Moskova-Kiev geriliminin Rusya yansımaları: İlk saldıran Rusya olmayacak

Moskova-Kiev geriliminin Rusya yansımaları: İlk saldıran Rusya olmayacak
Moskova ve Kiev arasındaki gerilim Batı'nın eliyle tırmanmaya devam ediyor. Ülkeler teker teker diplomatlarını, onların ailelerini ve vatandaşlarını Ukrayna konusunda uyararak “ülkeden ayrılın” mesajı veriyor. Ukrayna ise ilk önce "abartılı buldukları" bu tepkiler ardından yelkenleri suya indirip "istedikleri zaman gidebilirler" tutumunu sergiledi.

Artan askeri birlik sayısı, gönderilen “savunma” amaçlı silahlar derken Ukrayna ve Rusya arasındaki tansiyon uzun zamandır olmadığı kadar yükseldi. Gözler sınırda, akıllar ise bir savaş çıkıp çıkmayacağı sorusunda. Yaşanan bu gerilimin Rusya okuması ve yansımalarını sorduğumuz Moskova Üniversitesi’nden Doç. Dr. İkbal Dürre, “İlk saldıranın Rusya olacağını düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.

ikbal-durre-docent-288x300.webp
Doç. Dr. İkbal Dürre

Moskova’nın, batının aldığı “Diplomatları ve aileleri geri çağırma” adımlarını provokatif bulduğunu belirten Dürre, “Moskova, batının aldığı bu tür kararları provokasyon olarak değerlendiriyor. Yani Rusya’da son gelişmelerin yarattığı izlenim, 'Olayı provoke etmek, Ukrayna’yı savaşa hazırlamak için diğer taraftan da dünyada her an bir savaş olacakmış gibi bir ortam yaratıp Rusya’yı da agresif bir ülke olarak göstermek’ şeklinde oldu” dedi.

Dürre şöyle devam etti: “Rusya, Batı’ya diyor ki ‘bizim oraya saldırma gibi bir amacımız yok dolayısıyla bu yaptığınız şeyler de kendi kendinize kurduğunuz oyunların bir parçası.’ Rusya’nın konuya bakışı böyle.”

Belarus-Rusya ortak tatbikatı

Rus birlikleri 10 şubatta başlayacak ve yaklaşık bir ay sürecek ortak tatbikat için Belarus’a gitmeye devam ediyor. Ukrayna’nın kuzey sınır komşusu olan Belarus’da başlayacak bu tatbikat, Batı tarafından ‘tehdit’ olarak yorumlanırken Rusya ise “olağan bir tatbikat” ifadelerini kullanıyor.

Bu konuda görüşlerini sorduğumuz Dürre, Belarus’ta Rusya-Belarus ortak tatbikatı için yaşanan hareketliliğin Batı ile Rusya’nın gerginliğini daha da artırdığını ifade ederek, “S-400, Su-35 gibi silahların kullanılacak olduğu bu tatbikat Batı tarafından ‘madem bir savaşa hazırlanmıyorsunuz niçin böyle bir tatbikat yapıyorsunuz’ tepkisine neden oldu. Rusya tarafı da bu tatbikatın Ukrayna’daki gelişmelerle bir ilgisi olmadığını dile getiriyor. Ama bir taraftan da (Belarus Cumhurbaşkanı) Lukaşenko Ukrayna sınırındaki askerlerini artırdıkları yönünde bir açıklama yaptı. Dolayısıyla aslında bölgede askerlerin artırılması gibi bir gelişme olduğu da yadsınamaz ama ben yine de buna rağmen ilk saldıranın Rusya olacağını düşünmüyorum” dedi.

‘Olayları bu hale getiren NATO’

Rusya için sözkonusu gerginliğin bu denli tırmanmasının nedeni olarak NATO’yu gösteren Dürre, “Olayların bu hale gelmesinin sebebi Rusya açısından kesinlikle NATO. Olayın altında yatan asıl sebep, NATO’nun sürekli Rusya’nın sınırlarına doğru ilerlemek istemesi. İngilizler ve Amerikalılar’da bir oyun var. İki araba da birbirlerine hızla gelir ve son anda manevra yapılarak çarpışmanın önüne geçilir. Bu oyuna Amerika’nın meşhur şovlarından aşinasınızdır. Bu da kesinlikle böyle bir olay. Şunu da eklemek isterim ki bu tür oyunlar çoğu zaman kazayla biter. İki tarafta da çok ciddi bir sinir harbi var. Savaşa hazırlanıyor gibi bir görünüm vermek istiyorlar ama İngilizler dışında Doğu Avrupa’da savaş isteyen başka ülke olduğunu düşünmüyorum. İngilizler dışında kimsenin savaş istemediğini düşünsem de demin de belirttiğimiz gibi provokasyona çok açık bir ortam ve olay var. Demin örneklendirdiğimiz gibi direksiyon son anda kırılamazsa kaza kaçınılmazdır” ifadelerini kullandı.

