Emekli Büyükelçi Loğoğlu: Yunanistan başka taleplerle de gelecek
Oruç Reis'in Antalya Limanı'na demirlemesi ve yeni NAVTEX ilan etmemesi tartışmalara neden oluyor.
Emekli Büyükelçi Faruk Loğoğlu konuyu Şule Aydın'ın sunduğu Haber Masası'nda şöyle değerlendirdi:
"Diplomatik açıdan bu bir taviz olarak görülecek. Yunanistan zaten görüşmelere hazır olduğu tepkisini verdi. Bunun arkasından başka talepler de gelecek. Türkiye çıtayı yükselttikçe yükseltmişti. Sonra birden bire Oruç Reis, Antalya Limanı'na çekildi. Bakım ve ikmal gibi nedenlerle limana çekilmesi gerekir miydi, yoksa açık denizde de bunlar yapılabilir miydi? ABD'nin ve AB'nin Doğu Akdeniz ve Kıbrıs bağlamındaki son hamleleri herhalde yöneticileri bir düşünceye sevk etti. Havayı yumuşatacak bir adım atmak olağan ama durum öyle bir noktadaydı ki Türkiye'nin denizdeki durumunu aynen sürdürmesi gerekiyordu. Şimdi Türkiye, ilave talep ve baskılara kapı açmış oldu. Nasıl yorumlarsak yorumlayalım yanlış bir adımdır. Yunanistan'ın Doğu Akdeniz veya Ege'de bir uzlaşıya varma ihtimali yok. Bir de Ege sorunu, Türkiye ve Yunanistan arasındaki ikili bir sorundur. Doğu Akdeniz ise çok taraflı bir sorundur. Türkiye ve Yunanistan Doğu Akdeniz meselesinde masaya otursalar, anlaşsalar dahi sorun çözülmüş olmayacak. Taraf ülkelerin ortak mutabakatıyla ancak sorun çözülebilir. Oruç Reis'in geri çekilmesini ben taviz olarak görüyorum. Gerginliğin azalması iyi bir şey elbette, ancak bu Türkiye'ye diplomatik açıdan kazanç sağlamayacak. Şimdi ABD, AB ve Yunanistan görecek ki, Türkiye'ye yeterince baskı yapılırsa yola getirmek mümkün."
"Dış politikanın iç politikaya malzeme edilmesi yanlış"
Dış politika meselelerinin iç politikada kullanılmasının doğurabileceği sorunlara dikkat çeken Loğoğlu,"Dış politikanın iç politikaya malzeme edilişi Türkiye'ye mahsus değil. ABD'de, Fransa'da da oluyor. Macron'un bölgedeki hamlelerinin iç politikayla da ilgisi var. Bu yanlış. Dış politikanın kendi parametreleri var. İç politika malzemesi yaparsanız, her defasında yanlış yapma ihtimaliniz yüksek olur. Doğu Akdeniz meselesinde görüyoruz. Çıta birden yükseltiliyor, milliyetçilik duygularımız okşanıyor. Sonra birden bire çıta indiriliyor, ve hayal kırıklığı. Bundan sonra çıtanın daha da yükseltilmesi gerekir ki Türkiye'nin önündeki sıkıntı da budur." diye konuştu.
Türkiye'nin diplomatik yalnızlığı
Türkiye'nin bölgesel çapta yaşadığı diplomatik yalnızlığın Türkiye'nin çıkarına olmadığını vurgulayan Loğoğlu, "Hükümetin son 14 yılda izlediği dış politika, Türkiye'yi bütün cephelerde yalnızlığa itmiştir. Bugün bölgede dostumuz yoktur. Hatta bölgede İsrail, Suriye ve Mısır gibi büyükelçilerimizin bulunmadığı ülkeler var. Bölgede yalnızca Katar'la bir dostluğumuz var. Avrupa'yla karşı karşıyayız, ABD ile karşı karşıyayız. Ben Kıbrıs meselesiyle yirmi beş sene uğraştım. ABD'nin Kıbrıs hamleleri benim şimdiye kadar görmediğim hamleler. ABD, önce Güney Kıbrıs'a silah ambargosunu kaldırdı, ardın mutabakat imzaladı. Ama ben bundan hayırlı bir sonuç çıkarıyorum. ABD ve Avrupa böylece tarafını belli ederek, KKTC'nin varlığını teşhir etmiş oluyor. Bir zamanlar komşularla sıfır sorun arayışı vardı. Türkiye'nin menfaati dış ilişkilerinin iyi olmasından geçer. Böyle herkesi karşımıza almamızın güvenlik açısından, ekonomik açıdan bir kazancı yok. Türkiye bunu düzeltmeye İsrail'den başlamalı. Biz İsrail'i tanıyan ilk müslüman ülkeyiz. Arkasından Mısır olmalı. Mısır'la çatışan çıkarlarımız yok. Biz Mısır'ı öylesine karşımıza aldık ki, sanki has düşmanımız." ifadelerinde bulundu.