WikiLeaks'in kurucusu Assange'ın kardeşi: Bu ağır çekim cinayet
WikiLeaks'in kurucusu, yasa dışı ABD savaşlarını, insan hakları ihlallerini, kitlesel casusluk operasyonlarını ve milyonlarca kişinin hayatını etkileyen küresel diplomatik komploları ifşa etmekten suçlanan Julian Assange'ın ABD'ye iadesi için temyiz duruşması İngiltere'de görülmeye devam ediyor.
50 yaşındaki Assange'ı 18 suçtan yargılamak için İngiltere'den iadesini isteyen ABD, temyizi kazanabilmek için WikiLeaks kurucusunun yüksek güvenlikli hapishanelerde tutulmayacağı ve hapis cezasını ülkesi Avustralya'da çekebileceği taahhüdünde bulunmuştu.
İngiltere Londra Yüksek Mahkeme'sinde görülen dava için Londra sokaklarında "Assange'a özgürlük" eylemleri yapılıyor.
Söz konusu duruşma ve ABD'nin "taahhütleri" dünya gündeminde yerini alırken, Assange'ın kardeşi ve film yapımcısı Gabriel Shipton World Socialist Web Site'a konuştu. Shipton, "CIA, Julian'ı yasal gibi görünen gerekçelerle kaçırma planına devam ediyor" ifadelerini kullandı.
'Onu öldürme planları yeni değil'
Shipton, "Onu kaçırıp rehin alabilecekleri ama bunu bu yasal gerekçeyle yapabilecekleri bir yol buldular. BM İşkence Raportörü Nils Melzer, bunu 'ağır çekim bir cinayet' olarak adlandırıyor. CIA planlarından farklı değil. Washington'un Julian'ı öldürme veya WikiLeaks'in peşine düşme konusundaki fikir birliği yeni değil, uzun süredir bunu yapmaya çalışıyorlar sadece Biden yönetimi buna farklı bir şekilde devam ediyor" diye konuştu.
'O masum bir adam'
Kardeşini en son Ekim 2020'de gördüğünü belirten Shipton, "Hapishane Covid-19 nedeniyle ziyaretçi kabul etmediği bir döneme girdi. Covid-19 protokollerinin yanı sıra, Belmarsh zaten maksimum güvenlikli hapishanedir" ifadelerini kullanarak hapishanenin koşullarını anlatmaya devam etti: "İçeri girmek için geçmeniz gereken üç dört kapı var, aranıyorsunuz, ağzınız bile, parmak izleriniz bile her noktada taranıyor. Çocukları son birkaç aydır ziyaret edebiliyor, bu yüzden daha iyi."
Assange'ın kaldığı hapishanedeki mahkumların genelde şiddet suçundan hüküm giydiğini belirten Shipton, "Julian'ın olduğu bu hapishane İngiltere'deki en şiddetli suçlular için yapıldı. O masum bir adam, mahkum değil. Bu durum da Julian'ın davasındaki birçok usulsüzlükten sadece biri" ifadelerini kullandı.
'İntihar etmesinden korkuyoruz'
Benzer davalarda yaşanan intihar vakalarını gördükçe Assange'ın da intihar etmesinden korktuklarını ifade eden Shipton, "Geçen yıl Julian'ın kaldığı Belmarsh'ta bir üç intihar yaşandı. Julian'ın da bu sayıya katılacağı korkusuyla yaşıyoruz. Mesela geçtiğimiz aylarda bilgisayar programcısı ve iş adamı John McAfee'nin, İspanya'dan ABD'ye iadesi onaylandı ve bunun ardından McAfee intihar etti. Bu her zaman aklınızda olan bir şey. Sürekli korku içindeyiz" diye konuştu.
"Ona pasaportunu kaybetmiş bir gezgin muamelesi yapıyorlar"
Avustralya hükümetinin Assange'ın arkasında durmadığını belirten Shipton, "Pasaportunu kaybetmiş bir sırt çantalı gezgin gibi davranıyorlar. Kaçabilecekleri asgari yardımı sağlarlar. Artık gerçekten bir şeyler yapmak için giderek daha fazla baskı altına giriyorlar. Tek gereken, başbakanın telefonu açması ama Avustralya ABD'ye borçlu. Bu tür şeyler söz konusu olduğunda sandığımız kadar bağımsız değiliz. Julian'a uygulanan zulüm söz konusu olduğunda Avustralya hükümetinin ABD'nin liderliğini takip ettiğini düşünüyorum" dedi.
Mücadelenin dokunaklı portresi: Ithaka
Shipton kısa süre önce önümüzdeki ay Sidney Film Festivali'nde prömiyerini yapacak ve Ocak 2022'de vizyona girecek Ithaka adlı uzun metrajlı bir belgeseli tamamladı. Yönetmenliğini Ben Lawrence'ın yaptığı film, Assange'ın babası John Shipton'ın farkındalık yaratmak, kamuoyu desteği oluşturmak için verdiği mücadeleyi anlatıyor.
Film, WikiLeaks kurucusunun kendisine ve nişanlısı Stella Moris, iki küçük çocuğu ve John Shipton da dahil olmak üzere ona en yakın olanlara ve Assange'a yapılanların dokunaklı bir portresini sunuyor.
Assange'ın ABD'ye iadesi davası: Temyiz duruşması başladı
ABD söz verdi: Assange'ı yüksek güvenlikli hapishaneye göndermeyeceğiz