‘En çok silah gönderen ülke İngiltere’

İngiltere’nin çok eski yıllardan beri Rusya’nın istikrarını sarsmak için Ukrayna’yı ‘kaşıma’ politikası izlediğini belirten Dürre, “İngiltere çok eski yıllardan beri Rusya’nın gücünü kırmak için bu coğrafyaya yönelik tutumunu aynı tutuyor. Dikkatinizi çekerim, Ukrayna’ya en çok silah gönderen ülke İngiltere. Şu anda resmi verilere göre Ukrayna’da görev yapan 200 kadar İngiliz askeri uzman var. Bu sayı, diğer ülkelerinkine kıyasla daha fazla olduğu için bu bu kadar önemli. Ukrayna, Rusya’nın gücünü kaybetmesi uzun vadede daha da sıkıntılı bir ülke haline gelebilmesi adına Batı için diğer ülkelerden daha önemli bir konuma sahip” diye konuştu.

‘Rusya’nın bölünmesi Ukrayna’dan başlar’

ABD’nin eski Ulusal Güvenlik Danışmanı, Siyaset Bilimci ve Yazar, Zbigniew Brzezinski’nin Büyük Satranç Tahtası isimli kitabına atıfta bulunan Dürre, “Büyük Satranç Tahtası isimli bir kitap vardı. O kitapta da Rusya’nın böylesine büyük bir coğrafyada bu kadar az nüfusla daha fazla var olamayacağı ve bölüneceği ifadelerine yer veriyordu Brzezinsk. Bu bölünmenin de Ukrayna’dan başlayacağnı yazmıştı. Yani Ukrayna bölgesi provokasyona çok yatkındır çünkü tarihi olarak da Ukrayna’nın batısı hiçbir zaman Rusya’ya kalben bağlı olan bir bölge olmamıştır ama doğusu için de tam tersini söylemek mümkün. Haliyle Ukrayna bu anlamda ‘kaşınmak’ için çok uygun bir yer. İngilizler de bu fırsatını kaçırmayacaktır” dedi.

Almanya'nın Rusya tutumu

Almanya’nın diğer batı ülkelerinin aksine Ukrayna’ya silah göndermeye yanaşmaması ve sürekli olarak diplomasi çağrısını yinelediğini hatırlatarak Berlin’in tutumunu değerlendirmesini istediğimiz İkbal Dürre, “Almanya’nın Ruslarla savaşma konusunda çok kötü bir deneyimi var. Ruslarla savaşın ne demek olduğunu en iyi Almanlar bilir bu tabii Ruslar için de geçerlidir çünkü insan kaybı açısından en fazla Ruslar zarar gördü o dönemde hatırlarsanız. Bir de Avrupa’nın enerji açısından Rusya'ya olan bağlılığı bilinen bir gerçek sadece enerji açısından da değil herhangi bir savaş durumunda Rusya’nın Ukrayna’da daha fazla toprak elde etme ihtimali aynı zamanda Moskova’nın Avrupa’ya daha fazla yaklaşmış olması anlamına gelecek. Çünkü eğer böyle bir savaş çıkarsa her ne kadar Rusya’ya yönelik ekonomik yaptırımlar uygulanacak olsa da Moskova’nın fiziki bir ilerlemesi sözkonusu olacak. Hem askeri hem de ekonomik anlamda bu olayın orta ve uzun vadedeki sonuçları Avrupa için diğer batı ülkelerine göre daha fazla olacak. Avrupa dediğimizde ana dinamik Almanya’dır. Bu yüzden Almanya bu denli diplomasi çağrısı yapıyor. Dikkat ederseniz Almanya ABD baskısına rağmen Kuzey Akım konusunda Rusya ile ortak bir yol bulmuştu. Merkel Putin ile ilişki kurabilen bir liderdi. Merkel’den sonra durum biraz değişse de Almanya bu gerilime diğer batı ülkelerine göre daha diplomasi ağırlıklı yaklaşıyor” diye konuştu.

'Olimpiyatlardan önce çatışma ihtimali olduğunu düşünmüyorum'

Çatışmanın provokasyon sebebiyle başlayabileceğini belirten Dürre, "Bir provokasyon olursa bunu Ruslar, Batı; Batı da Ruslar başlattı diyecektir. Bunun da o aşamada hiçbir önemi kalmayacak. Ruslar bir çatışma çıkarsa nokta atışlarıyla, teknik siber saldırı ve sonrasında füze atışlarıyla karşılık verir. Tansiyon yüksekliğine bakınca böyle bir sebepten çıkacak bir çatışma ihtimali yüksek görünüyor ama ben bunun Putin-Biden görüşmesi ya da Pekin'de gerçekleşecek olan Kış Olimpiyatları’ndan erken olacağına ihtimal vermiyorum. Çünkü Çin de olası bir çatışma yüzünden olimpiyatların geri planda kalmasını istemez” ifadelerini kullandı

Çin tarafından yalanlanan iddiaları hatırlatan Dürre, “Her ne kadar Çin bu iddiaları yalanlamış olsa da basına Çin devlet Başkanı Şi Çinping’in Putin’den çatışma konusunda ricada bulunduğu yansımıştı. Bu, bugün ya da yarın olacak bir şey değil ama bu denli gergin bir coğrafyada çatışma risk var” dedi.