldırıları ve koronavirüs salgını nedeniyle ekonomik olarak çetin bir savaş verdiğini söyleyen Akçay, "Kur silahıyla, dış ticaret tehditleriyle, yüksek faiz dayatmasıyla, kasıtlı not indirimleriyle Türkiye'yi hedef almaya devam etmektedir" dedi.
Akçay konuşmasına şöyle devam etti:
Küresel para tetikçileri ve yerli işbirlikçileri, ekonomik saldırılara organize şekilde devam etmektedir. Bunlar, döviz kurunun artmasını amaçlayarak kaos oluşturmaya çalışmaktadırlar. Koronavirüs salgınının küresel ekonomiyi ciddi şekilde sarsmıştır. Salgın nedeniyle enflasyonlar artmıştır.
Türkiye, salgın sürecinde zamanında alınan tedbirler sayesinde ekonomik türbülanstan başarıyla çıkarak diğer ülkelerden olumlu yönde ayrışmıştır. Türkiye, salgın koşullarına rağmen 2020'de 1,8 büyümüş, G20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ikinci ülke olmuştur.
Koronavirüs nedeniyle artan enflasyon kaynaklı sıkıntıların farkındayız. Türkiye, yüksek enflasyonla karşı karşıyadır. Dolar başta olmak üzere döviz, beklenmedik şekilde artmıştır. Bu nedenle gıda fiyatları başta olmak üzere fahiş fiyat artışları gözlemlenmektedir. Vatandaşlarımızın yaşadığı sıkıntıları biliyoruz, şikayetlerini farkındayız.
MHP Grup Başkanvekili Levent Bülbül ise konuşmasında, "Bütçe, gelir gider tahminlerini gösteren bir cetvel olmakla birlikte, yasama organı tarafından alınan kararla yürütmeyi millet adına harcama, gelirleri toplama noktasında yetki ve izin veren bir hukuki belgedir. Bütçeyle kaynakların etkin tahsis edilmesi, gelir dağılımında adaletin ve ekonomik istikrarın sağlanması amaçlanır" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan: Bu bütçe halkın bütçesi değildir
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, yaptığı konuşmada görüşülen bütçenin, geçim derdinde olan halkın değil, seçim derdinde olan iktidarın bütçesi olduğunu söylerken "Katılımdan uzak, Saray'ın emirlerine göre hazırlanan bir bütçedir. Asgari ücreti artışı başta olmak üzere grubumuzun verdiği tüm değişiklik önergeleri bir bir reddedildi. Çünkü bu bütçe, ekmeği büyütme bütçesi değildir" dedi.
Buldan sözlerine, "İktidarınızın hedefi, çoğulcu krizi hedefleyen rantçı sistemin ömrünü biraz daha uzatmaktır. Ekonomik ve sosyal olarak çökmüş olan bir halka diriliş, şahlanış, uçuş hamasetini izletmek isteyen, kitlesel açlığın karşısında, iktidar yandaşlarının koltuğunu güvence altına almak isteyen bir anlayış, bu ülkede halktan da sokaktan da sokağın gerçekliğinde de çoktan kopmuştur" diye devam etti.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar: Ekonomik krizin temelinde siyasi çöküş ve düzenin bozukluğu yatmaktadır
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, konuşmasında büyümeden söz edildiğinden ancak vatandaşın gerçeğinin farklı olduğundan bahsederek, "TÜİK'in rakamlarıyla hakikati gizleyebileceğini sananlar çok büyük yanılıyorlar. Yanıldıklarını da çok gecikmeden çok büyük darbelerle öğreneceklerdir. Halkın kendilerine vereceği dersle bunun farkına varacaklardır" dedi.
Açıklanan ekonomi modelinin yeni olmadığını daha önce de denendiğini söyleyen Sancar, "Yapılmak istenen bu ülkeyi ucuz emek cennetine çevirmektir. Daha doğrusu, küresel sermaye için ucuz emek cenneti, bu ülkenin halkları için ise bir cehenneme çevirmektir" şeklinde konuştu.
