Adım adım Rusya-Ukrayna Savaşı: Yarım yıl geride kaldı

Adım adım Rusya-Ukrayna Savaşı: Yarım yıl geride kaldı
NATO’nun bazı eski Varşova Paktı üyelerini bir bir bünyesine katarak Doğu Avrupa üzerindeki ilerleyişini sürdürmek istemesi, Moskova yönetimini yıllardır rahatsız ediyordu. Ukrayna’nın da yüzünü Batı’ya dönmesi ve NATO üyeliği için attığı adımları hızlandırmak istemesi 24 Şubat’ta Moskova’nın Kiev’e girmesiyle sonuçlandı.

24 Şubat sabahında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ulusa Sesleniş konuşmasıyla başlattığını söylediği “Ukrayna’nın doğusuna yönelik özel askeri operasyon” dünyayı küresel krizlere sokan bir savaşın başlangıç fitilini ateşledi. Rusya’nın “özel askeri operasyon” dediği hamle, dünyanın dengesini değiştiren ve 6’ncı ayına giren savaşı başlattı.

Savaşın ilk gününden bu yana 6 ayda yaşanan tüm önemli gelişmeleri derledik. İşte yarım yılı geride bırakan savaşın 6 aylık almanağı…

Nazi tartışmaları

Rusya, askerlerinin Ukrayna’nın doğusunda yer alan ve Rusya yanlılarının çoğunlukta bulunduğu Donbas bölgesinin Neo-nazi’lerden arındırılması için savaştıklarını ifade ederken, Ukrayna ise Rus askerlerinin ülkeyi işgal ettiklerini ve Donbas bölgesindeki yerel halka zulüm edildiğini belirtiyor.

Rusya’nın Neo-nazi eleştirilerinin odağı olan ve savaşta aktif bir şekilde konuşulan Azov Taburu, başlangıçta Mayıs 2014'te gönüllü bir milis birliği olarak kuruldu ve o zamandan beri Donbass Savaşı'nda Rus yanlısı güçlerle savaşıyor. Ancak Azov taburu, 2014'te, işkence ve savaş suçları iddialarının yanı sıra neo-Nazi sempatisi ve Neo-Nazi sembollerinin kullanılması gibi iddialarla da gündeme geliyordu.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski, 9 Mayıs Zafer Günü'nü sosyal medya hesabından hücum yeleğinde SS Totenkopf* arması olan bir askerin fotoğrafını paylaşmıştı. Zelenski gelen tepkiler ardından sözkonusu paylaşımını silmişti.

totenkopf.jpeg

*3. SS Panzer Tümeni 'Totenkopf', SS-Heimwehr Danzig ve Nazi toplama kamplarında görev yapmakta olan personelin bir araya getirilmesiyle kurulmuştu.

Savaşın başlangıcı ve katlanan mülteci krizi

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 24 Şubat’ta Ukrayna'nın doğusundaki Donbas'a “özel askeri operasyon” başlattıklarını duyurmasının ardından Ukrayna’nın başkenti Kiev dahil ülkenin çeşitli kentlerinde patlama sesleri duyulmaya başlanmıştı.

Bir sabah savaşa uyanan Ukrayna halkı ise yavaş yavaş ülkelerini terk etmeye ve rotalarını başta Polonya olmak üzere Avrupa ülkelerine çevirdiler. Zaten “büyük bir sorun” olarak görülen mülteci krizine kısa sürede milyonlarca Ukraynalı da eklenmiş oldu. Sadece savaşın ilk haftasında dahi ülkeyi terk edenlerin sayısı, Suriye iç savaşının ilk yılında ülkeyi terk eden sivillerin sayısını geçmişti. Savaşın ilk haftasında Ukrayna’yı terk edenlerin sayısı 1 milyona dayanmışken 6’ncı ayda ise Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin verilerine göre ülkeden gidenlerin sayısı 10 milyonu aştı.

Ülkelerin kayıpları

Savaşın başladığı tarihten Rusya ve Ukrayna karşı tarafın kayıplarına dair bakanlık verilerini düzenli olarak açıklıyor. Ancak iki ülkenin birbirlerinin kayıpları hakkında verdikleri bilgiler pek örtüşmüyor. Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov, açıkladığı son verilerde, Ukrayna'nın bugüne kadar 268 uçak, 148 helikopter, 1796 insansız hava aracı, 369 hava savunma füze sistemi, 4 bin 377 tank ve zırhlı araç, 818 çok namlulu roketatar, 3 bin 335 obüs ve havan topu, 5 bin 24 özel askeri aracı yok edildi. Konaşenkov, son verilerde Ukrayna’nın asker kayıplarına değinmese de Konstantinovka'da 200’den fazla Ukraynalı milliyetçinin son 24 saatte öldürüldüğünü ifade etti.

