Telegram kurucusu hala tutuklu: Rusya'dan flaş açıklama!

Telegram kurucusu hala tutuklu: Rusya'dan flaş açıklama!
Rus milletvekili ve Putin müttefiki Vyacheslav Volodin, Telegram CEO Pavel Durov'un tutuklanmasının arkasında ABD'nin olduğunu belirtti.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yakın müttefiklerinden biri, ABD'nin, Fransa'nın Telegram CEO'su Pavel Durov'u tutuklamasında rol oynadığını öne sürdü.

Telegram, özellikle Ukrayna'daki savaşın iletişiminde kritik bir rol oynayan ve 1 milyar kullanıcıya sahip bir mesajlaşma platformu olarak biliniyor.

Rusya Devlet Duması'nın başkanı Vyacheslav Volodin, ABD'nin Fransa aracılığıyla Telegram üzerinde kontrol sağlamaya çalıştığını iddia etti. Volodin, "Telegram, ABD'nin etkisi altında olmayan nadir ve en büyük internet platformlarından biridir" diyerek bu durumun ABD'nin ilgisini çektiğini söyledi.

nkjlkjkl.png

MACRON: SİYASİ BİR KARAR DEĞİL

Durov, Fransa'da çocuk pornografisi, uyuşturucu ticareti ve dolandırıcılık gibi suçlarla ilgili bir soruşturma kapsamında geçtiğimiz hafta sonu gözaltına alındı. Ancak Volodin, bu suçlamaların ABD tarafından desteklenen bir operasyonun parçası olduğunu savundu.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Durov'un tutuklanmasının "siyasi bir karar" olmadığını belirtti. Beyaz Saray ise konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmadı. Kremlin, henüz Fransa'nın Durov'a yönelik resmi suçlamalarını görmediklerini duyurdu.

thumbs-b-c-b7117d5455a2e85fb480d210238db370.jpg

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞININ İLETİŞİM AĞI: TELEGRAM

Telegram, Dubai merkezli bir şifreleme platformu olarak, Rusya, Ukrayna ve eski Sovyetler Birliği cumhuriyetlerinde büyük bir etkiye sahip. Rusya'nın 2022'de Ukrayna'ya yönelik başlattığı işgalin ardından Telegram, savaşın iki tarafının da içeriklerini paylaştığı "sanallaştırılmış bir savaş alanı" haline geldi. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy ve Rus hükümeti, bu platformu savaşın en önemli iletişim araçlarından biri olarak kullanıyor.

Analistler, ABD'nin seçim öncesinde Telegram üzerindeki etkisini artırma çabalarının, küresel medya ve iletişim üzerindeki stratejik kontrol arayışının bir parçası olabileceğini belirtiyor.

Kaynak:Dış Haberler