Zarrab'ın para aklama serüveni 'ABD onaylı' devam ediyor

Zarrab'ın para aklama serüveni 'ABD onaylı' devam ediyor
Kara para aklama suçundan ABD tarafından 130 yıl hapis cezasına çarptırılan Reza Zarrab, 2017 yılında Amerika yargısıyla "tanık koruma programı" kapsamında işbirliğini kabul ederek itirafçı olmuştu. OCCRP'de yayınlanan bir yazıda Zarrab’ın ABD hükümeti "onaylı" lüks hayatının para aklamadan geldiği ifade edildi.

OCCRP (Organize Suç ve Yolsuzluk Raporlama Projesi) tarafından yapılan araştırmada, Amerika’da bulunan Zarrab’ın suç şebekeleriyle olan bağlantılarının devam ettiği ve Türkiye üzerinden birden fazla kez banka havalesi aldığı tespit edildi.

Araştırmanın yayınlandığı internet sitesinde Zarrabla ilgili, "Sahte kimlik kullanarak safkan at endüstrisine giren Zarrab, saray yavrusu gibi bir at çiftliği inşa etti" ifadeleri kullanılırken, öte yandan "Dolandırıcılık ve para aklamanın yaygın olduğu yeni bir endüstriye girdi" diye yazıldı.

zarrab-victory-16-9-1638942198-880x-o2mt-1-800x450.jpg

ABD’li yetkililer yorum yapmaktan kaçınıyor

Amerikalı yetkililer ise Zarrab’ın ABD’deki faaliyetlerine yönelik şu an için yorum yapmaktan kaçınsa da yetkililerin konu hakkında gizli bir soruşturma yürüttüğüne yönelik bir iddia da söylentiler arasında yer alıyor.

Sözkonusu araştırmanın yayınlandığı sitede, "Türk Gatsby" diye bahsedilen Zarrab’ın Miami’de sürdürdüğü lüks hayatı "Playboy yaşam tarzı" diyerek ifade ediliyor.

richard-ferrari-with-watch-9ccfa5cf5f8ffacc8d99c22ba8b8d531e066d59c82d1d69ff55cbde7ebfd6845.jpg

Yıllar boyunca sahte şirketler üzerinden İran’a yönelik ABD yaptırımlarını delerek büyük bir para aklama operasyonu yürüten Zarrab için ABD savcılarının "mütevazı" bir tahminde bulunduğu aktarılan yazıda, sözkonusu savcıların 2010’dan 2015’e kadar Zarrab’ın en az 20 milyar dolar taşıdığı yönünde düşüncelerinin olduğu aktarılıyor.

'Richard Ferrari' ismiyle tanıyordu

ABD’de tutuklanan ve itirafçı olduktan sonra tahliye edilen Zarrab'ın "Aaron Goldsmith" adını aldığı ve bir binicilik merkezi kurduğu iddia edilmişti.

Öte yandan ismi açıklanmayan bir kadının, "Richard Ferrari" ismiyle tanıdığı Zarrab'ın gerçek kimliğini öğrendikten sonra "Başına bir iş gelmesinden korkarak, polise ifade vermeye gittiği" belirtildi.

Kadın yetkililere, Richard Ferrari olarak tanıdığı adamla 2020'nin ortalarında tanıştığını söyledi. İsmi açıklanmayan kadın, tanışmalarından kısa süre sonra, ahırlarından 10 dakikalık yürüme mesafesindeki bir güvenlikli sitede, havuzlu, beş yatak odalı, geniş bir evde birlikte yaşadıklarını da belirtti.

Öte yandan analizde, Zarrab'ın gerçek kimliğini öğrendikten sonra ilişkilerinin kötüye gittiğini ifade eden kadının, ayrılıktan ve Zarrab'ın Miami'deki dairesine geri taşınmasından sonra, memurlara Zarrab'ın kendisini takip ettiğine inandığını söylediği iddiası da yer aldı.