Ukrayna Genelkurmay Başkanlığı ise 24 Şubat-23 Ağustos döneminde, Ukrayna'da toplam 45 bin 550 Rus askerinin etkisiz hale getirildiği kaydedildi. Bu dönemde Ruslara ait 234 uçak, 198 helikopter, bin 921 tank, 4 bin 238 zırhlı araç, bin 33 top, 266 roketatar ve 146 hava savunma sisteminin imha edildiği bildirildi. Rusya Savunma Bakanlığından 25 Mart'ta yapılan açıklamada, Ukrayna'da 1351 Rus askerinin öldüğü duyurulmuş fakat daha sonra kayıplara ilişkin veriler yenilenmemişti. Ukrayna ise savaşta öldürülen asker sayısının yaklaşık 9 bin olduğunu duyurmuştu.

6 ayın bilançosu: 5 binden fazla sivil hayatını kaybetti

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin her ay düzenli olarak yayınladığı sivil kayıplara yönelik rapora göre, savaşın başladığı Şubat’tan bu yana hayatını kaybeden toplam sivil sayısı, 5 bin 237. En son Temmuz ayı verileriyle açıklanan bu raporda savaşın başlamasından bu yana hayatını kaybedenlerin 2 bin 19’unun erkek, 1379’unun kadın, 143’ünün kız çocuğu ve 164’ünün de erkek çocuğu olduğu ifade ediliyor. Öte yandan raporda, 1491’i yetişkin ve 41’i çocuk olmak olmak üzere hayatını kaybedenlerin cinsiyetlerinin tespit edilemediği de belirtildi.

Raporda, savaşın başladığı 24 Şubat tarihinden bu yana en yüksek sivil kaybın yaşandığı ayın ise Mart olduğu ifade ediliyor. Mart ayında hayatını kaybedenlerin sayısının 3 bin 120 olduğu kaydedilmişti.

Dünyayı saran nükleer korku

Putin’in Ulusa Sesleniş konuşmasının ardından Ukrayna topraklarına üç koldan giren Rus güçleri, Belarus topraklarından indikleri Çernobil’de nükleer santralin kontrolünü ele geçirmişti. Rus güçlerinin Çernobil’deki nükleer santrale girmesi ardından tüm dünya için nükleer korkunun dejavusu başlamış oldu. Yaklaşık 30 yıldır nükleer tehidtlerden uzakta yaşayan dünya için Çernobil’in ele geçirilmesi, eski travmaların yeniden deşilmesine neden oldu.

Savaşın nükleer künyesi:

Savaşın ilk gününde 1986'da dünyanın tanık olduğu en büyük nükleer felaketlerden birine sahne olan ve hâlâ az miktarda radyasyon sızdıran Çernobil nükleer santralini ele geçiren Rus askerleri santralde çalışan 100'den fazla işçi ve 200 güvenlik görevlisinin tesisten ayrılmasına günlerce izin vermedi. Dünya liderleri Çernobil’in Rus kontrolü geçmesi ardından nükleer tehlike uyarıları yaparken uzmanlar da Rusya’nın o bölgedeki amacının Kiev’e ilerlemek olduğunu söylüyorlardı. Rus askerleri, mart ayı sonunda bölgeden çekildi.

Avrupa’nın en büyük nükleer santrali Zaporojye ise halen Rus ordusunun kontrolünde. Santral içine askeri araç sokan Rusya, tesisi kalkan olarak kullanmakla suçlanıyor. Mart başından beri reaktör duvarlarının hasar aldığı birden fazla çatışma yaşandı. Moskova’nın santraldan Ukrayna’ya verilen elektriği kesmeye hazırlandığı iddiası gündemde.

Buça ve Irpin’de dehşet görüntüleri

Savaşın en dikkat çeken konularından biri de Kiev ve Mariupol’de yaşananlar oldu. Kiev banliyölerinden Buça ve Irpin’de bulunan toplu mezarlar dünyanın dikkatini o bölgeye çekti. Katliam, Rusların bölgeden çekilmesiyle ortaya çıktı. Elleri ve gözleri bağlı halde sokak ortasında infaz edilmiş sivillerin görüntüleri aylarca konuşuldu. Toplu mezarlardan 1300 sivilin cesedi çıktı.

İşgal altındaki Mariupol’de olanlara dair tek ipucu ise uydu fotoğraflarına yansıyan toplu mezar görüntüleri olmuştu. Kiev’e göre burada 20 bin sivil öldü. Tiyatro binasının bombalanmasında 600, doğum hastanesine yönelik saldırıda 4 kişi yaşamını yitirdi. Azovstal çelik fabrikasına yönelik kuşatma ise 2500 askerin teslim olmasıyla son buldu.

