Zorunlu Bireysel Emekliliğe yeni dayatma! Cayanlar tekrar sisteme sokuluyor!
Zorunlu bireysel emeklilik sisteminden (BES) cayanların oranı yüzde 60'a yaklaşınca, AKP iktidarı yeni bir dayatmayı daha gündeme getirdi.
Zorunlu BES'ten cayan emekçilerin her iki yılda bir sisteme yeniden dahil edileceği belirtildi. Türkiye Sigorta Birliği Başkan Yardımcısı Uğur Erkan, “BES’ten kaçış yok, yapmadan olmaz” dedi.
AKP'nin 2017 başında uygulamaya başladığı zorunlu bireysel emeklilik sigortası (BES) dayatması tutmadı. Otomatik olarak sisteme dahil edilen yüz binlerce emekçi dilekçe verip sistemden ayrılınca, AKP bu kez yeni bir dayatmayı gündeme getirdi.
Zorunlu BES dayatmasına otomatik katılım ile dahil edilen, sonradan cayma hakkını kullanarak BES'ten çıkanların her iki yılda bir sisteme dahil edilmesi planlanırken, şimdi de “pişman katılımcı”nın sisteme tekrar kazandırılması için söz konusu sürenin daha erkene çekilmesi üzerine çalışılıyor.
Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkan Yardımcısı Mehmet Uğur Erkan, ilk altı ayda otomatik katılım ile sisteme dahil olanlardan birçoğunun cayma hakkını kullandığını anımsatarak, otomatik katılıma tanıtım anlamında yeterince hazırlık yapılamadan sistemin devreye girdiğini kaydetti.
"CAYMA ORANLARI YOĞUN OLDU"
Kamuoyunda sistemin algısını olumsuz etkileyecek propagandaların yapıldığını ifade eden Erkan, “Böylelikle cayma oranları biraz yoğun oldu. Biz olaya pozitif yönden bakıyoruz. Türkiye’de otomatik katılım sistemi hayata geçmiştir, çok önemli bir reform. İlk altı ayda otomatik katılım ile sisteme dahil olan 2,5 milyon kişiyi azımsamamak lazım. İnşallah önümüzdeki dönemde buradaki eksiklikleri görerek cayma hakkını kullanan 3,5 milyon kişiyi kazanacağız” dedi.
Erkan, sistemden cayma hakkını kullanarak ayrılan katılımcıların her iki yılda bir sisteme yeniden otomatik olarak dahil edileceğini aktararak, “BES’ten kaçış yok, yapmadan olmaz. Başka nerede para biriktireceğiz? Her ay bir kumbaraya para atman lazım. Buradaki sistemde de kumbaraya atmış oluyorsun, üstüne devlet de katkı veriyor” diye konuştu.
Özel sektörde çalışan işçilerin sistemden ayrılma oranı %62, memurlarda ise yüzde 49 civarında. Yani toplamda zorunlu olarak Bireysel Emeklilik Sistemine dahil edilenlerin yüzde 58’i sistemden ayrılmış görünüyor.
Geçen 2017 Ocak ayının başından itibaren Otomatik Katılım adıyla, 45 yaş altında olan özel sektör ve kamu emekçisi tüm işçiler Bireysel Emeklilik Sistemine zorunlu olarak dahil edilmeye devam ediyor.
Kamuda çalışan işçiler ve 657’ye tabi devlet memurları 1 Nisan 2017’den itibaren sisteme sokuldu. Özel sektörde çalışan işçilerse çalışan işçi sayısına göre sisteme dahil edildi.
Aslında 2018 yılı ve sonrasında geçilmesi planlanan sistem, AKP’nin ve bireysel emeklilik şirketlerinin işbirliğiyle alelacele Meclis’e getirildi ve onaylandı.
NEDEN BU ACELE?
AKP’nin bu acelesinin temel sebebi, ücretli çalışanları tasarrufa zorlamak, tasarruf için biriktirilen parayı fonlar üzerinden piyasaya sürmek, fonda biriken parayı patronların kullanımına sunmak ve giderek artan ekonomik sıkıntıyı bu şekilde atlatmaya çalışmak olarak yorumlandı.
Bununla birlikte 2001 yılında yayımlanan ve sisteme dair ilk çıkan yasa olan Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu’nun yayımlanmasından 6 ay sonra yürürlüğe giren sistemin sermayeye kazandırdıkları sigorta şirketlerine yetmedi. Sermaye gözünü daha büyük bir pastaya dikti ve pastadan daha büyük bir pay istedi.
Buna göre, işçileri tasarruf ve mutlu emeklilik vaadi ile kandırmak için tüm olanaklar seferber edildi. Broşürler hazırlandı, kamu spotları tüm televizyon kanallarında defalarca gösterilmeye devam etti. Yayınlanan kamu spotunda zorunlu olarak bireysel emeklilik sistemine dahil edilen kişinin, sistemden emekli olduğunda yaşayacağı "mutlu" hayatın uzun sayılabilecek bir tarifi vardı. Sistemden emekli olan bu kişi hemen bir yazlık satın alıyor, sonrasında mutlu bir yüz ifadesiyle ekrandan bize gülümsüyordu. Peki görünen ülke gerçekliği gerçekten AKP’nin kamu spotunda yer aldığı gibi mi? Emekçiler sisteme kandı mı?
Herkesin bildiği gibi Türkiye’de ailelerin tasarruf edememesi, çalışmaları karşı aldıkları ücretlerinin düşük olması, bütçelerinin yetmemesi ve sürekli borçlanmak zorunda kalmalarından kaynaklanıyor. Aileler gelirlerinin yarısı oranında olan borçla başa çıkmaya çalışıyor.
Bu kapsamda Zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemine karşı sistemden neden çıkılması gerektiğini anlatan ve sistemden çıkışı örgütleyen pek çok bildiri yayımlandı, duyuru yapıldı. Emekçiler bu bildirilere kulak verdi, araştırdı ve sistemden çıkmak için cayma hakkını kullananlar beklenenden daha hızlı davrandı.
Yani halk bu sisteme kanmadı ve getirilmek istenen sistemi kabul etmedi…
Özel sektörde çalışan işçilerin sistemden ayrılma oranı yüzde 62, memurlarda ise yüzde 49 civarında. Yani toplamda zorunlu olarak Bireysel Emeklilik Sistemine dahil edilenlerin yüzde 58’i sistemden ayrılmış görünüyor.