3,6 milyon dolarlık bir evde oturuyor

Sözkonusu analizde, Zarrab şu sıralar Miami’de Biscayne Körfezi manzaralı ultra lüks, 3.6 milyon dolarlık bir dairede oturduğu da yazıldı. Habere göre, gazetecilerin Miami'deki Coconut Grove'a kadar takip ettiği Zarrab, panoramik manzaralı bir dairede yaşıyor.

thursday-stable-shot.jpg

Yayınlanan iddiaların sorulduğu Zarrab’ın avukatları ise yeni iddiaları kabul etmiyor ve Zarrab’ın savcılıkla yaptığı anlaşmaya bağlı kaldığını ifade ediyor. Avukatlar iddiaları reddetmeye devam ederken Zarrab’ı yakından takip eden gazeteciler ise lüks hayat tarzını Zarrab’ın kendi imkanlarıyla sağladığı belirtiyor.

‘Şirketlerden altısı hala aktif’

OCCRP tarafından yapılan araştırmaya göre, Zarrab’ın 2017 yılında ABD yargısıyla tanık koruma programı çerçevesinde anlaşmaya varması ardından eski ortağı Amir Fathrazi’nin Türkiye’de bir şirket kurduğu ifade ediliyor. Sözkonusu şirketin kurucu başkanı yazıda Sami Al-Bazz olarak geçerken Al-Bazz isminin kara para aklama çevrelerince çokça tanındığı da analizde belirtiliyor.

Zarrab’ın savcılıkla anlaştığı davada adı geçen hatta iddianamede de adı bulunan Şems diye anılan yönetici Şems Al-Bazz, Sami Al-Bazz’ın kardeşi. ABD’de ne Amir Fathrazi ne Al-Bazz’larla ilgili herhangi bir adli işlem yapılmadı.

OCCRP’nin tespitlerine göre Fathrazi, babası ve akrabalarıyla Türkiye’de kurduğu şirkete paralel olarak İran’da da bir düzine şirket açtı ve bu şirketlerden altısı hala aktif olarak çalışmaya devam ediyor. Fathrazi tarafından kurulan şirketin adı Amir Al Gayrimenkul Yatırımları Anonim Şirketi olarak geçiyor. Bu şirket de Zarrab’ın eski paravan şirketleri gibi gerçek ticaret yapan bir şirket olarak görünmüyor.

Kamuya açık kayıtlarda, ticari ilişkilerinin ayrıntıları yetersiz bulunurken öte yandan şirketin web sitesi veya çevrimiçi ağının da bulunmadığı bildiriliyor.

Zarrab’ın İran yaptırımlarını delerken kullandığı şirketlerden biri Zafer Kuyumculuk’tu. Şirketin kayıtlarına göre 2003 yılında bu şirket üzerinden Zarrab ve Fathrazi ortak oldular. O şirketin müdürlerinden birisi de Ertuğrul Bozdoğan’dı. Bozdoğan, 17-25 Aralık operasyonunda yakalanan isimlerden birisiydi.

'Davaya zarar verir'

New York’un Güney Bölgesi’nde karmaşık ceza davalarına bakan emekli bir ABD Başsavcı yardımcısı Peter Sprung, Zarrab’ın eski meslektaşlarıyla devam eden temasının, kendisini Halkbank’a karşı tanık olarak kullanmayı planlayan savcılar için büyük sorunlara yol açabileceğini söyledi. Sprung, "Zarrab’ın dürüst olmayan veya hileli hareket ettiği veya bilinen suçlularla bağlantılı olduğu veya daha da kötüsü bir suç işlediği ortaya çıkarsa, bu onun bir işbirlikçi olarak yararlılığını ciddi şekilde baltalayacaktır. Halkbank davası için ne kadar önemli olduğuna bağlı olarak, o davaya ağır zarar verebilir" dedi.

Sprung, Zarrab’ın Adalet Bakanlığı’nın anlaşmanın şartlarını ihlal ettiğini belirlemesi halinde 130 yıl hapis cezasına çarptırılabileceğini ve tamamen yeni suçlamalarla karşı karşıya kalabileceğini ifade etti.

Kaynak: OCCRP

Etiketler :