'Çipler Tayvan'ı sonsuza kadar koruyamaz'

'Çipler Tayvan'ı sonsuza kadar koruyamaz'
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Temsilciler Başkanı yani ABD hiyerarşisinin üçüncü ismi Pelosi’nin Ağustos ayı başında gerçekleştirdiği ve tüm dünyanın uçuşunu yüreği ağzında çevrimiçi takip ettiği Tayvan ziyaretinin etkileri, uluslararası siyaseti meşgul etmeye devam ediyor. Tayvan Uluslararası Hukuk Derneği Genel Sekreter Yardımcısı Ting Hui Lin halktv.com.tr'ye değerlendirmelerde bulundu.

Tayvan, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Çin'de çıkan iç savaştan bu yana Beijing ile Taipei'deki hükümetlerin egemenlik anlaşmazlığı kaynaklı askeri gerilimlere sahne oluyordu. Çin’i kendi ekonomisi açısından büyük bir rakip olarak gören ABD’nin ise tutmayan Ortadoğu hesapları ardından rotasını Hint-Pasifik’e çevirmesi, hali hazırda tansiyonun yüksek olduğu bölgede yeni senaryoların tartışılmasına neden oldu.

Ağustos ayında Çin ile ABD arasında büyük bir gerginliğe neden olan Nancy Pelosi’nin ziyareti uluslararası hukuk nezdinde de büyük bir tartışma kopardı. Hemen akabinde Çin’in tüm karşı çıkışlarına karşın üç ayrı ABD’li heyet, Ada’nın başkenti Taipei’ye art arda ziyaretler düzenledi.

Ziyaretlerin ardından dün Tayvan Boğazı’nda “rutin operasyonlarını” gerçekleştiren ABD’nin kruvazörleri ve Çin’in bu sebeple yeniden yüksek alarm seviyesine geçmesi suları yeniden ısındırdı. ABD ve Çin tarafından çokça okunan bu süreç için biz de yönümüzü Tayvan’a çevirdik ve Tayvan Uluslararası Hukuk Derneği Genel Sekreter Yardımcısı Ting Hui Lin ile konuştuk.

‘Çatışma yaşanmayacak’

Pelosi’nin ziyaretinin olası bir çatışma ihtimalini yaratıp yaratmadığını sorduğumuz Ting, “ABD Hint-Pasifik'e önem veriyor, ancak bana soracak olursanız, Taipei ve Beijing arasında çatışma yaşanmayacak. Bunun nedeni de, Çin’in ABD’nin ilk rakibi haline gelmesi” diyerek, Çin’in ABD’nin askeri gücünü geçebileceğinden emin olmadan şu anki konumunu riske atmayacağı iddiasında bulundu.

‘Tayvanlılar ÇKP’nin sözlerine inanmamaları gerektiğini anladı’

Çin tarafından kısa süre önce yayınlanan ve anakaraya geri dönmesi halinde Beijing’in Taipei’ye verdiği güvenceleri içeren “Beyaz Belge”nin yansımalarını anlatan Ting, “Tayvan’ın bir kısmı tarafından hoş karşılandı” diyerek şöyle devam etti: "Ama, Tayvanlıların çoğu Çin Halk Cumhuriyeti’nin (ÇHK) söylediklerine güvenmedi. Çünkü herkes onların amacının Tayvan'ı işgal etmek olduğunu biliyordu. Çin, 2 yıl içinde Tayvan'ın Çin'e ithal ettiği tarım ürünlerini ablukaya aldı, bu politikalar Tayvanlıların Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) nasıl bir şey olduğunu ve ÇKP'nin politikalarına ya da sözlerine güvenilmemesi gerektiğini açıkça anlamalarını sağladı."

‘Çipler Tayvan’ı sonsuza dek koruyamaz’

Pelosi’nin ziyareti ardından Çin, Tayvan’a gözdağı amaçlı bazı ürünlere ithalat yasağı getirmişti. Gerilimin daha da ilerlemesi durumunda, "Asya Kaplanları" olarak anılan ülkelerden biri olan Tayvan’ın ekonomisinin nasıl etkileneceğini ise Taipei’nin bu durumdan pek de etkilenmeyeceğini söyleyerek analiz eden Ting, "Çünkü Çin, Tayvan'ın başlıca ihracat pazarı değil. Tayvan hükümeti, pazarlarını Japonya veya Avrupa ülkelerine aktarmaları için üreticileri destekleyecek bütçeye sahipti" dedi.