Küresel endekslerin gerçeği ortaya çıkarttığını söyleyen Sancar, Küresel Organize Suç Endeksi'ne göre Türkiye'nin dünyada 12. sırada, insan kaçakçılığı ve silah ticaretinde ise 1. sırada olduğunu aktardı. "Kara paranın aklanmasının önlenmesine ilişkin Mali Eylem Gücü tarafından hazırlanan bir liste var. Türkiye 'Gri Liste'ye alındı. Sebep; kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanının engellenmesinde başarısız olması Her önüne geleni teröristlikle suçlayan iktidar, uluslararası endekslere terörizmin finansmanını engellemeyen bir ülke olarak giriyor" şeklinde konuşan Sancar sözlerine şöyle devam etti:
"Sefalet endeksine baktığımızda Türkiye bugün 1. sıradadır. Daha doğrusu en sefil ülke kategorisinde yer almaktadır. Bütün bunları yaratan bu düzendir. Bu düzenden beslenen siyasal iktidardır. Bu iktidarın siyasal, sosyal, ekonomik programları bu ülkeyi çoklu krize sokmuştur. Bu çoklu kriz her geçen gün derinleşmekte bedeli de ağırlaşmaktadır. Ekonomik kriz bunun bir göstergesi, bir boyutudur. Bunun temelinde siyasi çöküş ve düzenin bozukluğu yatmaktadır. Denetimin olmadığı, hukuk devletinin işlemediği yerde yolsuzluk da organize suç da alır başını gider. O nedenle bu ülke bir suç imparatorluğu haline getirilmiştir diyoruz. Bakanların çeteler, mafyalarla ilişkisine dair sayısız bilgi, ifşaat, itiraf ortadayken bir tek savcı kılını kıpırdatmamakta, hükümet harekete geçmemekte, meclis üzerine düşeni yapmamaktadır"
Sancar ayrıca, sistemin yoksulluk ürettiğini ifade ederek, "Eğer bir sistem yoksulluk üretiyorsa ondan yoksullukla mücadele etmesini bekleyemeyiz. Bir sistem yoksulluğun kaynağı olan politikaları uyguluyorsa yapacağı şey, yoksullarla mücadele etmektir. Yoksulların talebini dile getirenlerle mücadele eder, yoksullukla değil. Yoksullukla mücadele edenlere saldırır, şimdi yaptığı gibi. Bütün bunları durdurmanın yolu var, imkanı var. Ve bunun örnekleri var. Bir örneği, 2019 Yerel Seçimleri ise son örneği, Türkiye Barolar Birliği'nin 36. Olağan Genel Kurulu. Eski yönetimin devam etmesi için kanun değiştirdiler, her türlü manevrayı yaptılar ama demokratik mücadelede yenildiler. O yenilgiyi sağlayan bütün bu desteğe, kanun değişikliğine ve her türlü propaganda imkanına rağmen eski başkana kaybettiren şey, hukukun üstünlüğü, demokrasi ve insan hakları için yürütülen ortak mücadeleydi" şeklinde konuştu.
Sancar buna ek olarak, iktidara " 'Kürt Sorunu'nda savaşçı politikalardan vazgeçerseniz, yeni bir başlangıç için Meclis'te yeni yollar bulmamız elbette mümkündür" dedi.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu: Kaçarak bu iş olmaz
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bütçe görüşmelerinin önemini vurgulayarak, "Tüm milletvekillerinin sağlıklı ve tutarlı bilgiler edinmeleri gerekiyor. Sağlıklı bilgiler parlamentoya gelmiyorsa o bütçe görüşmeleri doğru görüşmeler değildir" dedi.
"Sayıştay raporları değiştiriliyorsa ve değişen raporlar TBMM'ye geliyorsa o zaman yürütme organının korktuğu bir şey vardır. Gerçeklerin görülmesini istemiyordur. Eğer Sayıştay TBMM adına görev yapıyorsa o zaman TBMM Başkanı'nın değiştirilen raporlarla ilgili süratle bilgi alması ve parlamentoyu bilgilendirmesi lazım" diyen Kılıçdaroğlu raporun yüz sayfadan fazla olduğunu ancak Meclis'e 11 sayfalık rapor geldiğini ifade etti.
Kılıçdaroğlu ayrıca, "Eğer denetlenen kurum Sayıştay denetçisine bilgi, belge vermiyorsa yürütme organı TBMM'ye hesap vermiyor demektir" dedi.
