Türkiye’nin iklim hedefi beklentileri sınıfta kaldı: Tam bir hayal kırıklığı

Türkiye’nin iklim hedefi beklentileri sınıfta kaldı: Tam bir hayal kırıklığı
Prof. Dr. Doğanay Tolunay, Bakan Kurum'un Türkiye'nin 2030 için yüzde 21 emisyon artıştan azaltım hedefinin yüzde 41'e yükselmesiyle ilgili yaptığı açıklamasını “Tam bir hayal kırıklığı” olarak değerlendirdi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Mısır'ın Şarm El Şeyh kentinde düzenlenen COP27 iklim zirvesinde dün herkesin uzun zamandır beklediği Türkiye'nin güncellenmiş Ulusal Katkı Beyanı'nı (NDC) açıkladı. Kurum, dünya liderlerine hitaben yaptığı konuşmada Türkiye'nin 2030 için belirlediği yüzde 21 emisyon artıştan azaltım hedefinin yüzde 41'e yükseltildiğini belirtti.

whatsapp-image-2022-11-16-at-15-30-40-1.jpeg

Beyanı halktv.com.tr’ye değerlendiren İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Orman Fakültesi, Toprak İlmi ve Ekoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Doğanay Tolunay, Kurum’un açıklamasını “Tam bir hayal kırıklığı” olarak değerlendirdi. Tolunay “Hemen yarın kömür yakıttan çıkılsın kimse demiyor. Adil dönüşümle olması lazım ama şöyle bir yol haritasının olması lazım. 2030’da kömürlü termik santralleri tamamen kapatamayabilirsin, yarısını ya da eskilerini kapatırsın. Böyle bir yol haritası yok. Azaltım dediğimiz şey artışta azaltım değildir. 2020 yılındaki emisyondan yüzde 35 düşürelim beklentisi varken %50'ye yakın bir emisyon artışı yapılması öngörülüyor” dedi. TEMA Vakfı da bugün yaptığı açıklamada Türkiye’nin hedefi, beklendiği gibi yüzde 35 mutlak emisyon azaltımı değil, yüzde 30’un üzerinde emisyon artışı anlamına geldiğini belirterek Türkiye’nin iklim aciliyetinin farkında olan daha iddialı bir Ulusal Katkı Beyanı sunmasını ve emisyon azaltım çalışmalarını istedi.

whatsapp-image-2022-11-16-at-15-30-40.jpeg

Türkiye iklim kriziyle mücadelede hayati önem taşıyan Paris İklim Anlaşması’nı 2015 yılında imzaladı ancak 5 yıl sonra onayladı. Paris Anlaşması’nın hedefi küresel sıcaklık artışının 2 derecenin olabildiğince altında tutulması. Türkiye de 2015 yılında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekreteryası'na (BMİDÇS) Ulusal Katkı Niyet Beyanı’nı sunmuştu. Buna göre 2030’a kadar mevcut politikalar senaryosuna kıyasla emisyonlar için en az yüzde 21 artıştan azaltım hedefi vermişti. Bir kaynaktan yayılan ve çevre için zararlı etkileri olan her türlü gaz, sıvı ve katı atık, emisyon olarak adlandırılıyor. Emisyon Azaltımları ise küresel ısınmaya sebep olan (karbondioksit, metan vb.) sera gazlarının atmosfere salınımını önleyen projelerin çevreye yaptığı katkıyı ortaya koyan terim.

‘Artıştan azaltım’

Artıştan azaltım yaklaşımı ile yapılan bu hesaplamaya göre Türkiye'nin sera gazı salımı, hiçbir önlem alınmadığı durumda 2030 yılında ulaşacağı 1 milyar 175 milyon karbondioksitten alınacak önlemler sayesinde 2030 yılına gelindiğinde 929 milyon karbondioksite düşürülecekti. Bir başka deyişle, önce iki katı artacak, sonrasında yüzde 21 azalacaktı. Türkiye, Paris Anlaşması’nı onayladığı için Ekim 2021’de bu hedefini Ulusal Katkı Beyanı olarak tekrar sunmuştu.

‘2038’de emisyonlar pik yapacak’

Ulusal Katkı Beyanları (NDC) Paris Anlaşması'nın ve uzun vadeli iklim hedeflerine ulaşılmasının merkezinde yer alıyor. Her ülkenin kendi koşullarına göre ve gönüllü olarak belirlediği ulusal emisyonları azaltma ve iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlama çabalarını somutlaştıran bildirimler. Türkiye’nin de uzun zamandır Ulusal Katkı Beyanı’nı açıklaması bekleniyordu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Mısır'ın Şarm El Şeyh kentinde düzenlenen COP27 iklim zirvesinde dün Türkiye'nin güncellenmiş Ulusal Katkı Beyanı'nı (NDC) açıkladı. Kurum, "Böylece ülke olarak 2030 için yaklaşık 500 milyon ton emisyon azaltımı yapmış olacağız" dedi ve Türkiye'nin en geç 2038'de emisyonlarını pik (en yüksek) noktasına ulaştıracağını belirtti. Türkiye, 2030 yılı için daha önce açıkladığı yüzde 21'lik azaltım hedefini yüzde 41'e yükseltti.