Rusya’ya yaptırımlar ve Çin’in uyardığı ‘Bumerang etkisi’

Savaşın başlamasının ardından Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere, 30’dan fazla ülke Rusya’ya yönelik sert yaptırımlar uygulamaya başladı. ABD’nin teknoloji alanında en büyük rakibi olarak gördüğü Çin ve hem Rusya hem de ABD ile değişken ilişkileri Türkiye ise yaptırımlara katılmamakla eleştirildi. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, haziran ayında yaptığı açıklamalarda,"Yaptırımların iki ucu sivri kılıç olduğu ve bumerang etkisiyle uygulayanlara zarar verdiği çok defa kanıtlanmıştır” diyerek sözkonusu yaptırımların faturasının uygulayıcılara kesileceği imasında bulunmuştu. Dünya tarihinin gördüğü en sert yaptırımlara maruz kalan Rusya’nın elindeki enerji kozu ise Batı ülkelerini birçok krizin eşiğine getirdi.

Rusya’nın Avrupa’ya gaz akışını aniden durdurması riski, Avrupa’yı daha önce hiç olmadığı kadar büyük bir enerji krizi ile baş başa bıraktı. Rusya’ya enerji bağımlılığını azaltmak isteyen Avrupa, daha fazla likit doğalgaz (LNG) sağlaması konusunda ABD ile anlaşmaya varsa da kısa vadede Rus gazına bağımlılığı devam ediyor.

Enerji kriziyle boğuşan Avrupa’da halkın tepkisine neden olan tasarruf önlemleri alınıyor. Almanya’da akşamları kamusal alanlar ve devlet binalarında karartma uygulaması başlanırken bir Bakan’ın “daha az duş alın” önerisi ise infial yaratmıştı.

Enerji krizinin yanısıra Rusya ve Ukrayna arasında devam eden savaş nedeniyle yaşanan tedarik sıkıntısı birçok ülkeyi gıda krizi tehdidiyle karşı karşıya bıraktı. Gıda krizinin çözülmesi gerektğine yönelik diplomatik çağrılar devam ederken 22 Haziran’da İstanbul’da Türkiye ve BM arabuluculuğuyla bir araya gelen taraflar arasında tahıl ürünlerinin Karadeniz üzerinden dünya pazarlarına taşınmasına olanak sağlayan anlaşma imzalandı. Anlaşmanın ardından İstanbul’da kurulan Müşterek Koordinasyon Merkezi denetimiyle tahıl taşıyan gemiler ürünleri pazarlarına taşımaya devam ediyor.

NATO'da güçlenme

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'ne (SSCB) karşı bir savunma paktı olarak 1949'da kurulan NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü), Rusya ve Ukrayna savaşı ardından yeniden güçlenmeye başladı. Rusya'nın açtığı savaş endişesi nedeniyle tarafsızlık politikası yürüten İsveç ve Finlandiya'nın NATO’ya üye olmak için girişimde bulunması, ittifakın dünya sahnesinde yeniden güçlenmeye başlayacağı yorumlarına sebep oldu.

NATO üyeleri, ittifakın kendi sınırına yaklaşması endişesi içinde olan Rusya'ya, birlik olmalarını sağladığı için teşekkür ettikleri açıklamalar yapmışlardı.

Savaşın bürokrasi yansımaları

Savaş sadece sokaklarda ve cephelerde değil bürokrasi dünyasında da büyük bir yansımaya sebep oldu. Rusya ve Ukrayna arasındaki ilk müzakere masasına oturanlardan Denis Kireev'in ölü bulunması dünyanın gündemini epey meşgul etti. Kireev’in Ruslara çalıştığı ve gözaltı sırasında öldürüldüğü öne sürülmüştü. Ukrayna'dan yapılan açıklamada istihbaratçı Kireev'in kahraman olduğu belirtilirken Rusya ise Kireev’in Ukrayna istihbaratı tarafından öldürüldüğünü iddia etti.

Mart ayında, Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkan Yardımcısı Kirill Timoşenko, Melitopol Belediye Başkanı Ivan Fedorov'un Rus güçleri tarafından kaçırıldığını açıkladı. Melitopol Belediye Başkanı İvan Fedorov'un serbest kalması için savaş sırasında esir alınan 9 Rus askeri ile değiştirildiği bildirildi.

Rusya'nın tanınmış siyaset uzmanı Aleksandr Dugin'in kızı Darya Dugina, içinde bulunduğu aracın Moskova bölgesindeki Odintsovo kentinin yakınlarında 20 Ağustos'ta infilak etmesi sonucu hayatını kaybetti. Rusya saldırılan Ukrayna istihbaratını sorumlu tutarken Kiev ise iddiaları reddetti.

haktv.com.tr // Dış Haberler