CHP Lideri, Plan Bütçe Komisyonu'nda bakanların bazı soruları cevaplamadığını söyleyerek, "Bunlar nasıl bakan?" diye sordu. Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
"Beni üzen nokta nedir? Seçimle gelen birisinin, kendi imzasıyla bütçeyi Meclis'e gönderen birisinin(Erdoğan) gelip burada bütçeyi anlatmaması yerine atadığı birini göndermesi. Bu doğru değildir. Bu parlamentonun saygınlığına gölge düşürür. Eğer bu anayasada bütçenin yapımıyla ilgili özel bir düzenleme yapılmışsa, Plan Bütçe Komisyonu'nda ayrıca ve özel bir süreç içerisinde görüşülüyorsa o zaman bir kişi gelecek, diyecek ki; 'Benim bütçem bu' ve bütçesinin arkasında kapı gibi duracak. (Erdoğan)Durmuyor, göndermiş memurlarını buraya, 'Efendim, siz bütçeyi anlatın'. Allah aşkına, gelip anlattılar bütçeyi. Ne anladınız siz, pembe bir tablo. Türkiye'de hiçbir sorun yok, çünkü öyle talimat almışlar. Yangında bile 'Sayın Cumhurbaşkanı'mızın talimatlarıyla yangını söndürmeye başladık' diye cümleyi kuruyorlar. Yangın için talimat mı beklenir, Allah aşkına!"
Erdoğan'ın bütçeyi gelip kendisinin sunması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Kaçarak bu iş olmaz, Meclis'e gelmeyerek de bu iş olmaz. Bu Meclis'in saygınlığına gölge düşürmektir" dedi.
Meclis'in itibarsızlaştırıldığını ve yazılı soru sormak dışında bir işlevi bırakılmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bu beyefendiler sorulara cevap vermiyorlar, 'Gerek yok' diyorlar. Bu ne demektir, eğer bir bakan veya bakanlar milletvekillerinin sorularına cevap vermiyorlarsa kimse kusura bakmasın, 'Meclis bizim için sıradan bir kurumdur demektir bu' " ifadelerini kullandı.
"Bu süreç böyle devam ederse bunun bilinen tek cümlesi vardır: Türkiye Büyük Millet Meclisi vesayet altındadır. 'Gazi Meclis' diyoruz, hangi Gaziliği kaldı, hangi yetkiniz var? Meclis'i el kaldıran el indiren milletvekilleri grubuna döndürdüler. Bir kişi cesaretle kalkıp benim görüşüm şudur diyemiyor. Dediği andan itibaren, 'Seni bir daha milletvekilliği listelerinde göstermeyeceğiz'. Ne demektir bu, 'Milletvekilliğini de vesayet altına alıyorum' demektir"
Bu sözler üzerine AKP ve MHP gruplarından seslerin yükselmesi sonrası Kılıçdaroğlu o yöne dönerek, "Hiç meraklanmayın, ben gerçekleri söylüyorum. Gerçekler acıdır, katlanacaksınız gerçeklere. Siz kalkıp da bir konuda, çıkıp da enflasyonu eleştirdiniz mi?, eleştiremezsiniz. Cesaretiniz yoktur sizin" dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şu şekilde:
Faizi sıfırlayacağız. Hangi faizi ya? Çiftçinin faizini sıfırladınız mı? İktidar olacağız, bir haftada çiftçilerin faizlerini sıfırlayacağız. Yüreğiniz yetiyor mu, yetmez. Talimat gelmesi lazım, faizi sıfırlamak için
Merkez Bankası'nı iğdiş ettiler. Erdoğan, bir kararname çıkardı, fiyat istikrar komitesi kuruyorum. Merkez Bankası'ndan bu yetkiyi alıp, kendi kurduğu kurula verdi. Peki bu komite kaç kez toplandı? Bir kere bile toplanmadı. Bunu söylüyoruz, üzülüyorsunuz. Acıdır gerçekler
"Etiket değiştiren elemanlar istihdam ediliyor, bu hale getirdiler"
Damatla kayınpeder ne yaptılar 128 milyar doları? Tüyü bitmemiş yetimin hakkını sormak benim de görevim sizin de göreviniz. Sizin sormanız lazım. Kime sattın 128 milyar dolar?
Şu soruyu sordunuz mu acaba kendinize: Ben kendi vatandaşımdan niye dolarla borçlanıyorum? Bu ülkenin kendi parası yok mu? Bunların hiç biri milli değil, oturan bakanların hiç biri de milli değil.
"Kitabını yazmışlar. Evet yazmışlar: Türk lirası nasıl pul edilir, kitabını yazdılar"
Erdoğan diyor ki ben hiç bir zaman faizci olmadı. Bütün faizcilerin güvencesi de umudu da Erdoğan'dır'
"Bu bütçeye hayır diyeceğiz"
Bu bütçeye hayır diyeceğiz. 83 milyona kumpas kuran bu bütçeye hayır diyeceğiz. Çünkü bu bütçe fakirden fukaradan, garipten, gurebadan parayı toplayıp bir avuç tefeciye Londra'daki tefecilere dolar baronlarına ve uyuşturucu baronlarına hizmet eden bir bütçedir.