‘Türkiye’de asgari değil sefalet ücreti belirleniyor’
Yayınlanma:
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “Türkiye’de ne yazık ki her yıl asgari ücret değil ortalama ücret belirleniyor. Adı üzerinde asgari ücret bir işçinin alması gereken minimum ücrettir. Eğer ki siz minimum ücret seviyesinde bu kadar çalışan topluluğu yaratırsanız, sonuç olarak ülkeyi açlık ve yoksulluk sınırı altında çalışan, ucuz iş gücü cennetine döndürürsünüz" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, 2023 yılı asgari ücretinin belirlenmesi için ilk toplantı öncesinde açıklama yaptı. Ağbaba, “Türkiye’de ne yazık ki her yıl asgari ücret değil ortalama ücret belirleniyor. Adı üzerinde asgari ücret bir işçinin alması gereken minimum ücrettir. Eğer ki siz minimum ücret seviyesinde bu kadar çalışan topluluğu yaratırsanız, sonuç olarak ülkeyi açlık ve yoksulluk sınırı altında çalışan, ucuz iş gücü cennetine döndürürsünüz, insan onuruna yaraşır bir ücret hakkından çalışanları mahrum bırakırsınız” dedi. Ağbaba, şu değerlendirmeleri yaptı:
- Türkiye’de asgari ücretle çalışanların oranı yüzde 50’ler seviyesinde; başka bir deyişle, Türkiye’de her 10 çalışandan 5’i asgari ücret ile çalışmaktadır. Asgari ücretin Türkiye’de açlık ve yoksulluk sınırı altında sürekli olarak seyrettiğini düşündüğümüzde; asgari ücretin insan onuruna yaraşır bir ücretten ziyade açlık ücreti olduğu hepimizin malumu. AKP iktidarının yarattığı girdap işte tam da budur. Asgari ücreti ortalama ücret haline getir, o ücreti de açlık ücretine eşitle. Adı üzerinde asgari ücret bir işçinin alması gereken minimum ücrettir. Eğer ki siz minimum ücret seviyesinde bu kadar çalışan topluluğu yaratırsanız, sonuç olarak ülkeyi açlık ve yoksulluk sınırı altında çalışan, ucuz iş gücü cennetine döndürürsünüz.
- İktidar acaba işçileri, emekçileri hangi enflasyona ezdirmiyor onu sormamız gerekir. Talimat ile ayarlanan TÜİK verilerine mi yoksa halkın çarşıda, pazarda hissettiği gerçek enflasyona mı? TÜİK son yıllarda açıkladığı enflasyon verileri ile adeta bir soygun mekanizmasına dönüşmüş durumda. Düşük enflasyon verileri işçilerin, emeklilerin ve memurların daha az maaş almasına neden oluyor. Sofrada her gün küçülen ekmeğe TÜİK açıkladığı Saray talimatlı verilerle bu soyguna açık açık aracılık ediyor. Türkiye insanların en çok harcama yaptığı kalem gıda. Gıda enflasyonunda yıllık artış oranı yüzde 102,55. Baz etkisi ile zaten enflasyonun düşüşe gececiği matematik bilen herkesin bildiği bir gerçek. Var olan gerçeklik üzerinden iktidarın propagandasına şahit oluyoruz. Ama enflasyondaki düşüş gıda ürünlerinde düşüş yaşanacağı anlamına gelmiyor. Yoksulluk ve açlık sınırının geldiği durum ortada. Önemli olan asgari ücrete yapacağınız zam değil, yaptığınız zam ile asgari ücretlinin ve diğer ücretlilerin alım gücünü korumaktır. İnsan onuruna yaraşır bir ücret çalışanlara verilecek mi verilmeyecek mi asıl mesele bu.
- Asgari ücret belirlenirken tek bir işçinin geçim maliyeti üzerinden düşünülmekte, işçilerin kendilerinin dışında bakmakla yükümlü olduğu ailelerinin geçim maliyeti hesaba katılmamaktadır. Bu durumda asgari ücretlinin en temel hakkı olan beslenme, barınma, giyim vb. haklarından mahrum kalmaktadır. Bu bakımdan asgari ücret her şeyden önce işçinin ve bakmakla yükümlü olduğu ailesinin tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek, insan onuruna yaraşır bir ücret olarak belirlenmelidir. Ücretler üzerindeki ağır vergi yüküne son verilmelidir. Ayrıca TÜİK'e göre son 5 aylık enflasyon artışı yüzde 14,04. TÜİK son 6 aylık enflasyonu şimdiden yüzde 18 olarak belirledi; yani emeklilere ve memurlara verilecek zam sadece yüzde 18 ile sınırlı kalacak. Bu durumda asgari ücret ile diğer ücretler arasındaki makas ise iyiden iyiye daralacak. Bu bile asgari ücretin nasıl bir ortalama ücret haline dönüştürüldüğünün kanıtıdır. AKP ülkeyi tamamen ucuz iş gücüne, açlık ve yoksulluk sınırı altında ücretliler toplumuna dönüştürmüştür.