ABD ve Çin arasında tansiyonun yükselmesiyle yaşanabilecek herhangi bir çatışma ihtimali, Washington'ın bu alanda üretim devlerinden Tayvan’a kökünden bağlı olduğu “çip” sektörünü de alarm durumuna getirmişti. Herhangi bir çatışma halinde ABD’nin Tayvan’dan aldığı çiplerin üretiminin sekteye uğraması, Washington ve tüm dünya için teknoloji üretimini durma noktasına getirecekti. Olası bir çip krizi üzerine yorumlarını merak ettiğimiz Ting, Tayvan savunmasını güvenceye almak için çip sektörünün bir kaldıraç görevi gördüğünü çünkü dünyanın da bir bakıma bu konuda Tayvan’a bağlı olduğunu anımsattı. Yine de çiplerin geçmişte Tayvan için şimdiki kadar bir önemi olmadığı dönemlerde de Taipei’nin varlığını anımsatan Ting, "Çin demokratik bir ülke olmalı çünkü çipler Tayvan’ı sonsuza kadar koruyamaz ancak demokrasi korur" ifadelerini kullandı.

‘ABD’nin amacı Çin’i caydırmak’

ABD’nin son zamanlarda Hint Pasifik bölgesindeki artan etkisinin Çin ve Tayvan arasındaki çatışma ihtimalini artırıp artırmadığını merak ederek, “ABD’nin rolünü nasıl yorumladığını” sorduğumuz Ting, "ABD'nin eylemleri Çin'in, Batı Pasifik Okyanusu'nu, müttefiklerini ve ulusal çıkarlarını koruma politikasının kararlılığını anlamasını sağlamak" dedi.

Son olarak sonbaharda Tayvan ile ABD arasında yapılması planlanan ticaret görüşmelerinin bölgedeki etkilerini aktaran Ting, sözkonusu görüşmelerin Taipei için çok iyi olacağını ancak Ada’nın çok yönlü bir platforma ihtiyacı olduğunu belirtti. Öte yandan Ting, Çin’in bu görüşmeleri izlemek dışında bir şey yapamayacağını çünkü Beijing’in tedarik zinciri dışında kaldığı öne sürdü.

Ne olmuştu?

Çin'in, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin ay başındaki ziyaretinin ardından Tayvan Boğazı'nı ayıran "orta çizgi"yi geçtiği uçuşları ve gemi devriyelerini düzenli hale getirdiği gözleniyor.
Pelosi, Çin ile egemenlik analşmazlığı içindeki Ada'yı 25 yıl aradan sonra ziyaret eden ilk ABD Temsilciler Meclisi Başkanı olmuştu. Ziyaret, Ada'yı topraklarının parçası olarak gören Çin'in tepkisini çekmişti.

Çin ordusu, ziyaretin ardından Ada çevresinde askeri tatbikatlar başlatmıştı. 7 gün süren tatbikatlar, Ada'nın çevresinde fiili abluka oluşturmuştu. Gerçek silah ve mühimmatın kullanıldığı tatbikatlar sırasında Çin ana karasından ateşlenen güdümlü füzeler, Tayvan yakınlarındaki sulara düşmüştü.
Ordu sözcüsü, 10 Ağustos'ta tatbikatların tamamlandığını duyurmuş ancak Tayvan Boğazı'ndaki askeri devriye faaliyetinin devam edeceğini bildirmişti.

Pelosi'nin ardından, Demokrat Partili Massachusetts Senatörü Ed Markey başkanlığında 5 kişilik bir heyet, Indiana eyaleti Valisi Eric J. Holcomb ve Cumhuriyetçi Partili Tennessee Senatörü Marsha Blackburn de bu ay içinde Tayvan'ı ziyaret etmişti.

Beijing, "tek Çin ilkesini" vurgulayarak Tayvan'ın dünya ülkeleriyle diplomatik ilişkiler kurmasına, Birleşmiş Milletlerde ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor, kendisini tanıyan ülkelerin Tayvan ile diplomatik ilişkilerini kesmesini şart koşuyor.