‘Emisyonlar artacak’

halktv.com.tr’ye Türkiye’nin ulusal katkı beyanını değerlendiren Prof. Dr. Doğanay Tolunay, 2015 yılında verilen Ulusal Katkı Niyet Beyanı’nı anımsatarak “Bu bir azaltım değil emisyonların 2 katından fazla arttırma anlamına geliyor, demiştik. Bugün de ‘2012’de söylediğimiz 430 milyon ton sera gazı emisyonunu temel alınarak yine 2030’da normalde bir milyar 175 milyon kadar olacaktı emisyonumuz ama biz biraz daha fazla bu olağan gidişi yüzde 41 azaltacağız’ diyorlar. Yüzde 41 azaltım yaptığınızda da bu 480 milyon ton civarına geliyor. Öyle olduğu zaman da 700 milyon tonun altına düşecek anlamına geliyor, bu da 2030’da sera gazları emisyonumuzu yaklaşık 200 milyon ton daha arttıracağımız anlamına geliyor. ‘Azaltıma geçeceğiz’ diye de bir ifade yok. Dolaylı olarak sera gazı emisyonlarını arttıracağını öngörüyorum” dedi.

‘Çaba göstermiyoruz’

Türkiye’nin ne yapması gerektiği yönündeki sorumuza yönelik ise Tolunay şöyle konuştu:

“Küresel ölçekte sera gazı emisyonlarımızı 2030’da 25, 30 milyar tonlar civarına çekmemiz gerekiyor. En son açıklanan rakamlar küresel ölçekte 59 milyar ton kadar. Buna biz 8 yıl içinde daha fazla azaltmak zorundayız. Hem küresel hedefler açısından olumsuz bir yaklaşım hem de Türkiye’de uzun zamandan beri beklediğimiz sera gazı emisyon azaltım hedefinin uzağında kalıyoruz. Dolaylı olarak bir arttırma anlamına geliyor. Bu açıklanan rakamla biz 2053 yılında net sıfır karbondioksit emisyon hedefini yakalamamız mümkün değil. 2030 yılında 700 milyon ton emisyon yapacaksak 20 yıl içinde ormanların tuttuğu karbondioksit miktarına indirmemiz gerekiyor. En son açıklanan envanterde ormanlarımızın tuttuğu karbondioksit 60 milyona düştü. 2021 yılında orman yangınları buna dahil değil ve aşırı odun üretimi var bunun 2021 yılı itibariyle 50 milyon tonlara düşmesini bekliyoruz. Dolayısıyla 700 milyon tondan 20 yıl içerisinde 50, 60 milyon tona düşürmemiz gerekiyor emisyonları. Azaltım konusunda yeterince çaba göstermiyoruz. Bakanın açıklamasından anladığımız şey ciddi bir azaltım ve faaliyet olmayacağı. Çıkış yol haritası oluşturması, 2030’a kadar şu kadar termik santralı kapatacağız ya da kömürlü üretimi yüzde 30, yüzde 50 azaltacağız gibi hedeflerin olması gerekiyordu. Anladığımız böyle bir hedefin olmadığı. Çok da detay vermeyerek hareket alanını geniş tuttuğunu görüyoruz.”

TEMA: Türkiye’den beklenen azaltım hedefi gelmedi

Öte yandan TEMA Vakfı da bugün yaptığı açıklamada Türkiye’nin hedefi, beklendiği gibi yüzde 35 mutlak emisyon azaltımı değil, yüzde 30’un üzerinde emisyon artışı anlamına geldiğini belirten bir açıklama yaptı. Açıklamada özetle şöyle denildi:

“2020 yılında 524 milyon ton karbondioksit emisyonunun 8 yıl içinde 1175 milyon tona yükseleceğini öngörmek ve yüzde 41 azaltım hedefi koymak, 693,25 milyon ton karbondioksit salım olacağını kabul etmek demektir. Burada da bir azaltımdan bahsetmek ne yazık ki olanaklı değildir. Türkiye, azaltım hedefini yüzde 30’un üzerinde artış olarak açıklamıştır.

Ormanlar, meralar, kıyı ekosistemleri, sulak alanlar ve toprağımız daha iddialı iklim hedefi ve katılımcı bir iklim kanunuyla koruma altına alınmalıdır.

TEMA Vakfı olarak, Türkiye’nin bilimsel gerçekliklere dayanan, iklim aciliyetinin farkında olan daha iddialı bir Ulusal Katkı Beyanı sunmasını ve emisyon azaltım çalışmalarını hızlandırması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz.”